Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '16

 
Kategori
Deneme
 

İnsan doğulur, adam olunur.

İnsan doğulur, adam olunur.
 

Her insan, adam mıdır? "Adam olmak” insan olmanın dışında apayrı bir kavramdır. İnsan görünümlü olup insan olmayanlar da yok mudur? Her insan adam olmadığı gibi insan görünümlü olup insan olmayanlar da vardır. Bunlar, insanlar arasında bulunur, insanlarla konuşur, görüşür; ama insanlara kötülük etmeden duramazlar. Bencildirler. Yalancıdırlar, sözlerine güvenilmez, saldırgandırlar, hırsızlık ve yolsuzlukları ayyuka çıkmıştır. Peki, adam olmak nedir?  Adam olmak,” gelişmek, büyümek “olarak tanımlanır. Her büyüyen, gelişen adam olur mu?  Adam olmak" deyimiyle anlatılmak istenen, toplum tarafından genel kabul görmüş bir ahlaka, etik değerlere, kültüre, davranışa sahip olmaktır. Bunlar, her toplumca benimsenen değerlerdirToplumdan topluma, hatta kişiden kişiye, zamana, yere göre değişen değerler olduğu gibi Doğu'da gerekse de Batı'da, her çeşit kültürün yer aldığı ortamlarda değişmeyen evrensel değerlerler de vardır. Bu değerlerin başında ahlak gelir.

Peki, ahlaklı olmak, topluma, kişiye göre değişen bir kavram değil midir? Kuşkusuz, evet. Ahlak, ülkeden ülkeye, kişiden kişiye göre değişen göreli bir kavram olduğu gibi yere, ortama, zamana göre de değişir. Sözgelimi, plajda mayo ya da bikiniyle dolaşma genellikle yadırganmaz da kentte bikiniyle dolaşılmaz.

İki kişi bir araya gelince ‘biz adam olmayız ’diye başlarız. Neden hep kendimizi önemsizleştiririz. Aşağılık duygusundan mı? Kurallara uymadığımızdan mı? Bencil davrandığımızdan mı?

Peki, adam olmak nedir?

Adam olmak, üniversite mezunu olmak mıdır?                                         

Adam olmak, işinde başarılı olmak mıdır?

Adam olmak, zengin olmak mıdır?

Adam olmak, ünlü olmak mıdır?

Adam olmak, girişimci olmak mıdır?

Adam olmak, zorlukların üstesinden gelmek midir?

Adam olmak, sözünü dinletmek midir?

Adam olmak, belli makamlara gelmek midir?

Bu soruları çoğaltabiliriz; ama adam olmak için bunlar yeterli değil. Adam olmak, başka özellikler de gerektirir. Adam olmak, dürüst olmak. Başkalarına zarar vermemek. Oturmasına, kalkmasına özen göstermek. Büyüklerine saygı göstermek, küçüklerini sevmek. Zor durumda  olan insanlara yardımcı olmak. İnsanlara sevgiyle bakmak, sözünde durmak, başkalarının  haklarına saygılı olmak, yolsuzluklara karışmamak, hırsızlık yapmamak, toplumsal değerlere saygı duymak, yasalara ve kurallara uymak, ahlaklı olmak…adam gibi adam olmanın özellikleridir, diyebiliriz.

Adam olmak, kişilikli olmak, kendi gibi davranmaktır. Adam olmak, insanı,doğayı sevmektir. Konuşmasını bilmek, ölçülü olmak adam olmanın en önemli göstergelerindendir. Yaşamı, kavrayabilmektir. Kendin olmaktır. “O ne der, bu ne der” diye yaşamamaktır. Gelişmek, iyi yetişmek, bilgi sahibi olmak, iyi bir duruma gelmektir. Ölçülü  olmak. Ölçüyü bulabilmek için çevresine ve kendisine yansız bakabilmek.

Adam olanın, dostluğuna da güvenilir. Adam olmayanın dostluğu, acemi aşçının çorbasına benzer; kokusu güzeldir; fakat tadı tuzu olmaz.(Malik Dinar) Adam olmayanın dostluğu mu olur ki tadı tuzu da olsun.Adam olmak, belli makama gelmekle ilgili değildir. Belli makama gelmenin, halk arasında dilden dile dolaşan bir öyküde, babanın şu sözünde özetlenmiştir:

Vali olmuşsun fakat adam olamamışsın

Çok eskiden bir adamın, haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış. Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda; ''Oğlum sen adam olamazsın!'' dermiş.

Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında çıkan bir tartışmadan sonra, bizim haylaz oğlan babasına saygısızlık yapmış. Ve almış başını İstanbul'a gitmiş. Çalışıp, çabalamış. Çeşitli okulları bitirip, sınavlara girmiş, başarılı olarak seçkin okulları bitirerek kendi kent vali olmuş.

Daha koltuğuna oturur oturmaz; ''Gidin, filan köyde şu isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin'' diye emir vermiş.

Valinin adamları gidip, söylenen köydeki ihtiyar Ahmet efendiyi bulmuşlar. ''Seni, Vali huzuruna çağırıyor.'' diyerek, adamı apar topar valinin karşısına çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanıp sigarasını tüttüren vali, yani bizim haylaz oğlan sormuş;

''Ben kimim? Beni tanıdın mı?''

Yaşlı adam büyük bir korku içinde imiş. Oğlunu tanıyamamış.

''Siz vali efendimizsiniz.'' demiş.

Vali, intikamını almış olmanın gururu içinde,

''Ben senin oğlunum!'' demiş. ''Hani sen bana iki sözünün birinde, adam olamazsın, derdin. Bak işte adam oldum, hatta vali bile oldum.''

