Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İnsan hakları denen şey

İnsan hakları denen şey
 

Son zamanlarda sürekli kürt kökenli vatandaşlarımızın kavga etmesi bir raslantı mı ?


Bu insan hakları dedikleri nasıl bir şeydir? Yenir mi içilir mi? Hepimiz insan olduğumuza göre bu hakkı bize kim bahşediyor? İnsan kendi kendine işine geldiği gibi haklar mı uyduruyor ? Bir insan, başka bir insana hak tanıma yetkisini kimden alıyor ? Bir idareci, bir siyayetçi de benim kadar insan olduğuna göre, bana insan hakları tanıma yetkisini kimden alıyor ?

İnsan hakları, bir insanın insan gibi yaşayabilmesi, yaşaması hakkıdır. O zaman önce insanın tanımını yapalım, bu tanıma girmeyenleri insan sınıfından çıkaralım, geri kalanlar zaten insan olduğundan insan gibi yaşabilecektir. Mesela ; masum insanların ölümüne neden olan bir maganda bir insan mıdır ? (Bence değil ) İnsan gibi yaşabilmek için koyulmuş toplum kurallarına uymayıp başkalarının hakkını gasp edenler insan mıdır ? ( Bence değil ). Masum askerimizi şehit eden eşkiyalar insan mıdır ? (Bence değil)

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.Peki insan olmayanın insan hakları olur mu ? (Bence olmaz).Mesela siz bir kargaya insan muamelesi yapmaya kalksanız ne olur ? Hayvan size aptal aptal bakar, karga olmaya yani hayvan olmaya devam eder. Çünkü o bir hayvandır, insanlıktan anlamaz. Peki herhangi bir hayvanı yıllarca uğraşsanız, didinseniz eğitseniz insan olma şansı var mıdır ? Yoktur.

Şimdi...Adamın biri, bir yakınının düğününde (insan olmadığının ispatını yaparak) magandalık yapmış. Bir veya birkaç masum insanı (masumca) katletmiş, ceza evine düşmüş. Bir ocak söndürmüş. Bir insanın geleceğini yok etmiş. Umutları, sevinçleri yok etmiş. Cezaevine girince insan olduğunu iddia etmeye başlayan bu vatandaş, ceza evinde insan hakları olmadığı için memnuniyetsizmiş.

Yine (insan olmadığını ispatlamaya çalışan) bir grup kalabalık, filanca sebep yüzünden şehrin göbeğinde olay çıkarmış. İşine, gücüne giden insanları zor durumda bırakmış, yaralamış, devlet malına zarar vermiş, otobüs yakmış, dükkan yıkmış, şehrin ve insanların huzurunu gasp etmiş, polis de olaya müdahale edince insan haklarını çiğnemiş (miş miş). Peki aynı polis niye kırk yıldır beni coplamıyor, sokakta yürürken gözüme biber gazı sıkmıyor ? Çünkü ben işinde, gücünde, ailesinin huzuru için çalışan haklarını nerde arayacağını bilen bir İNSANIM.İnsan olana durup dururken kimse birşey yapmıyor.

Peki ne yapacak polis gözü dönmüş bu yaratıklara. ''Pardon arkadaşlar rica etsek, mümkünse olay çıkartmadan dağılırsanız çok memnun olacağız.'' mı diyecek ? Onlar da ''ne demek abi rahatsız ettikse özür dileriz hemen gidiyoruz'' diyecekler , ya da ''Aaa olay mı çıkarmak istiyorsunuz, ne demek lafı mı olur, dükkan sizin dağıtın , yakın, yıkın. Hatta hazırlıksız geldiyseniz coplarımızı falan da size verelim. İnsan hakları denen bir şey var nasılsa buyrun lütfen'' mi diyecekler ?

Komik olmayalım lütfen. Bırakın bu edebiyatları. Avrupa ülkelerinde de kameralara yakalanan insan hakları coplarını görüyoruz. Üç beş tane daha tüyü bitmemiş üniversiteli bilmem hangi kurumun kapısında eylem yapacak, halkın huzurunu bozacak, yapmayın diyecekler, uyaracaklar , beyefendiler polise direnecek, sonra dayak yedik diye şikayet edecekler. Madem dayak yemek istemiyorsunuz neden polisin uyarısını dikkate almıyorsunuz ? Zaten amaç belli. Amaç özellikle dayak yemek. Bunu bilerek yapıyorlar ve polisi tahrik etmek için her yolu deniyorlar. Bizim aydınlanmamış aydınlarımız da görevini yapmaya çalışan polisi ipe götürmeye uğraşıyor.

Aileler çocuklarını okutabilmek için (hele bu zamanda) neler çekiyor ? Ne güçlüklere göğüs geriyor. Onlar çocuğum okusun diye çırpınırken , üç beş kafadar bir araya gelip devlet kurtarmaya çalışıyor. Aydın olmayan aydınlarımız da , çocuğum ne işin var senin burda şu an okulunda dersinde olman gerekmiyor mu diye azarlaması gerekirken, üç kuruş maaşla görevini yapmaya çalışan polis memurunun ekmeğiyle oynuyor.

Hep merak ederim. İnsanlar şunu görmüyor mu ? Yıllardır her ülkede devlet düzenini yıkmaya değiştirmeye çalışan örgütler olur. Ve bunu bu güne kadar başaran hiç bir de örgüt olmamıştır, olamaz da. Bir devlet bu kadar güçsüz olabilir mi ? Bir örgüt istedi diye bir devlet yıkılır mı? Buna inanmak ve bunun peşinde bir hayat ziyan etmek nasıl bir gaflettir ? Nasıl bir cehalettir ? Bu sadece bir gençlik macerasıdır.

Rahmetli Deniz Gezmiş ömrünün baharında dar ağacına gitti , neyi değiştirdi ? Savunduğu, uğraştığı şeylerden hangisini elde etti. Tam tersine okulunu bitirseydi, mesleğinde başarılı olsaydı (ki o yapıda bir insan mutlaka çok başarılı olurdu ) ülkesine daha farklı hizmet etseydi , en kötüsü yaşasaydı be kardeşim yaşasaydı... Belki bugün bir partinin genel başkanı, belki de başbakan olurdu. Şimdi kime ne faydası var ?

Gençlere bunu öğreteceğimize, pisi pisine ölmüş bir insanı kahramanlaştırarak , yeni nesilleri de böyle anlamsız ölümlere mahkum ediyoruz. Şimdi onun sevenleri bana, o idealleri için öldü falan gibi ezberledikleri lafları söyleyecekler. Ama anlamadıkları birşey var. İnsan idealleri için ölmez, insan idealleri için yaşar.İnsan gibi yaşar.Ölünün ideali olmaz.

Ve lütfen insan tanımına uymayan, insan gibi yaşamayı bilmeyen, (insan olanların huzurunu bozmaktan başka amaçları olmayan ), varlıklar için insan hakları edebiyatı yapmayalım. Buna karşı çıkacak arkadaşlara şunu soruyorum..Herhangi bir sevincimden dolayı, balkonda çayını yudumlayan eşini veya oyuncağıyla oynayan çocuğunu kazara öldürürsem bana hala bu insanca duyguları besleyebilecek misin ?
 
Toplam blog
: 29
: 1481
Kayıt tarihi
: 21.07.06
 
 

... KTÜ mezunu inşaat mühendisiyim. Proje müdürlüğü , İnşaat kontrollüğü ve danışmanlığı, Statik ..