Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '15

 
Kategori
Deneme
 

İnsan nedir?

İnsan nedir?
 

Yaratanımız diledi bin bir özellikle açtık kâinatın bahçelerinde. İlahi nizamda hiçbir fedakârlıktan kaçınılmadı, yeterki dünya güzel olsun. Biz olmasak da olurdu; zaten çiçekti âlem. Çiçek kadar güzel bir de böcek bıraktı hikmeti ilahi, sevişsinler diye. 

Bize bir isim gerekliydi; adımıza insan denilebilirdi örneğin, öyle de oldu. 

Amma velâkin devri âlemin 2000’li yıllarında bir itiraz geldi bu isme Kerim Korkut adlı zatı mahsustan. Ona göre iki ayaklı malum canlılara verilen “insan” deyimi sadece bir isimden ibaret değildi, kuş, böcek gibi mesela. Şeytanın ortağı bir takım hemcinsler Âdemle Havva’nın yalnızca bedenini örtmekle kalmamış, benliğine de bir elbise giydirmişlerdi evrensel terzilerden. 

İhtimal ki bu hınzır iki ayaklılar Tanrının icraatlarını beğenmiyorlardı. Âdem artı Havva’nın “insan” markası altında yeni bir sürümünü imal etme peşindeydiler âlemin çöplüklerinde. 

Sizler hangi nedenle okuyorsunuz bilemem ama ben yazılarımı ülkemi ve dünyayı değiştirmek için yazıyorum. Bu cümleden olarak Âdem neslinin genel adı “insan” deyimiyle somut varlığımızın yok edilip içi boş sanal bir kavram olarak yeni bir insan türü yaratıldığını düşünüyorum. 

Bu, Tanrının çok zeki(!) kullarına göre bizler cıpcıbıldak alındık, evrenin çayırlarına salındık. Fabrikadan yeni çıkmış mal gibi arkamıza önümüze baktılar; dudak büküp burun kıvırıp yeniden bir gözden geçirilmek üzere hayatın medreselerine bıraktılar. 

Size insan diyorlar ve rahatsız olmuyorsunuz; o zaman sizde bir sorun var. Size, varlığınıza, güzellik ve özelliklerinize katlanamayan dinozorlar sizi adınız, kimliğiniz, millet ve memleketiniz yerine uyduruk bir “insan” tanımıyla basitleştirip kişisel gayret, alın teri ve emeğinizi ve bunların sonucu oluşan, kendinizi ifade edebileceğiniz, gurur duyabileceğiniz farklılıklarınızı yok sayarak sizleri bir anlamda hiçe indirgiyorlar. 

Asla unutma! Kerim Korkut’u anladığın gün hayatın değişecek. 

Entel solcular, sahtekâr demokratlar, Tanrının yarattığını beğenmeyip hâşâ sanki bizleri yeniden yaratmaya çalışan maneviyat fukaraları, bir şarkıyla-türküyle güvercin uçurarak dünyayı kurtaracağını sananlar, tüm bu yeryüzü tanrıları bizi yaratıldığımız gibi bırakmadılar. 

Aferin! Bravo! Tebrik ederim! Siz de sürüye uydunuz! 

Şecerenize, hüccetinize baktınız mı; yoksa insan değil de koyun muydunuz? 

Güle çiçek de, keçiye hayvan, serçeye kuş, pırasaya sebze, armuda meyve de ama bana insan deme. Adım var benim; Korkut deyince rüzgâr bile susuyor. Sen bana insan deyince hiçbir vasfım ortaya çıkmıyor. Ömrümü vermiş bir karizma kazanmışım; Yedikule şarapçılarıyla aynı oluyorum. Neymiş, herkesi eşit görecekmişiz. Ne eşiti ya? Her gün kıçımdan bir kova ter akıyor; mandıra kancıkları gibi sırtüstü yatanla nasıl eşit olurum? 

Gerekçeleri neymiş efendim? İnsan deyimi daha insani oluyormuş. Eğer insan dersek patronla işçi eşit oluyormuş. Fakir zengin ayrımı kalkıyor, haklar ve özgürlükler bakımından tüm insanlar aynı oluyormuş. Yanlış biliyorsun bay demokrat! Demokrasinin kitabını bunların kıç… a soksan o dediklerin yine olmaz. Yüz kere söyledik kafan basmıyor; güvercin uçurmakla dünyayı kurtaramazsın! 

Nerden çıktı bu acayip kavram da yahu? İlk evvel Ademdik hemi de Havva. Diz çöktük kul olduk yaratanın huzurunda. Fred Çakmaktaş, Anibal, Ayı Yorgi, tecavüzcü Coşkun filam olduk ama hiç insan olmadık hatırladığımca. Kısa boylumuza şeyden bacaklılar, uzun boylumuza yukarıda havalar nasıl, kaz güdene kaz çobanı denildi ya fahri mübarek neslimize insan denildi mi doğrusu hatırlamıyorum. Sadece kafayı yemiş profların kitabında yazılı olmalı. Bize Darvin’in maymunlarından mı bulaştı bu hastalık yoksa? 

Hamal Dursun’un haklarını onun özünü ve kimliğini değiştirmeden arayamazmısınız? Ne istiyorsunuz insanların kimliğinden siz ya? Ben Türkoğlu Türküm ama Ogün Samas’tan nefret ederim! Medeniyet soytarıları Türklüğümü elimden alacaklar! Sahip olduğumuz değerler total değerimizi oluşturur. Sen bana o kıytırık, uydurma insan sıfatını layık görürsen değerlerimi yitirir, içi boş bira fıçısına dönerim. 

Pastaneye gidiyorsun “sütlü nuriye ver” diyorsun; tatlı ver demiyorsun. Adım var babalar gibi; insan deyip kelle sayıyorsun. Beş paralık bir yiyeceğe gösterdiğin itibarı bana göstermiyorsun. Kızdırma inek kellesi gibi sayarım valla! Paça çorbası yaparım paça! 

Literatürde adımız insan mı? İyi baktınız mı? Öyle herkese de kolay kolay insan demiyorlar. İnsan olmak ayrıcalıklı bir şeymiş. Hak edecekmişsin önce. İyi ama şimdilerde derviş Yunus zamanındaki gibi Taptuk babaya mürit, dergâha odun taşı, iki öğüt, bir söğütle insan olunmuyor. O zamanlar çul heybenin bile itibarı varmış. Biz sırtımızda elli yıldır atlas halı taşıdık efferim diyen olmadı. Yani zaten bizim gibiler ne yapsalar insan sınıfına alınmazlar. Ama iş kullanmaya gelince başka tabi. 

Bidakka! Bidakka! “İnsan” kelimesini seslice söyleyip bu kelimenin size neyi çağrıştırdığını kontrol edin lütfen. Evet, insan denildiği zaman sanki kadınlar kastedilmiyor. Bu sözcük sadece erkekleri çağrıştırıyor. Yani tek bacaklı karga. Orada insanlar var dediğiniz zaman sadece erkeklerin olduğu düşünülüyor, öyle anlaşılıyor. Bu deyimin yarattığı böyle bir gramer ve dil, anlam hatası yaşamda büyük sorunlar yaratır; TDK’ya duyurulur. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..