Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '14

 
Kategori
Deneme
 

İnsan niye yazar?

İnsan niye yazar?
 

uyoz.com


 Belli ki gönderecek bir mesajı, bir iletisi vardır. Onun için yazar. Yazı olmadan önce söz vardı; insanlar bağıra çağıra anlaşmaya çalışırlardı. Ama uzak mesafelerdeki insanlarla anlaşmak o kadar da kolay değildi.

Neyse, akıllının birisi yazıyı keşfetti de, anlaşmak için bir  kanal daha bulunmuş oldu. Sevgiline, onu sevdiğini doğrudan söyleyemiyorsan, utanıyorsan, bir name yaz, cebine koy. Anlar. Böylesi daha kolay değil mi?

Ama bir de yazısı doktor yazısı  gibi olanlar nasıl anlaşacaklar: Onlar da bilgisayar kullansınlar canım. Yani, ekmek bulamıyorsan, pasta ye…

Elbette derdimizi anlatmak için; bir sorunu açıklamak; yada sorunun açıklamasını vermek için yazıyoruz. En aşağısından, okunsun diye yazıyoruz. Bazen bir kişi, bazen yüzbinler.

Eskiden bir mektup yazdığın zaman bir kişi okurdu, anlardı; şimdi bir kitap yazıyorsun, gerektiğinde yüzbinler okuyup etkileniyor. Tabii, yazdığın bir şeye benziyorsa, bir kıymeti harbiyesi varsa. İnsanlara gerçek bir değer sunuyorsa.

Peki, insanlar niçin kitap yazmak isterler, ya da uğraşıp didinir bütün hayatlarını bir kitap yazmak uğruna harcarlar. Belki de en önemli nedeni : Adları kalıcı olsun, diye. Yani sen bir kitap yazacaksın, öylesine önemli şeyler söyleyeceksin ki, insanlar onu ağzı açık bir şekilde okuyacaklar, üzerinde düşünecekler ve evdeki bütün horantaya okuttukları gibi, konu komşuya da salık verecekler. Kitap’ın ünü gittikçe artacak. Ve insanlar birbirini bu kitapla sınayacaklar?

Ne çeşit kitaplar vardır. 
Örneğin,  bilim kitapları. Onların o kadar da okuyucusu yoktur. Velev ki yazar, kitabını bazı noktaların halk için daha iyi anlaşılabilmesi için  Popüler Kitap şeklinde yazmış olsun. O zaman okunur. Ama  saf bir dille kuramını açıklamak yolunu tutarsa öyle araştırma yazıları biraz zor okunur. Ancak kendi alanından olanlar tarafından okunabilir. Örneğin, ileri bir dil kullanan bir Matematik, Fizik, Kimya kitabını raflardan alıp, yardımsız okuyabilir misiniz?

Romanlarda özgün olabilmek çok güçtür. O bakımdan esaslı , birkaç romancı vardır. Gerisi o ustaları izleyen, ya da  belli bir  ekol içinde (mesela aş romanları; gerilim romanları; macera romanları…) Belli trükleri belleyip, aynı formül üzerine  belli tipler yaratıp, makine gibi kitaplarını yazanlar. Bazıları böyle hayatını kazanır. Bir ara  piyasa da  Mike Hammer hafiye romanları vardı. Yazarı , Mickey  Spilliane aynı minval üzere  5- 10 kitap yazıp , konuyu tüketince (bu kitaplar çevrilmiş, bizim iç piyasamızda çok tutmuştu) bizim yerli yazarlar, kitapların arkasını getirdiler; beş on kitap da onlar yazmışlardı. Tarihte bir ara piyasa “Mayk Hammer”  kitabından geçilmiyordu. Çoğu da korsan kitaptı… Epey   bir tutulmuştu.

Şiir kitapları mı? Geçiniz. Böyle kitap önerilerini hiçbir yayınevi kabul etmek istemez. Ama üste para verirseniz, işte  yüz sayfalık bir şeyi bastırıp eşe dosta “Eser” diye dağıtabilirsiniz.

