Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
İlişkiler
 

İnsan ilişkileriyle ilgili söylenenleri nasıl yorumlayabiliriz?

İnsan ilişkileriyle ilgili söylenenleri nasıl yorumlayabiliriz?
 

.


Unutulmamalıdır ki; insan ilişkileriyle ilgili yapılan yorum ve değerlendirmeler, pozitif doğa bilimlerinden olan biyolojinin ya ya da kimyanın kanunları gibi aksi ispatlanamaz gerçekler değildir.

Yani, insan ilişkileriyle, toplumsal ilişki biçimleriyle ilgili yapılan yorum ve değerlendirmelerin aksi ya da bir değişiği her zaman ileri sürülebilir, üzerinde konuşulabilir.

Ha, buna kimi ne kadar inandırabilir, kitleleri ne kadar ikna eder taraftar toplayabilirsiniz o tamamen kendinizi ifade etme kabiliyetinizle ilgilidir ki bu başka bir konudur.

Siz bir matematik formülünü ya da kimya formülünü ispatlayıp kanunlaştırdığınızda, bunun aksi düşünülemez..

Çünkü, bahis mevzusu olan biyoloji, kimya, fizik gibi pozitif doğa bilimleri olduğunda, sizin bir formülü ortaya koyup ispatlayabilmeniz, o konuyla ilgili ortaya atılmış diğer aksi düşünceleri zaten çürütebildiğiniz anlamına gelir.

Diyelim ki, pozitif doğa bilimlerinden olan kimya ile ilgili olarak, iki molekül hidrojen ile bir molekül oksijenin birleşerek suyu oluşturduğunu laboratuvar ortamında ispatlamışsanız, kimse çıkıp size şunu diyemez; ‘siz bunu ispatladınız ama iki molekül hidrojenle bir molekül oksijen birleştiğinde su dışında başka bir madde daha oluşur’.

Diyemez dedik, çünkü dediği anda ‘ispatla’ dersiniz ve ispatlayamayacağı için beyni bloke olmuş şekilde aval aval suratınıza bakar.

İşte aynı kesinlik, insan ilişkileri ve sosyal olaylar söz konusu olduğunda farklı cereyan eder. Böyle bir durumda insan ilişkileri ya da sosyal olaylarla ilgili söylediğinizin aksi ya da bir değişiği her zaman ortaya atılabilir ve hatta ispatlanabilir.

Peki doğruluğu matematiksel kurallar gibi kesin olarak ispatlanamayan bu tip sosyal olaylar ya da insan ilişkileriyle ilgili yorumlar hangi pencereden yorumlanmalıdır?

Öyle ya madem aksi ya da bir değişiği her zaman ispatlanabilir…

İşte diyebiliriz ki, duyduklarımız ya da söylediklerimiz hayatın bir gerçeğidir ama gerçekliğin tamamı değildir. Hayat gerçeği bir pastaysa, sosyal olaylarla ilgili duyduğunuz, okuduğunuz, yaptığınız yorumlar, bu hayat gerçeği pastasının bir dilimidir.

Bütün mesele, insana dair, ilişkilere dair yaptığınız yorumların, söylediğiniz sözlerin, bu hayat gerçeği pastasının ne kadarlık bir dilimini temsil ettiğinde gizlidir.

Siz bir şey söylersiniz doğrudur, arkadaşınız da aksini söyler ve bakarsınız ki onun söyledikleri de mantıklıdır. İşte siz hayat gerçeği pastasının “bir dilimine” vurgu yapmışsınızdır, diğer arkadaşınız da belki de hemen yandaki diğer “dilimi” kast etmiştir.

Önemli olan, bu gerçeklik pastası hakkında yapılan yorumun, o pastanın önemli bir payını temsil edip etmediğidir.

Cılız, ince bir dilimden mi, kalınlığı nispeten daha fazla olan bir gerçeklik diliminden mi bahsediyorsunuz?

Söylenenlerin daha yaygın, daha kabul görmüş, daha akla uygun, daha kolay örneklendirilebilir olmasıdır önemli olan ve beklenen.

İşbu sebeple, sosyal olaylarla, beşeri ilişkilerle ilgili yorumlar, analizler duyduğunuzda, size en yakın olanı, gerçek olduğuna inandığınız en doğru olanı kabul edecek, diğerlerini dışlayacaksınızdır.

Hâl budur ki; diğerleri de, hayat gerçeği pastasının farklı büyüklükteki dilimlerini temsil etmektedir…

Sabrın sonu ile

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..