İnsan ve Madde

Yaşadığımız salgından ötürü türlü çeşit tevatürler ortalıkta dolaşıyor ya…

Gerçekten de “alışkanlıklarımız” ve gündelik yaşam “ritimlerimiz” değişmeye yüz tuttu.

Bilim ve teknoloji o kadar bir değişim içinde ki…

Sanırım, bilim ve teknolojiyi eskiden biz yönetirdik. Yani, insanlar ve insanlık, bilimsel ve teknolojik faaliyetlerin odağında idi.

Şimdi… Küresel bir değişim yaşıyoruz. Ulus devletler içe kapanmakta. Sanal dünyalardan kopamaz olduk. Eskiden bizler; insanlar, teknolojinin çıktılarına yön verirken ve formatlarken…

Şimdi… Eşyaların veya şeylerin “esiri” olduk. Evet evet artık maddeler bizleri esir aldı! Küresel güçlerin ve emperyalizmin hedefleri doğrultusunda, insan yığınları maddeler tarafından esir alınmakta.

Nasıl oluyor? Reklam bombardımanları vasıtasıyla… Artık geçmiş dönem alışkanlıkları geride kaldı. Hani diyorlar ya, bu salgında ekonomik aktiviteler yavaşladı ve tüketim harcamaları dibi görecek diye… Ama, öte yandan siber saldırı taktikleri ile insanların beynine, sanal platformlardan alışveriş çılgınlığı empoze edilmekte. Fark etmiyor muyuz? Cep telefonlarımızı ellerimizden düşürmez olduk. Kutu gibi evlerimize kapatıldık. Artık geçmişe dönük alışveriş reflekslerimiz de mazide kaldı. Sosyal ağlarda gezinirken, bu internet uygulamalarının algoritmalarının akıllıca çalışmasından ötürü, reklamlardan başımızı alabiliyor muyuz?

İşte böyle bir şey… Ne oluyor diye düşünürken… Anlam dünyasının içinde boğulurken… Nesneleri, objeleri, maddeleri anlamlandırmaya veya şekillendirmeye uğraşırken… Küresel baronların istek ve hedefleri doğrultusunda, yaşam, yönünü bulmaya devam ediyor. Bu bağlamda, insanlar, artık bu siber çağda, özne değil nesne konumuna düştü. Bilinçaltımıza sürekli psikolojik harp metotlarıyla yeni düzenin insan prototipi pompalanmakta. Reklam dedim… Evet, artık reklam bombardımanı altında, bulutsu bir ortamda şeylerin esiri olduk. Karamsar değilim. Ama, okuduklarıma da pay vermek durumundayım. Bunca insan boşuna mı bir şeyler üzerine tefekkür edip neşrediyorlar.