Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '20

 
Kategori
Deneme
 

İNSAN EĞİTİMİ VE ARKA PLAN

 

İNSAN EĞİTİMİ VE ARKA PLAN

 

Bir önceki bölümde “arka plan” insan görünenden daha önemli altyapıdır. Orada söylenmeyenden, söylenemeyenden daha fazlası vardır. Arka plan sanılanın aksine insanı görünenden daha fazla etkiler ve etkilediği insanın rotasını, toplumun yol haritasını çizmekte, söylenen sözlerden, alınan eğitimlerden çok daha önemli ve etkilidir.

Bir insanda arka plan nasıl oluşur? Bu önemli bir sorun olmakla birlikte bu kısma çalışma yapan birçok güç ve güç merkezleri vardır.

Neticede var olan siyasi akımların varıp son bulacağı yer insansa ve yapılacak her iş aynı şekilde insanla yapılıyorsa yapılan işleri insanla anlamlandıran kazançlı çıkacaktır. Öyle de olmaktadır. Hemen hemen her konuda bir belge bilgi gerekliliği günümüzde iş yapabilmenin şartıdır. Bir bebek yapmak, bir robot yapmaktan daha az prosedürle yapılması bile günümüz mevcut sistemlerinin insan ve makineye bakış açısını yansıtmaktadır.*

Bir toplumda arka plan nasıl inşa edilir? Resmi ya da gayrı resmi görünüşte kimse bununla ilgilenmez, ilgilenmiyormuş gibi yapar. Aslında işin aslı hiç de öyle değildir.

Anlatılan halk hikâyelerinden, yöresel hikâyelere kadar çocuklukta görülen, dinlenilen farkında olunan ya da olunmayan her şey arka planı inşa eder. Arka planda hikâyeler genellikle dile getirilmez ancak karar verirken kişi bu arka planı kullanırken, bu arka planı dolduranlar da kişiyi kullanırlar.

Planlananla gerçekleşen arasındaki farkın sebebi de olan arka planı kim işler? Misal filmler bunun için bir altyapı malzemesidir. Çizgi filmler, halk hikâyeleri, davranışlar ve fiili hareketler gözlenen hemen her şey bir çöp kutusu gibi insanın zihnini doldurur. Birçok şey sanki hiç görülmemiş gibi davranılmasına rağmen beyin gördüğü her imgeyi, ister onaylasın, ister onaylamasın uygun yer ve zamanda bunu kullanmak üzere kaydeder.

Ailede sürekli yalan söylenen bir ortamda yetişen bir çocuğa doğru söylemenin erdem olduğunu söyleseniz de ikna edemezsiniz. Çocuk da doğal olarak yalan söylemenin doğru olmasa da bunu kullanır. Zamanı geldiğinde kaçış yolu olarak bunu mutlaka kullanır.

Askerlik anısını anlatırken nöbette uyuduğunu kaytardığını söyleyen bir babadan duyduğunu kaydeden çocuk çalışmanın gerekliliğine neden inansın? Çünkü uyanıklığın insan hayatının gerçeği olduğunu ve uyanıklık yapılarak daha mutlu olduğunu öğrendi.

Birçok ailede bitmek bilmeyen miras kavgaları vardır ve aslında ortada bir haksızlık olduğunu hemen herkes bilir ancak yine de biri ki (bunlar genellikle birinci dereceden akrabadır) diğerinin hakkına çökmeyi kendinde hak gören ebeveynlerin yetiştirdikleri çocuklara adalet kavramı ne kadar yakındır?

Ailede daha birçok karmakarışık şey vardır da diğer yerler daha saf ve temiz midir? Okula gittiğinde zengin çocukları ile kendisi arasındaki farkı görür. Kusurlarının başkalarınca nasıl da alay konusu olduğunu görerek dünyası yıkılan kaç milyon insan vardır?

Okul idarecileri ve öğretmenlerin velilere ve öğrenciler davranışları eşit gibi görünse de kurallar kişilere göre farklı davranışları, öğretmen ve idarecilerin alay konusu olması bir yana özel okullarda durum daha da içler acısıdır ve özel okuldaki (her okul için geçerli değildir elbette) öğrenciler daha anaokulunda bile olsalar oradaki öğretmen aslında kendi babasının ya da annesinin verdiği paraya muhtaç bir çalışandır. O halde çok büyük saygıyı hak edemez. "Saygıyı hak edebilmesi için anne ve babasından para almıyor olması gerekir." Devlet eğitiminde şimdilerde unutulan ancak eskilerde eti senin kemiği benim yerine, eti de kemiği de benim hatta ben dahi senden daha çok şey biliyorum eğer öyle olmasaydı ben ilkokul mezunu bir müteahhit olmama rağmen sen benim parama muhtaç olur muydun bakışı söz ile dile getirilmese bile aynı anlamı ifade etmektedir ve toplum bugün pekala biliyor ki iletilen mesajların yüzde yetmişi sözsüz ve sözlü mesajlardan çok daha kalıcı eser bırakıyor. Aslında bizler birbirimize bir şey söylemiyoruz, söylemediğimiz taraflarımız ise birbirimize bırakın söylemeyi haykırıyor, diğerini sindirmekle kalmıyor, dövüyor.