Adamcağız durumu hemen anlamış; şöyle demiş:

''Beni ayağına bunu söylemek için mi çağırdın? Ben sana vali olamazsın değil, adam olamazsın demiştim. Yaşlı insanları ayağına çağırmakla ve onların yanında saygısızca sigara içmekle, insanları küçük görmekle adam olamayacağını gösterdin.”Büyük adam olmana gerek yok, sadece adam ol yeter.” (Alfred Capus) Demek ki vali, genel müdür, müsteşar, general, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı…olmakla adam olunmuyor. Adam olmanın başka özelliklerinin olması gerekiyor.

Tüm adam olmayanlar, babalarını bile tanımazlar mı bilmiyorum; ama babasını tanımayanın dostluğu olur mu? Diyeceksiniz ki tüm hatalar çocuklarda ve gençlerde midir? Hayır, onu demek istemedim. Babalar da hatalı olabilir. Psikologlar, sorunlu çocuk yoktur; sorunlu aile vardır, diyorlar

Çevremizde adam görünümlü insanlar vardır; ama adam nadir değil; adamlık nadirdir. Her kılık kıyafeti, giyimi kuşamı düzgün, anlı şanlı olanı da adam gibi adam olarak görmemek gerekir; çünkü böyleleri iç benliklerindeki kin, nefret, saldırganlık, cinsel taciz duygularını gizlemek, örtmek için böyle giyinmiş olabilirler. Peki, kirli, pasaklı, giysileri dökülenler daha mı iyidir? Bu tiplerde de adam gibi adamlara rastlanabilir; ama bunlar genellikle bohem yaşantısını seçmiş sanatkârlardır. Varsıllık için çalışmazlar; çevrelerine, topluma yararlı olmak için çalışır çabalar. Çoğu dostluğa değer verir. İşte bunlardan da adamlar çıkar. Adam odur ki, adını âlemde andıra. Âlemde ad kalır; fakat adam gelir gider (Adem Dede) Bu âlemde ad bırakan sanatkârlardır. Bir ressamın, bir müzisyenin, bir şairin, bir yazarın… İnsanlığa bıraktıkları yapıtlar sonsuzluğa değin yaşayabilir.

Peki, insanlığa hizmet etmiş devlet adamı yok mudur? Kuşkusuz vardır. Bunlar da insanlığa hizmet etmiş; demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin dünyaya yayılması için çaba göstermelerdir. Bunlar da adam gibi adamdırlar. Hitler, Stalin, Mussolini, Franco, …gibi diktatörlere ne demeli!

Bir adamın zengin ya da fakir olduğu, nelere sahip olduğuna değil, kim olduğuna bağlıdır.” (Henty Beecher) Zengin olmakla, bürokraside, politikada bir yerlere gelmekle adam olunmaz. Önemli olan sağlam karakterli olmaktır. Güzel bir düşünceyle güçlü   bir karakter birleşince, harikalar ortaya çıkar, diyor, Goethe.

Abraham Lincoln, bir adamın karakterini gerçekten öğrenmek istiyorsanız, ona güç ya da yetki verin, diyor. Güç ya da yetki, insanın karakterini değiştirmemeli. Eğer karakteri değişiyorsa adam değildir. 

Kim olduğun, nasıl olduğun, nerede olduğun hiç önemli değil, ekmeğini alın terinle kazanıyorsan adamsın. İnsanı, yarı yolda bırakmayan adamdır. Adam, işine geldiği gibi değil;içinden geldiği gibi davranandırHaklı olanın yanında durandır.

Adam olmak bir sanattır. Kolay gibi gözükebilir lakin zordur, sonu yoktur, zor bir süreçtir. Dik duruştur. Erdemli olmaktır. İlkeli, disiplinli, bir yaşam sürmektir. Düşünür, sorgular, tartışır, okur, çalışır.

Adam olmanın, en belirgin özelliği, sağlam karakterli olmaktır.

Eğitimin amacı, karakter inşa etmektir. O'Shea

İnsanlar göründükleri gibi olmalılar. Shakespeare.

Yaşantımız boyunca şu sözü çok kez duymuşuzdur. "Adam olsan bunlar başımıza gelmezdi!"Büyüklerin onaylamadıkları bir iş yapan gençler, bu sözle karşılaşırlar. Adam olmak" her şeyin başında gelir. Toplumca benimsenmiş ahlakı, kültürü, davranışı içselleştirenlerdir adam gibi adamlar.( bilgi@sayginnlp.com )

Bizi, biz yapan adam gibi adam olma değerlerimiz yok mu? Var. Düşkünlere, yoksullara, kimsesizlere, hastalara yardım etmekten kaçınmayız. Eşimin hastalığında, toplumumuzun bu özelliğini yaşayarak gördük.

Eşim bir anda yemek yerken rahatsızlandı, yere düştü. Sol tarafına inme indi. Hareketlerinin gelişmesi için fizik tedavi aldık. Yazlıkta da denizde eşimi yüzdürmeye çalıştım; kumsaldan denize inmekte zorlandığımız zamanlarda, denize girenlerden kimden rica ettiysek kimse çevirmedi, yardımcı oldular. Komşularımız yemekler yapıp getirmede adeta yarıştılar. Arabası olanlar, ne zaman isterseniz arabamız, hazır dediler.

Başka hangi toplumda, bu özellik vardır

Okul bitirmek, zengin olmak, belli bir makam gelmek, girişimci olmak, ünlü olmakla da adam gibi adam olunmaz.

Her toplumun adam gibi adam olma niteliklerinde farklılıklar olabilir; ama her toplumda dürüstlük, kendini bilme, tutarlı olma, dik durma, onurlu olma, sözünde durma… gibi nitelikler değişmez.

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..