İnsan niye yazar?

Elbette insanlara iletmek istediği bir dünya görüşü; bir siyasi perspektif vardır ve buna yazan insan inanmıştır. İşte bunları propaganda yapmak, diğerlerine de kendi  görüş açısını açıklamak için yazar.

İnsan bazen çektiği acıları anlatır. Maddi veya manevi… Aşklarını anlatır. Diğer insanların nasıl olduklarını anlatır. Veya kendisinin…

İnsan niye yazar?

Kendisini beğensinler diye yazar. “Bu yazar amma akılı, amma zeki desinler diye yazar. Yani biraz övünmek; böbürlenmek için yazar. “İşte bu kitabı ben yazdım. Benden büyük yok…”  Belki de bu yönlerden haklıdır. Bir kitap yazmak; bunu ortaya koymak; bunu takdir edip basacak bir yayınevi bulmak hiç de kolay bir iş değildir. Ama bir de kitap piyasaya çıkmaya görsün, adınız bazı çevrelerde artık “Romancı” diye anılabilir. Hani bazıları hiçbir dalda iş tutturamayınca, birkaç  şiir yazıp, kendilerine “Şair” adı takması ve bunun için kendilerine kart bastırması gibi…

Yazdığınız bir kitabın basılabilmesi için, her şeyden önce yayınevlerinin sizin ünlü bir yazar olduğunuza inanmaları gerekir. Öyle ki, bastıkları kitap ellerinde kalmasın; haftasına ikinci, üçüncü baskıların yapsınlar. Bayılırlar öyle bir kitap bulmaya ve basmaya… Ama öyle bir kitap nerede?

Diğer kitaplar, biraz zor bela basılırlar. Biraz umut uğruna; biraz hatır gönül işi olarak. Veya kendi paranızla bastırabilirsiniz. Bastır parayı, al kitabı… Kaç adet istersen. Sonra onları kim dağıtacak; kim parasını toplayacak… Ve size telif ücreti ödeyecek. Olsun, artık kitabın var ya!

Hazır müşterisi olan;  yayınevleri basmak için gönüllü yazarlar da vardır. Onlar para da kazanırlar. Ama öyle yazarlar, parmakla gösterilir. Ve gerçekten ünlüdürler.

Kitap yazmak istiyorsunuz ha… Yazın. Size kimse yazmayın, demez. Ama yazanı da, kitabı olanı da biraz kıskanırlar, onu da bilesiniz.

Öyle kolay mı kitap yazıp, piyasaya çıkarıp, hele bir de para kazanmak.

Evet, bir amaç da , bir kitap yazarak çok para kazanmak istemidir. Onu sayılı yazarlar becerebilir.  Bir Orhan Pamuk; Yaşar Kemal olmak hiç de kolay değildir.

Öylelerini alkışlamak gerekir.

Ama kitap yazmaktan en büyük amaç ise , “kalıcı olmak”tır. Bir kitap yazacaksınız, insanlar sizi yıllarca hatırlayacaklardır. İsminiz edebiyat tarihine  kocaman  harflerle  yazılacaktır.  Bunu çok az yazar becerir. Ama hala bir ümit var.

Ama bana göre kitap yazmada en büyük amaç, gerçeklerin araştırılması ve toplanan bilgilerin  insanlığın emrine sunulmasıdır. Bir kitap yeni bir şey getirmiyorsa niye yazılsın ki!

Neden sizin de bir kitabınız olmasın; niçin siz de gittikten sonra hatırlanmayasınız?

Kolay mı? Onun için, içinde ne olursa olsun; çaba gösterip bir “eser” ortaya koyanları takdir etmek, özendirmek gerekir. Onlar yaratıcı insanlardır. Hepsi olmasa bile, üçü beşi, gelecekte de hatırlanacaklardır. Umarız.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..