Aile ile ilgili, duruma daha yüzlerce örnek verilebilir..

Aynı şekilde öğretmenlere, okula dair de yüzlerce örnek verilebilir.

Arka planı dolduran daha birçok şey olmakla birlikte son zamanlarda "arka plan yönetimi," televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla ebeveyn ve çevresinin etkisinden yavaş yavaş çıkmış, ailede çocuklarla iletişim minimuma inmiştir.

Gerçekte insanlar masal dinlemenin, kitap okumanın kişilik üzerinde çok olumlu etki yaptığını savunurlar. İçeriğinden öte her hikâyenin, romanın ifade edilmekte zorlanılan bir arka planı vardır ve arka planını sizin akıllıca doldurmadığınız bir kitap veya çocuk hatta yetişkine daha fazla zarar verebilir. Gerçek hayatla bağın kopması hemen her yaşta ailede facialara sebep olmakla kalmaz, sonraki nesillerde de onarılmayacak tahribatlar oluşturur.

Bir haber bülteni, bir gazetenin bir haber metni bile inanılmaz derecede büyük önem taşır. Dilin doğru kullanımından, verdiği mesajlara kadar hemen her şey özenle içerikleri seçilmiş daha fazla merak uyandıracak şeylerle doldurulur. Özellikle son derece kötü haberleri sürekli göstermek insanda iki açıdan zarar verir. Birincisi duyguları hissiyatını kaybeder. Sonrasında kötü ve kötüler normalleşir, olağan hale gelir. İkincisi kişide ki kişi iyi örneği görmediği için vasat bir halde dahi olsa kendince; "ben en azından bunu yapmıyorum ben mükemmelim duygusu yerleşir. Vasatlarda ben mükemmelim ya da ben de suç işliyorum ama bak ben bunu hiç düşünmemiştim" ya da "daha kötü olabilmem için daha limitlerim var" hissine kapılan kişilerin zamanla limitlerini zorlamalarıyla, huzur toplumundan suç toplumuna geçiş yapılmış olur. Bugün pekâlâ biliyoruz ki aç olanlar soyguna çıkmıyor ya da fakir olanlar hırsızlık yapmıyor. Tüm dünyada zengin olanlar, fakir olanlardan daha fazla ve sistematik olarak çalabiliyor. Çalıyor. Hatta sistematik çalma eylemi 21.yüzyıl yönetiminin özünü oluşturuyor.

İyi olanı istemek sadece istekle olabilecek bir şey değildir, olasılığı olsa bile bu isteme isteğinin birçok yönden desteklenmesi, bakılması özenle büyütülmesi gerekir. Eğitim de böyledir. Elbette her aile normal şartlarda kendi çocukları için en iyisini ister. Hangi ebeveyn çocuklarının başkalarının çocuklarından aşağıda olmasını kabul eder, edebilir? Yalnız iyi olanı arzulamak demek; tekrar edilirse, öyle kolaylıkla kabul arzu eden için gerçekleşecek bir durum değildir. İyi olanı istemekten daha da fazlası; onun için çalışmak, seferber olmak, tüm enerjinin faydalı, akılcı ve kolektif bir şekilde harcanması demektir.

İyi bir eğitim için önceliği arka plana vermeden başarılan şey kısa vadeli olur, kısır çekişmelerin gölgesinde kalır. Günümüzdeki gibi her gün yeniden başa dönülerek zamanlar, emekler, paralar boşa harcanırken ülkelerin en iyi beyinleri, yetenek ve beyin avcılarınca başka ülkelerce transfer edilir. Hem de bir kuruş harcamaksızın yapılan bu göçler büyüğü daha büyütürken küçüğü sürekli küçük bırakır. Bu fiziksel bir doğa olayının insanlık hayatına uygulanmasıdır. Dereler gölleri, denizleri okyanusları doldurur…

 

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..