Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

İnsan ilişkisi gibi var mı?

İnsan ilişkisi gibi var mı?
 

Kapadokya Peri Bacaları, vadileri, tarihi veya coğrafyası yanında çeşitli konularla kendini tanıtmaya başladı. Bir zamanlar Türkiye genelinde belediyelerin kendi yörelerini tanıtmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemeleri, yöresel şenlikler, televizyon dizileri için çevrilen filmler gibi etkinlikler iç turizm açısından Kapadokya’ya hareketlilik getirdi. Asmalı Konak filminin hala etkisi sürmekte. Dizide gösterilen konakların önü, kayısı, kabak çekirdeği, zerdali kurusu, kuru üzüm gibi yemişlerin yanında Dicle’nin sürmesi, Sümbül Hanım’ın fuları ile adeta bir satış panayırı.

Sara, “sürme” yi sorunca, satıcı kadın, takılıyor,

“Kız senin gözün doğuştan sürmeliymiş. Sürme alıp nidecen?”

Sara, Kanada York Üniversitesi’nde finans tahsil ediyor. Babasının konumu gereği, İran asıllı , Türk vatandaşı. Sara’nın ailesi uzun yıllardan beri Türkiye’de.

Sina, erkek kardeşi Sara’nın. O da aynı üniversitede ekonomi ve siyaset öğrenimi görüyor. Baba Mansur Tasdiki, sebze tohumu ithali ve satış işi ile meşgul.

İki gün boyunca , istedikleri için Kapadokya gezilerinde beraber oluyoruz, onlara kılavuzluk ediyorum. Ailenin davranış, düşünce, konuşma, hal ve hareketleri uyumlu görünüyor. Kültürel açıdan birikimli oldukları belli.

İhlara vadisinde güzel bir lokantada öğle yemeği yiyiyor, sohbet ediyoruz;

Konu, dini rejime dayalı İran yönetimi, Zerdüştlük, Amerika yaşamı, İran -Türkiye karşılaştırması.

“Türkiye daha hızlı gelişiyor. İran, uzun süredir izolasyon yaşıyor. Bu durum İran’ı çok etkiledi. Silah ve savunma endüstrisi açısından İran belki iyi durumda.

Bilinçli dışa kapanma, insanlarda öz’e dönmeyi ve yaratıcılığı getireceği sanıldı. Ama tersi oldu.”

“Biliyor musun Zerdüştlük ve diğer dinler İran’da hızla yayılma eğiliminde. Şu anda İran’da tam iki yüz elli bin Zerdüşt var, ” diyor oğul Sina Tasdiki.

Anne Fariba Tasdiki,

“Zerdüştlük, Perslerde çok yaygın bir inanış idi. Türkler’deki Şamanlık gibi.

Ateşin kutsallığı ve temizleyici özelliği var bu inanışta. Üç temel felsefesi,

Pendare- nik ; iyi düşün,

Gaftare-nik ; iyi konuş.

Kerdare nik; iyi davran."

Bu sözler bende hemen Hacıbetaş-ı Veli’nin, “eline, beline, diline sahip ol” sözlerini hatırlatıyor.

Sara Tasdiki’ye, Kanada’da okul bittikten sonra, orada veya Amerika’da kalıp kalmayacağını soruyorum;

“Hayır, kesinlikle hayır’ diyor.

“Peki nerede?”

“Türkiye’de “ diyor.

“Niçin İran değil.”

“Ben Türkiye’de doğdum ve bir Türk vatandaşıyım” diyor.

Sara da, Sina da İlk ve orta eğitimlerini Türkiye’de almışlar. Türk eğitimi ile.

Kanada veya Amerika’daki eğitim farkını sorduğumda, Sina Tasdiki, "Üniversiteye girişte sınav yok. Bu yüzden üniversiteye girmek kolay.Fakat girdikten sonra mezun olmak çok zor. Türkiye’de tam tersi. Girişte zor bir sınav var. Ama girdikten sonra bir şekilde mezun oluyorsunuz.

Eğitim öğrenci merkezli. Öğrenci her zaman aktif. Ezbere eğitim yok. Tüm iş, öğrenciyi aktifleştirmeye ve yaratıcılığa yönelik."

Son zamanlarda Türkiye de bu sisteme geçme yönünde.Ama çok geç oturacağa benziyor.

Hemen daha bu yıl 2008’de sınıftaki olayı hatırlıyorum,
Sınıfta müfettiş var. Konu açık uçlu bir tartışma. Birinci sınıf öğrencilerini tek tek konuşturarak bir konu hakkında görüşlerini almak istiyorum.

Müfettişin araya girerek çocuklara, “Haftanın günlerini sayın bakalım” dediğinde bitiyorum. Bunlar, bakanlıkla bizim aramızda “köprü “ diyorum.

Ne kadar uzak!

Turizm gibi var mı?

En çok Kültür işini seviyorum turizmin, bir de insan ilişkisini.

Pendara nik, gaftare nik, kardare nik. Hüseyin Seyfi

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..