Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '09

 
Kategori
İlişkiler
 

İnsan ilişkileri ve dedikodu

İnsan ilişkileri ve dedikodu
 

Dedikodu


İnsan ilişkilerinde ''dedikodu'' önemli bir yer tutar.
Olayları büyütmeye, insanları çekiştirmeye, olup biteni karşı tarafa, üstüne de ilave ederek anlatmaya bayılırız. Bundan da keyif alırız.

Dedikoducu kime denir; Bana göre, ilk duyduklarını, doğru mu? yanlış mı?
sorularına cevap bulmadan, beyinlerinde tahlil etmeden, kendi yorumlarını da abartılı bir şekilde,
üstüne koyarak ve yaşamlarını bu kısır dönğüde sürdürmekten haz duyan, gayri ahlaki insanlar olarak düşünebiliriz.

Dedikodu, aynı zamanda duygularımızı ifade etmemizi kolaylaştırdığı için, psikolojik olarak, bir rahatlama sağlıyor da olabilir. Öte yandan, dedikodu'nun insan ilişkilerini zedeleyip, kalpleri kırdığı gerçeğini de gözardı edemeyiz.

İnsan neyi niçin söylediğini tahlil edebilirse, kendi değer yargıları, öz sevgisi ve güveni hakkında bilgi sahibi olabilir. Dedikodu yaparak kendimizi rahatlatırken, doğru dürüst bilmeden, hüküm verdiğimiz, karşı tarafın zararını da düşünmek zurunda kalırız.

İnsan kendine yapılmasını istemediği bir şeyi, başkası içinde istememelidir. '' Aynı şey bana yapılırsa ne der, ne düşünür, nasıl hareket sergilerim'' sorusu sorulup, cevabı aranmalıdır.

Bir yazar şöyle demiş; ''İnsanlar ne zaman ki hayatlarına eleştirel bakabilecekler ve ne zaman kendi hayatları hakkında karar alma makanizmalarını düzgün olarak çalıştırabilecekler belki o
zaman DEDİKODU'nunda anlamı ve fonksiyonu ortadan kalkacaktır. Zaten herkes kendi hayatını insan olmanın doğasından kaynaklanan şekilde kendine özgü yaşasa başkasının hayatı ile ilgilenmeye ne vakit ne de fırsat bulabilir.''

Dedikodu yapan insanlara baktığımızda, bir çoğunun yaşamlarında mutlu olabileceği şeyler yapmadığını görürüz. Başka insanların yaptığı doğru işler karşısında ve onlara kendilerini kabul ettiremedikleri zaman, çekememezlik ve kıskançlık duyguları depreşmekte, diğer insanlara bu insanı pekte hoş olmıyan sözlerle küçültmeye yönelik hezeyanlarını dile getirmektedirler.

Newyork Üniversitesinde görevli, biyoloji ve antropoloji profesörü, David Sloan'un görüşleri ise şöyle; '' Dedikoduyu özensizlik ve güvenilmezlik göstergesi olarak karalayıp durduk, ama araştırmamız bunu çok temel bir uyum sağlama yolu olduğunu gösteriyor'' diyor. Uzmanlara göre bireyin içini döküp rahatlamasını sağlamanın yanı sıra dedikodu aynı zamanda düzenleyicibir sosyal işlev de görüyor. Prof. Sloan ''dedikodu bilgiyi paylaşmanın bir yolu, üstelik başkalarını kontrol etmeye imkan veriyor'' diyor.

Haksız ve mesnetsiz dedikodu içinde, Prof.Sloan ''Biri kalkıp kendi çıkarları doğrultusunda dedikodu yaparsa, dedikoduya hedef olan kişiyle birlikte kendi adıda kötüye çıkar, ama bir grubun çıkarları doğrultusunda ise dedikodu, o zaman diğerleride bundan karlı çıkar ve kimsenin itibarına zarar gelmez'' diye yanıtlıyor.

İnsanlar birbirini sevmiyor olabilirler, o zaman da birbirlerinin hukuklarına zarar vermemelidirler. Özellikle mesnetsiz DEDİKODU'larla...

 
Toplam blog
: 465
: 1550
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Çevreye saygı, insanlık görevi olarak algılanmalıdır. Bankacılık ve finans yöneticiliği  uğraşım ..