Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsan Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

İnsan Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı
 

Bir kişiyi vücut yapısına, göz şekline, rengine, saç rengine, mesleğine, eğitim durumuna akla hayale gelecek ya da gelmeyecek kadar çok çeşitli şekillerde tarif edebiliriz. Tüm bunlar bir insanın katmanları ya da tabakalarıdır.

Nedense bizler genellikle karşımızdaki kişinin dış katmanlarıyla daha çok ilgileniriz. Örn; mesleği, eğitimi, işi, parasal durumu…

Son zamanlarda elimde olmayan nedenlerden dolayı evlendirme programlarını seyrettim.

Sorulan sorular genellikle; nerede çalışıyorsunuz, emekliniz var mı, daireniz var mı?

Aranılan özellikler de ise en çok boy’a, dış görünüşe, yaş’a önem verilmekte.

Bu mudur yani karşımızdaki kişiyi insan yapan.

Bir araba reklamının sonunda “ruhlarımız olmadan hepimiz bir makineyiz” şeklinde çok güzel bir söz dile getirilmekte.Evet, ruhsuz olduktan sonra herhangi bir makineden çok da farkımız kalmaz.. Ete, kemiğe bürünmüş makineler….

Kimimiz otobanda hız sınırının çok üstünde yol alırken bir hayvana çarpar ama durmadan, hızımızı azaltmadan yolumuza devam ederken (tabii öldürdüğümüz hayvan arabamıza zarar vermişse bir okkalı küfür okur geçer gideriz), kimimiz ise yolun ortasında içi yağmur sularıyla dolmuş kasisten su içen kuşu ezmemek için kornaya basar ya da karşıdan karşıya geçen hayvana yol vermek için yavaşlarız.

Kimileri için giyim, kuşam, kariyer, marka önemliyken, kimileri için çok daha değişik şeyler önemlidir. Bu iki grubu terazinin kefelerine oturttuğumuzda ne yazık ki birinci grup çok daha ağır basmaktadır.

Diğerleri can’a, her türlü canlıya, manevi değerlere önem verenler, bu grubun gözünde beş para etmez insanlardır. Para ve maddi değerler varken diğer değerlerin ne gibi bir önemi olabilir ki.

İşte bu ve benzeri nedenlerden dolayıdır ki bazılarımızın içi her zaman biraz buruk,kırgın, insanlık dışı olaylar karşısında isyankar olur. Çünkü adam sendeci olmayı başaramamışlardır. Sonuçta, kazananın kaybedenin hangi taraf olacağı henüz belli değil. Unutmamak gerekir ki görünüş her zaman yanıltır.

İşte bu yüzden sırf bu yüzden Yılmaz Güney’in şiirini severim, odamın duvarına her bakışımda bu şiirle karşılaşırım;

Hayat bize mutlu olma şansı

Vermedi sevgili.

Biz kendimizden başka

Herkesin üzüntüsünü,

Üzüntümüz,

Acısını acımız yaptık.

Çünkü dünya'nın öbür ucunda,

Hiç tanımadığımız bir insanın

Gözyaşı bile içimizi parçaladı....

Kedilere ağladık

Kuşların yasını tuttuk.

Yüreğimizin yufkalığı

Kimi zaman hayat karşısında

Bizi zayıf yaptı.

Aslında ne güzel şeydir

İnsanın insana yanması

Sevgili...

Ne güzeldir bilmediğin birinin

derdine üzülmek ve çare aramak.

Ben bütün hayatımda hep

Üzüldüm, hep yandım..

Yaşamak ne güzeldir be sevgili

Sevinerek, severek, sevilerek,

Düşünerek...

ve o vazgeçilmez sancılarını

Duyarak hayatın

Yılmaz GÜNEY

İnsan olmanın bazı zamanlarda verdiği dayanılmaz ağırlığı, bizleri pes ettirecek gibi olsa da her şeye rağmen ete kemiğe bürünmüş ruhsuz makineler olmaktan çok daha iyi ve değerlidir.

Kişisel tercihimi insan olmaktan yana kullanırım. Karşımdaki kişinin kalıbına değil insanlığına bakarım.

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..