Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '07

 
Kategori
Psikoloji
 

İnsan hikayeleri 2(son)

İnsan hikayeleri 2(son)
 

Küçük bir çocuğun ölümü tanıma ve anlama yaşı nedir sizce?

Rüyalarından korkar mı bundan sonra küçük çocuk? Evet, o altı yaşındaki küçük kız ölümü ve bunun ne denli acı bir olay olduğunu anlayacaktı. Ve korkacaktı rüyalarından....

Fikriye'nin ahşap ve büyük kapısının tokmağını vurdu Özlem... Açan yoktu. Bir anlaşmaları vardı eğer Fikriye kapıyı açamazsa, mutfak penceresi iyice kapanmamış olacak ve küçük kız oradan girecekti içeriye. Bu anlaşma geldi aklına ve pencereden içeriye girdi... Yerde kırık ayna parçalarını gördü önce... Kırıkların sedef kakmalı aynaya ait olduğunu çok geçmeden anlayıverdi. Bir çığlık attı;'Aynaaaa' diye. Gözleri doldu. Fikriye aynayı bir gün ona vereceğini söylemişti ve aynası kırılmıştı. İçi sızladı. Fikriye'nin camın önündeki kanepede uzandığını farketti sonra.

_"Uyuyor musun Fikriye'ciğim. Ayna kırılmış. Sen mi kırdın? Bana verecektin hani?" diye mırıldandı. Fikriye cevap vermeyince uyuduğunu düşünüp beklemeye başladı. Hava kararmak üzereydi. Gitmek için kaltı ve rüyası aklına geldi. Fikriye'nin yüzünü okşadı; _" ben geldim, uyuyor musun? Gitmem gerek. Hadi uyan da konuşalım biraz. Aynanın nasıl kırıldığını merak ediyorum" diye seslendi ama Fikriye'nin eli göğsünden yere sarktı, elinde eski bir resim vardı... Resimde, el ele bir kadın bir erkek duruyordu. Eskimiş bir resimdi. Gözleri parladı küçük kızın ve sevinçle _"vayyy, bu o' mu Fikriye'ciğim. Çok sevdiğin, beklediğin... Gerçekten çok güzelmişsin ve oda çok yakaşıklı..."dedi. Ama fikriye uyanmıyordu. İçini bilmediği bir korku sardı. Korkuyla sarstı Fikriye'yi, sarstı, sarstı. Yalvardı uyanması için ama uyanmadı... Ölüm bu muydu? Ölünce duymuyordu insanlar... Babası söylemişti. 'Ölüler duymaz' demişti...Küçük kalbi deli gibi çarpmaya başladı. _"Öldün mü Fikriye'ciğim? Hani ölsem de duyarım seni demiştin. Duymuyorsun, duymuyorsun" diye haykırıyor. Konuştukça hıçkırıklara boğuluyordu. Fikriye'nin elinden düşen resmi aldı koynuna sakladı. Ağlamaktan, konuşmaktan bitkin düşmüştü. Anne ve babası henüz işten dönmediği için komşulara tek tek haber verdi... En iyi arkadaşını son yolculuğuna uğurladığı gün ölümü daha da iyi anamıştı küçük yüreği...

Yıl 1979'du... Fikriye'nin 1968 23 Şubat'ında kalan takvim yaprağının anlamını hiç bir zaman öğrenemeyecekti Özlem... Belki Fikriye ölmeden önce tüm bunları hissetmişti. Belki de küçük arkadaşı tüm bunları hissettiğini düşünmüştü...Ve bu aslında iki insan hikayesiydi. Yaşanmış ve yaşanmakta olan...


 
Toplam blog
: 90
: 875
Kayıt tarihi
: 19.05.07
 
 

 Ama hayatın farkındayım. Hem güzel, hem acı. İyi midir farkında olmak? Yoksa iyi midir farkında ol..