Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '21

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İnsan Önce Kendini Sevmeli

Yıllar önce okuduğum bir kitapta şöyle yazıyordu ‘ insan önce kendini sevmeli’ bu satırları okur okumaz kitabı ani bir refleksle kapatıp, hadi bu da ne şimdi, ne saçma bir cümle , yahu insan kendini nasıl sever ki, sahaftan aldığın 5 liralık kitap bu kadar olur işte filan diyerek kitabı bir kenara koydum. Fakat eşeğin aklına karpuz kabuğu düşmüştü bir kere zihnim rahat durmuyordu ‘Kendini sevmek ne demekti ? ‘ Kendini sevmek nasıl bir şeydi ? ‘İnsan kendini nasıl severdi ? Kafama takılan ve cevap veremediğim bu sorular canımı sıkmaya başlamıştı. Bir yerlerde ‘Kendini sevmek diye bir şey vardı ve ben onu bilmiyordum’ Oysa ben herkesi her şeyi seven bir tiptim, bazen kendimi içinde bulunduğum aileye ait değilmişim gibi hissetsem de ailemi seviyordum, babamı, annemi, ablalarımı, eve gelip giden ve bizi küçümsemekten başka boka yaramayan akrabalarımı seviyordum, bazen aralarında dışlanmış gibi hissetsem de arkadaşlarımı seviyordum. Duygusal hayatımda hoşlandığım ve bana karşı biraz ilgi gösteren erkekleri seviyordum hatta öyle seviyordum ki sanırsın hayatıma o adamdan başka hiç kimseyi alamam, öyle böyle değil Allah Allah bu nasıl sevmek JNe manyaklıklar yapıyordum insanların sevgisini ve ilgisini hissede bilmek için tabi o dönemler bunun farkında da değildim.

İnsan önce kendini sevmeli satırlarıyla son buldu her şey ya da yeniden başladı. Sürekli kafamın içinde yankılanan bu cümle ve cevabını veremediğim sorular beni depresyona sokmuştu. Günler sonra kitabı tekrar elime aldım ve okumaya başladım, bu çok bilmiş yazar böyle bir cümle kurduysa bunun açıklamasını da yapmış olmalıydı. İnsan önce kendini sevmeli işte o meşhur cümle, devamında neler yazıyordu acep. Kararlılıkla okumaya devam ettim okudukça kalbim sıkışıyor, gözlerimden nerden geldiğini anlamadığım yaşlar akıyordu. Ayna Kanunu diye bir bölüme geldiğim de kitabı nasıl fırlatıp hönküre hönküre ağlamaya başladığıma kendim bile şaşırmıştım. Aynaları sevmeyen bir tarafım vardı evet ama bu da çok ağır şimdi yani. Ayna ayna söyle bana bu dünya da benden güzel var mı?

O olay, içinde bulunduğum depresyonu daha da derinleştirmişti. Artık sevgi pıtırcığı gibi görünmeye çalışan o kadın gitmiş yerine her gördüğüne ‘insan kendini nasıl sever? Sen kendini seviyor musun? Kendini sevmek ne demek? gibi sorular soran bir meczup gelmişti JDerin depresyondaydım ve aldığım cevapların hiç biri beni tatmin etmiyordu. Benimle birlikte kendini sevmenin ne demek olduğunu bilmeyen bir sürü insan vardı etrafımda. O depresif halin içinde karşıma çıkan bir adama aşık olduğumu düşündüm çünkü adamın sevdiklerine çok güzel bakan gözleri vardı ve o gözler bana hiç sevgiyle bakmadı. Hep bir acıma, aşağılama, değersizlik ve sevgisizlik le baktı. Kedi kendi g… görmez başkalarının g… bakarmışJAynen bu haldeydim hemen teşhisi koymuştum, bu adam sevgiye muhtaçtı tıpkı benim gibiydi, şimdiye kadar hiçbir kadın onu sevmemiş, aldatılmış, terk etmişti  ve ben onu sevmeliydim. Manyaklığa baksen.

Karşımda gördüğümün bir Ayna olduğunu bana beni yansıttığını amma ve lakin o sevdiklerine sevgiyle bakan gözlerin aslında kendine baktığını ise Ayna Kanunu bölümünde bir köşeye fırlattığım kitabı tekrar elime alıp okuduğumda fark etmeye başladım. Üstümden, yükü sevgisizlik olan bir tır geçtikten sonra.

Hepimiz hayatımız da bu döngülerden geçmişizdir sanırım. İşte farkındalık dediğimiz şey de bunun bir döngü olduğunun farkına varmakla başlıyor. Bir gün bardağı taşıran o son damla düştüğün de, ya bidakka dersin , burada bir şeyler oluyor( demiyorsan da de yani). Bu tır daha önce de geçmişti benim üstümden, yükü başkaydı sanki o zaman ama verdiği hasar aynı, yine kalp kırıkları, yıkılmış hayaller, sevgiyi başkalarından beklerken aslında kendimize yabancılaşma, sanki birilerini seversek onlarında bizi sevecek beklentisi, küs olduğumuz aynalar, sevilmek ve onaylanmak adına kendimiz olmaktan vazgeçmeler. Sevilme çabaları, hep bir şeyler yapmak hep bir şeyler vermek zorunda olduğumuz inancı. Başa çıkamadığımız suçluluk duyguları, alınganlıklar ve kırılganlıklar, değersizlikler başkalarının hakkımızda ne düşündüğünü önemseme ve kendimizi ne kadar önemsemediğimiz. Başkalarına karşı, kibar, naif, anlayışlı, sevecen, yardım sever, yol gösteren, dert ortağı, uyumlu, sevgi dolu insan olma çabaları.

Ve işte başa döndük, ‘ İnsan önce kendini sevmeli ‘ evet. Kendini sevmek ne demekti? Kendini sevmek nasıl bir şeydi? İnsan kendini nasıl severdi? Artık bu soruların cevaplarını değil yanıtlarını biliyordum yani yaşadığım sorunların cevabının kendimi sevmemek olduğunu ama yanıtlarının ise eylemsel bir davranış olarak ortaya çıkması gerektiğinin farkına varmıştım. Yani kısacası bu kısır döngülerden çıkmanın kendini sevmekle başladığını anlamıştım.

Peki, kendini sevmek ne demekti?

Bunu da bir sonraki yazıya bıraktım, belki sizin de kalbinize gelen bazı yanıtlar olur ve bunu birlikte keşfederiz kıymetli canlar. Ama şunu unutmayı ki siz hepiniz gerçekten çok değerli varlıklarsınız çok özelsiniz ve olduğunuz halin içinde her nasılsanız o halinizle mükemmelsiniz. Kimsenin olmadığı yerde Aynaya bakıp kendinize en samimi halinizle ‘ hey aynadaki seni seviyorum’ der misiniz lütfen.

Sevgiyle kalın hoşça kalın 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 48
: 175
Kayıt tarihi
: 19.08.13
 
 

Çok bildiğimden değil anlamak ve anlam kazanmak için yazıyorum, anlamlarla var olmak adına, herke..