Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '10

 
Kategori
Müzik
 

İnsan dinlediği müziğe benzer

Halkın ortak değerlerle var ettiği Halk Müziği'nin hakettiği yerde olmadığı inancındayım. 

Popüler anlayışın arkasına sığınmayı çıkar kabul eden ve zaman zaman da siyaseti koz bilip devlet kapısına yamanan basma kalıp müzisyenlerin mevcudiyeti, ne yazık ki Anadolu Müziği'ni taşımakla yükümlü olan ve bu yükümlülüğün gereğini en güzel şekilde yerine getiren gerçek Halk Kültürü gönüllüsü sanatçılarımızın önünü kapatmakta ve bu kültürün sağlıklı adımlarla taşınması yolunda şekilsiz bir pürüz anlamı taşımaktadır. 

Popülizm anlayışını benimseyen; "para Popülarite'den gelir" mantığıyla hareket eden, temelden kaliteli uğraşlar vermek yerine birdenbire hızlı bir şekilde yükselişe geçmeyi marifet bilen ve kendilerine "Sanatçı" yakıştırmasını yapan özde değil sözde müzisyenler; içinde yaşadıkları, ancak popüler anlayışın gözlerini kör ettiğinden olsa gerek güzelliklerini bir türlü göremedikleri bu muazzam kültürün, az önce de belirttiğim gibi gerçek bekçilerinin müziklerini her anlamda ileri dönük ve kültürümüz adına olması gerektiği gibi icra etmelerini engellemekle birlikte, kültürümüzü sömürüye doğru götüren acımasız bir rol oynamaktadır. Kültür ve Müzik oluşumunu ticari bir amaç olarak gören bu sözde müzisyenlerimiz sayesinde bu muazzam kültürde ticaretin "yutucu" yüzüyle karşı karşıya kalacaktır. 

Peki bütün bu olumsuzlukların yanında tüketicinin, yani dinleyenin üzerine düşen
sorumluluklar yok mu? 

Elbette var;
İnsanların, dalı ne olursa olsun kulaklarına hoş gelen her müziği dinledikleri bariz bir gerçek. Ancak unutulmamalıdır ki; her müziğin bir sorumluluğu vardır ve yine bu sorumlulukları hakkıyla taşımasını bilen üretici ve yorumcuları mutlaka mevcuttur. İşte bilinçli tüketici olarak tabir ettiğimiz dinleyiciler, dinledikleri müziğin hakkını en iyi şekilde yerine getiren, yorumcusunun kim olduğunu bilen ve yatırımlarını bu bilinçle yapan tüketicilerdir.
Bilinçsiz tüketici ise dinlediği müziği, o müziğin yorumcusunun özel hayatını esas alarak dinleyen ve psikolojik olarak o yorumcunun müziğinden değil kendisinden etkilenen dinleyicidir.
"İnsan dinlediği müziğe benzer" 

Müzik aynı zamanda eğitici, örnek verici bir oluşum olarak algılanmalıdır. Dalı ne olursa olsun müziği sürekli "dinleyelim-oynayalım" mantığıyla benimsemek yerine azda olsa; "acaba bu müziğin sözlerinde anlatılmak istenen ne?" Veya " bu müzikte hangi duygular ön planda? " Şeklinde biraz kafa yorma zahmeti göstererek dinlemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Her fırsatta belirtiyorum, Türkiye'nin tek çıkış noktası eğitimdir; bu yoldan yetiştirilecek genç kuşakların yeni, ileri dönük bir toplum yaratmasına olanak sağlanacaktır. Bu yüzden çağdaşlaşma açısından müzik eğitimi ve kurumlarını çok önemsiyorum. 

İnsan dinlediği müziğe benzer demiştik; ne diyelim, her zaman en iyiye, en güzele ve en doğruya benzemek dileğiyle... 

Murat HASGÜN - m.hasgun@gmail.com 

http://twitter.com/murathasgun 

Yazarın tüm yazılarını facebook okur sayfasından da takip edebilirsiniz. 

 
Toplam blog
: 60
: 294
Kayıt tarihi
: 16.09.10
 
 

1990 yılında İstanbul'da doğdu. İlk Öğrenimini Faruk Timurtaş İlk Öğretim okulunda, lise öğrenimi..