- Kategori
- Şiir
İnsan Hayatı ve pişmanlık Hissi
TÖVBE KAPISI HER ZAMAN AÇIKTIR.
İnsan hayati bir tehlike ile yüz yüze geldiği zaman,
Vicdanı, şaşırtıcı bir hızla her şeyin
Muhasebesini yapmaya başlar.
Dünyada geçirdiği ömrünü ve bu süre içinde
Yaptığı işleri bir, bir değerlendirir.
Eğer bu kişi dünyada iyi işler yapmamış,
Allah'ın dinine uymamış bir kişi ise,
O an içini büyük bir pişmanlık kaplar.
Çünkü dünyadaki yaşamı boyunca hiç düşünmediği gerçekler,
Bir anda tüm açıklığıyla gözünün önünde beliriverir.
Belki de hayatında ilk defa, ölümün
Gerçekte çok yakın olduğunun farkına varır.
Dünyadayken cenneti hak edecek bir yaşam
Sürmediğini ve yaşadığı pişmanlık hissinin de bundan
Kaynaklandığını düşünüp anlar.
Allah'a karşı gösterdiği nankörlüğü fark etmiştir ve
Bu tavrının karşılıksız kalmayacağını da
Vicdanıyla çok iyi hissedebilmektedir.
O ana kadar hiç yaşamadığı yoğun bir korku içini kaplar.
İçinde bulunduğu durumdan kendisini yalnızca
Allah'ın kurtarabileceğini anlar.
Eğer kurtulursa artık bundan sonra bu yaşadıklarını
Kesinlikle hiç unutmayacağına,
Allah'a çok şükredeceğine ve hayatının geri kalan kısmını
Bu gerçeklere göre düzenleyeceğine dair sözler verir.
O anki tehlikeden kurtulabilmek için
Yalvara, yalvara Allah'a dua eder.
Ol Resulü arar ve arama zarureti hâsıl olur
Eğer beşeriyet O'nu tanısaydı, ol Resulü hakkı ile
O'nun için mecnun olur, yollara düşerdi; düşerdi de ruhları ile
Onun Rahmetine sarılınca burnunun direği sızlar, ürperir bedenleri
Ve gözleri yaşlarla dolardı, dolardı da, coşardı gönülleri
O'nun pak semtine, dizinin dibine peygamberlik dünyasına, uğramak
Tertemiz iklimine gül kokusuna gönül evine girebilmek için
Ürperir, gönüller canlar
O'nun aşkının ateşiyle yanan kalbinin küllerine canlarına
Hayat gelsin diye rüzgârın önüne katılır sürüklenirdi pare, pare
Ve hep oraya doğru sürüklenirdi umman, umman
Yeter ki kurtulsun ve eline bir daha yaşama fırsatı geçsin...
Ama çoğu insan, içinde bulunduğu tehlikeyi atlattıktan sonra,
Allah'a verdiği sözüne sadık kalmaz.
Allah'ın kendisini kurtarması ile birlikte
Bir anda eski ruh haline geri döner.
Duyduğu pişmanlık ve teslimiyet,
Yerini bir anda eski nankörlüğüne bırakır.
Ölümle burun buruna geldiğinde düşündüğü ve farkına
Vardığı gerçekleri bir anda unutur.
Tehlikeyi atlatmanın verdiği güven içinde,
Sanki Allah'a dua eden ve o pişmanlığı yaşayan
Kendisi değilmiş gibi Allah’tan yüz çevirir.
Eski yaşamına kaldığı yerden,
Belki de dünyaya daha da bağlanarak devam eder.
İnsanlar, bir sıkıntıyla karşılaştıkları an Allah'a yönelirler.
Ancak tehlikeden kurtulduktan sonra
Bir anda Allah'a verdikleri sözü unutarak nankörlük ederler.
Buradan da anlaşılmaktadır ki, yaşadıkları pişmanlık,
Tehlike anındaki çaresizliklerinden kaynaklanmaktadır.(1)
İnsan hayatı, yaşama sevinci ile ölüm ürpertileri arasında geçer.
Bunun hikmeti, insanın tefekkür ve idrakinin
Sonsuzluğa açılmasını temindir.
Çünkü bu hayattan maksat, ebedî saadeti kazanmaktır.
İman ile olmak, imanlı yaşamak en güzelidir,
Tabii ki nefsimizden ve şeytandan fırsat bulabilir isek.
Dolayısıyla insan için asıl mühim olan,
Ecel ürperişlerinden kurtularak hayatı da,
Ölümü de güzelleştirmeye çalışmaktır iman ile.
Bunu başardığı zaman, insana manevi
Olgunluk ve ilâhî vuslat kapıları açılmaya başlar
İnsan Parlaklık, parlama ile oluşan
Bu yeni hayatın oluşumuna, gösteriş, debdebe,
Tantanadan uzak oluşuna yeni bir hayatın
Yeni huzur dolu iklimindeki bu değişimin parıltılı,
Parlak gidişatında çok memnun olacaktır haz ile.
Ama her an yeni gelişen olayları çözmek için gösterdiği
Çaba sayılmaz ise hayatı güzelliğin göz kamaştırıcılığı,
Parıltılı, hoş gösterişten uzak güzelliği ile gizemli
Olarak devam edecek neşe ile
Cenabı-ı Hakkın idare ve terbiye ediciliğinin parlaklığı;
Işık ve parlaklık saçan İlâhî idare ve terbiyesi
Hayretler muamması ile devam edecektir
Bilinse de, bilinmese de
Bulunsa da, bulunmasa da
Yok denilmez, kör olan göremez
Göremeyince yok diyemez
Görecek kalp gerekir iman taşıyan kalp
Merhamet taşıyan yürek, gönül
O zaman görülür huzuru gönül
Haz ile mutluluk ile.
1- http://kuranvebilim.com/html2/karisik/pisman_olmadan_once.html