Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '07

 
Kategori
Psikoloji
 

İnsan hikayaleri 3

İnsan hikayaleri 3
 

Kar tipiye çevirmişti. Böyle bir soğuk görmemişti yıllardır İbrahim... Avluya hızlı adımlarla çıktı. Odun yığınından bir kuçak buz tutmuş odunu alıp titreyerek içeriye girdi. Öyle çok titriyordu ki, sobanın başından uzun süre ayrılamadı...

'Meryeeem' diye bağırdı. Meryem büyük odadaki ocağın başından hızla kalktı , koşarak odaya girdi. Kapı açık kalmıştı. İbrahim hışımla kapıyı çarptı ve sinirle bir şeyler mırıldandı... Meryem başı önde öylece durdu.

Sobanın yanındaki sedire oturdu İbrahim. Tam konuşacaktı ki, o başladı mı, bitmek bilmeyen öksürük krizi tutttu birden. Meryem köşede duran testiten bir tas su alıp İbrahim'e uzattı ama İbrahim tası elinin tersiyle itti. Tas Meryemin yüzüne çarptı, yüzü ıslanan Meryem'in gözlerinden yaş sicim gibi akmaya başladı. Neyse ki yüzü ıslaktı ve İbrahim ağladığını anlayamamıştı... Nice sonra öksürüğü azalan İbrahim eliyle Meryem'e gitmesini işaret etti. Söyleyeceğini ya unutmuştu ya da vazgeçmişti.

Meryem ocağın başına döndü. Odunların çıtırdayarak yanışına takıldı gözleri. Alevler yüzünü yalıyor gibiydi. Nedensiz kalktı, pencereye yöneldi. Kar tipiye çevirmişti. Rüzgarın sesi ürkütücüydü. Ve evin içindeki ölüm sessizliği çıldırtıyordu onu. Amansız soğuğa aldırmadan pencereyi açtı. Odanın içini buz kesmişti birden. Ocak söndü, gazlambası söndü... Zifirikaranlıkta kalıverdi birden Meryem... Pencerenin önünde ne kadar kalabilirdi, ne kadar kalırsa kalbi donardı, buz tutardı?... Düşündü... İlk defa düşündü Meryem... Hiç birşey düşünmezdi aslında. Yaşadığı yerde kadınlar düşünmeyi bilmezdi. Anacığı da bilmezdi düşünmeyi ki, öğretmemişti. Ne Meryem'e, ne Sultan'a, ne Ayşe'ye... Biliyorsa düşünmeyi bir Mustafa biliyordu onada babası öğretmiştir... Düşündü, tüm bunları nasıl düşündüğünü anlayamadı...

İbrahim'in gür sesiyle ayrıldı düşüncelerinden. Ve kalbinin buz tuttuğunu anlayıverdi bu sesle... Boş bakışlarla baktı İbrahim'e... İbrahim;" gebermek mi niyetin, bu ne ulan, buz gibi olmuş oda. Sülaleninizin ben....." diye başlayıp, küfürlerle bağırmaya başladı. Bağırdıkça hırslanıyor, hırlandıkça daha çok bağırıyordu. Tüm gücüyle Meryem'in ince, sıska vücudunun heryerine vuruyordu... Yorulur diye düşündü Meryem, tepki vermedi, yapma demedi, ağlamadı... Kalbi buz tutmuş muydu acaba, ondan mı acımıyordu? Düşündü Meryem... İlk defa düşünüyordu ve düşünmeyi sevmişti...


Devam edecek....
 
Toplam blog
: 90
: 875
Kayıt tarihi
: 19.05.07
 
 

 Ama hayatın farkındayım. Hem güzel, hem acı. İyi midir farkında olmak? Yoksa iyi midir farkında ol..