Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

İnsan üretmek diye birşey

Türk milletine lâzım olduğu ısrarla iddia edilen ve hiçbir işe yaramaz modası geçmiş insan tipleri hakkında

Esas mesele: Sen, Ben, O, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe meselesi değil; medenî olup olamama meselesidir. Aşağıdaki tipler aramızdan silinirse, medeniyetimiz konusundaki netice, elle tutulur göz ile görülür olur. Ancak, herkesin koro halinde “- Yeni bir anayasa mutlaka lâzımdır.” dediği yerde, meclis halâ yerinde saymaktaysa, millet olarak bizim çok fazla düşünmemiz gereken iş var demektir. Bu işlerin başında da insan tiplerimizi, yani kendimizi ıslâh etmemiz gelmektedir.

01. Lâik olup da demokratik hukuk devletine, hiç lüzum görmeyenler.
02. Kendi görev tarifinin sürekli dışına çıkmayı görev edinenler.
03. Yaya ya da vasıtalı ama Israrla kırmızıda geçmeyi adet edinmiş olanlar.
04. Yarım düzine üzerinde doğurmayı vatanî görev kabul edenler.
05.
Maarifi bir yana bırakıp, sadece eğitim yapmaya çalışan ve bu tam kusurlu anlayışının rezilliğine, kursları püskül yapan zihniyettekiler.
06. Otomobilin yanmayan farının arızasını mutlaka egzosta arayanlar.
07. Liberal olmak yerine ağır vak’a halinde fanatik olmakla övünenler.
08.
Bilumum futbol maçlarına döner bıçakları, saldırmalar, falçatalarla, gidenler ve bu arada alenen takım tutan hakemler.
09. Şehir haritasına bakmaktansa, önüne gelene adres soranlar ile şehri içinden çıkılmaz utanç verici hâllere sokanlar.
10.
Trafik polisi olduğu halde trafikten anlamayanlar.
11. Doğuya gitmesi gereken bir gemi içinde, halâ batıya doğru koşanlar.
12. Lâhmacunla viski içenler.
13. Herhangi birmasadan kalkan her kadının, tefriksiz poposuna bakanlar.
14. Aylığını ve makamını biz vergi mükellefleri sayesinde elde eterken, bizleri hiçe sayarak, sadece kendi menfaatleri için, her kürsüden millete zil-kusur tamamen hatalı nutuklar çekenler.
15. Halk ve demokrasi yanlısı değil; bürokrasi, jüristokrasi, darbe ve elit hegemonyası taraftarı olanlar.
16.
Dünya gerçekleri ve şartları ve esasları ayan beyan ortada dururken, ağır bir yalana inanmış ve de herkesi bu yalana inandırmak için çalışan zavallılar.
17. Siyasi çevresini, partisini, gerekirse millet ve ülkesini yok etmekte hiçbir beis görmeyen liderler ile genel durumu itibariyle: Parti içi yerine başka bir adam bulunamaz bir hâle getirdiği halde, lider mevkiinde oturanlarla, o partilere sürekli oy verenler.
18. Çağını ve ülke gerçekleri ile Dünya gerçeklerini okuyamayanlar.
19.
Bilmediği konuda bilir bir kişiye de danışmadan allâme-i cihanmış gibi, Onu Bunu Şunu, Seni, beni tenkit edenler.
20.
Tüketici ve vergi mükellefi olarak haklarının nerede başlayıp, nerede bittiği ile hiç ilgilenmeyenler ve bu haklarını kullanmayanlar.
21. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefesinde olanlar.
22. Yüksek rütbeli ve mevkîli zevatın hiç suç işlemeyeceğini zannedenler ile bu zevatın sabit suçlarını bile görmezden gelip, elim durumu inkâr edenler.
23. Cuma namazlarını kaçırmasalar da, diğer bir yanda sürekli defolu kusurlu hormonlu mal ve gıda üretenler.
24. Ettiği yemine rağmen hastasını istismar eden sürü sepet tıp adamları.
25. Jeepinde yediği mısırın koçanını, içtiği sigaranın paketini sokağa atan maganda ve magandiyeler..
26.
Bu ülke şartlarına rağmen, suyu elektriği açık tutmakla, her cins kâğıdı israf etmekle, bilumum savurganlığı marifet bilenler.
27.
Medya adına her tür rezilliği mubah görenler.
28. Cüzdan vicdan muhasebesi yapan hukukçular.
29. Hayatlarında hiç Kuran-ı Kerim okumadıkları, okudularsa da anlamadıkları, anladılarsa da yanlış yorumladıkları için, esasen put mesabesindeki türbanı, Türk-İslâm kadınının başına mubah görenler.
30.
Ve kısmen yukarıda sayılan zümredekilerin yetiştirdiği, elinde tuttuğu tam teşekküllü adresi okuduğu halde anlamayan ve geldiği kapıda, cep telefonu ile ev/iş sahibini arayarak, hangi zili çalacağını soran ahmakların, alayını üretmediğimiz gün, Bu millet muhtemelen muasır medeniyetler muvacehesindeki yerini alacaktır. Aksi halde bizlere, mahallenin kargaları bile gülmeye devam edecektir.

Haydar Volkan / Göztepe: 04.04.2010

Not: Bazı okurlarım lütuf edip, az yazmamdan arayı çok açmamdan şikâyetçi olmuşlar. Haklılar ama yazmak içimden gelmiyor. Bunca üst sınıf insanın bunca hezeyanı karşısında, yazmak değil; bu milletin haline ağlamaktan başka çare göremiyorum. Ne olur beni bağışlayın. Bir okurum da şiirimi tenkit etmek lûtfunda bulunmuş. Şiir yazmayı başaramadığımı söylemiş. Kendisi bir zahmet http://www.haydarvolkan.com/ sayfasındaki şiir kitaplarımı da okuyup, tenkit ederse, beni çok mutlu eder.

 
Toplam blog
: 148
: 492
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Haydar Volkan: 21.05.944 Rebabi bestekar Sabahaddin Volkan ve Piyanist Mukadder Volkanın oğlu olar..