Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsan hayatında bilmeme değil, bildiğini yapmama durumu var

İnsan hayatında bilmeme değil, bildiğini yapmama durumu var
 

Çoğumuz aslında neyin ne olduğunu biliyoruz ama yapmıyoruz. Ya işimize gelmiyor ya da üşeniyoruz. Ayrıca bir şeylerden, birilerinden korktuğumuz için de yapmamız gerekeni yapmıyoruz, yapamıyoruz.

Ama işte bilmemek, imkânı olmamak, aklı gücü yetmemek gibi mazeretlerle kendimizi kandırıyoruz. Tabii ki haline durumuna razı olmak en büyük mazeret. Aslında bir sürü eksiği, yanlışı olduğu halde haline razı olanların başına kötü şeyler gelmesi iyi olurdu; ama öte yandan bunlar bu kötü olaylardan ders alırlar mıydı, bu sefer de kader diye başka bir mazeret çıkardı.

Kader yüzünden insanlar yapmaları gereken çoğu şeyi yapmıyorlar ve bu nedenle de başlarına bir şey geldiğinde “Allah’tan oldu” diyerek kendilerini yargılamıyorlar.

Sahiden çok merak ediyorum halk arasında yaygın bir söylem var “İş olacağına varır” literatür, alimler, ulemalar bu sözü tartışmışlar mıdır acaba; çünkü yapmak istediklerimiz konusunda çok ciddi şekilde elimizi kolumuzu bağlayan bir söz. Yani gerçekten biz ne yaparsak yapalım iş olacağına mı varır? Ayrıca işin olacağı nedir? Yani bizim kararımızla/irademizle/çabamızla oluşacak bir sonuç mu yoksa önceden ayarlanmış işin olacağı bir durum mu var? Artı,  bir de “olacaksa olur” denilerek irademiz/gücümüz daha bir saf dışı bırakılıyor. “Olacaksa olur” diyorsak uğraşmaya gerek yok, elimizi kolumuzu bağlayıp oturalım. Bunlar bence safsata, cahillerin kaderi…

Örneğim bazılarımızın elleri kirli olabiliyor; Allasen elini yıkamayı da bilmeyen olabilir mi? Yani bir insanın normal hayatını sürdürebilmesi için Oksford mu bitirmesi gerekiyor? “Ben cahilim, ben köylüyüm, ben anlamam…” diyerek işten, güçten, sorumluluktan kaçanlar yerde para bulsanız alırsınız ama onu biliyorsunuz. Yani kimse kusura bakmasın, birisi de ben isem, bu yaptığımız sahtekârlık olmuyor mu? Üstelik kendimiz de kaybediyoruz.

Hiçbir okul okumamışsanız, hiçbir şey öğrenmemiş, görmemiş, bilmiyor olsanız bile insan hayatıyla ilgili yine de bir şeyler yapar. Ağaç kovuğundan çıkmadık, toplum içinde yaşıyoruz; her gün etrafımızda bir sürü şey görüyoruz, bunlar da bilgi. Hayat ve toplum en büyük üniversitedir. Üstelik kitaptan okumuyor gözlerinizle görüyorsunuz.

Gerçi kabul ediyorum, hayat bir sürü can sıkıcı angaryalarla dolu; her gün el yüz yıka, giyin çıkar, yemek ye, ömür boyu traş ol… Üstelik akşam sabah çalış… Bütün bunlar bizleri bıktırıyor ve tembelliğe itiyor; bazı şeyleri es geçip boş veriyoruz.

Ben bunların böyle olmaması gerektiğini, bunların ilkel (gelişmemiş) insan davranışları olduğunu, modern hayatta angarya olamayacağını, tüm bunların makine ve aletlerle/sistemlerle biz elimizi sürmeden sağlanacağını… Yani aslında gerçek formatın dediğimiz gibi olması gerektiğini söylüyorum ama insanlar ikna olmuyorlar ve bana gülüyorlar… Yani düşünün, ömür boyu yüz bin kere traş olmak yaşamın parçası olabilir mi? Bir de insanlar bunları insanlar daha kolay yapsınlar diye aslında olmadığı halde zevkli hale getirmeye uğraşmıyorlar mı? Düşün, iki tabak yemek yiyeceksin, hazırlamak için bir saat uğraş…

İşte görüyorsunuz, yaptıklarımız saçma, size hak veriyorum ama anlattığımız bilim ve teknolojiye henüz ulaşamadık (ulaşmak için uğraştığımız da söylenemez zaten) bu nedenle yüz bin defa traş olmaya şimdilik mecburuz. Ne zaman Kerim Korkut dünya düzeni kurulur, bilim orduları akıllara durgunluk veren bilim çalışmalarına başlarlar işte o zaman bu angaryalardan kurtuluruz. Ben Ağaç Hareketi düzeninin kurulması şartıyla 100 yılda örneğin traş angaryasından kurtulacağımızı düşünüyorum. Nasıl olabilir mesela yüzüne su çalarsın, traşın tamam. Ya da bunun gibi.

Yapmamız gerekenleri yapmaya mecburuz. Değilse bizim için ağır sonuçları oluyor. En azından hayat kalitemiz düşüyor. Ben de gevşeğim, kendime de söylüyorum, dişimizi fırçalamıyoruz noluyor, hepsi çürüyor, dökülüyor, ağzımız mağara gibi, çirkinleşiyoruz; hastalık da cabası. Peki, çok mu zor bunu yapmak? Dişini fırçalamak için üniversite bitirmeniz mi gerekiyor! Bırakın Allahaşkına, tembeller sizi! Birisi de ben isem!

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..