Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Deneme
 

İnsan

İnsan
 

İnsan her zaman doğuma sancılı, sonrasında yaşama kaygılı ve en son ölüme kaçak...


İnsan insana bağımlıdır ya, insan en başta ve en derin tekmeyi yine insandan yer ya bu yüzden büyük değerlerin arasındadır özgün, bağımsız, sağlam kişilikler yaratmak. Bu yüzdendir insanlarla beraber konuşulduğunda alçakgönüllülüğü yaşatacak sorunlara insansız fakat kafalardaki insan hayaletleriyle beraber çözümler üretmek ve bu sorunları çözmenin ödülü olarak acıları madalya gibi baş köşelerde taşımak, bu yüzdendir en üretken insanlara bir lanet gibi yapışan kendi kendinle konuşabilmenin verdiği haklı kibir. En büyük sevgisizlik insanlardan geldiğinden, insanlar birbirlerini severken kendilerini de onlarda sevmek varken önce kendisini sevmek zorundadır. Yaşarken hep beraber bir günü herkes birbirinin ne dediğini umursamama becerisi göstermenin sevincini yaşar. Yaşar yaşamasına da geçmişte kaldıkça her an, insan insanı inkar edememenin acısını kabullenir gibi zamanında bilgisizliğinden yanlış yapmış, hamlığından saygısızlık yapmış, bizi tanıyamamış, bize artistlik yapan, sürüye katılan, iktidar hırsıyla yanmış tutuşmuş her insanı "Böyle de bir insan vardı işte..." diyip bir kahkahayla hafife alabilirken şimdi yanımızda olanların hepsi şu yüzden veya bu yüzden bize büyük yüktürler ve bu şehirden mutlaka kurtulunması gerekir.

Büyük sorunlardan bahseden insanlardan sıkılırız, kimsenin bizi kendi sıkıntısıyla üzmeye hakkı yoktur. Ama küçük, sevimli ya da sevimsiz ayrıntılara da hakkını veremeyiz. Ne demiş Gülten Akın "ah kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya" Öyle de olamayız böyle de. Sorarız "Elimizde ne var?" Yanıtlarız "Elimizde bir insan tanımı var mutlu bir yaşam için." Sorarız: O da ne?" "Yanıtlarız: İnsanın hiçbir sorumluluğu yoktur. Kimseye sorulmamıştır "İnsan olarak doğmak istiyor musun?" diye." O yüzden sorumsuzluk hakkımızdır, bencillik hakkımız. Fakat sorumsuz ve bencil bir hayat da mutlu edemez. Çünkü insan var olduğundan beri "kulaklarımızı tıkıyoruz: para para para/
kulaklarımızı açıyoruz: kavga kavga kavga"(Gülten Akın'ın "İlk Yaz" adlı şiirinden)Hayat hep tehlikelerle doludur ve kimse bizi sevmiyordur çünkü, takdir etmiyordur. "Marifet iltifata tabidir." belki ama neden ilk iltifat bizden gelsindir? Ülkemizdeki magazin programları gibidir insanoğlunun hali. Hep takdir beklerken, hep "Başka bir ülkenin insanlarına göre daha fazla sıcak mıyız değil miyiz?" diye sorarken turistlere ne Gandhinin savaşa karşı nasıl şairane durduğunu görebiliriz, ne de Sümerlerin kaç bin yıl önce nasıl bir ileri uygarlık kurduğunu. Bizi takdir edenler de olsa olsa ya doğru yolu bulmuştur ya da bükemediği bileği öpmüştür. Onların bizi Yunus Emre'nin "Yaradılanı severiz yaradandan ötürü" sözündeki anlama gelebilecek başka bir güzel sözün rehberliğinde sevebileceklerini düşünmeyiz.

Böyle olduğundan halimiz, heyecanla ve sevgiyle bir şeyler, ama bizim dışımızda bir şeyler anlatan insanları "Abartıyor" diye yargılarız; ama, yakalanan ilk fırsatta kimsenin kimseyi anlamadığından yakınırız, hep geçmişte kaldığında anarız o sıkıntılı arkadaşımızın anısını, "abartan" arkadaşın renkli kişiliğini. Herkesin başkasına "Sizden iyi olmasın" diye bahsettiği bir arkadaşı olmuştur; ama, kimsenin "Senden iyisi yok" dediği arkadaşı yoktur yanında. İnsan sosyal bir varlıktır ya yalan. İnsan en fazla insandan korkar. "Dostuna yakın, düşmanına daha yakın yaşa ki onu tanıyabilesin" sözünü haklı çıkartmakta hiç başarısız olmaz. İnsan, insana bakmaz;ancak, gözaltına alır. İnsan, insanı sevmez; ancak, her bağımlılığın sonunda söylenen pişmanlık sözleri gibi insanı lanetler insan. İnsan doğar, yaşar ve ölür ya, yalan. İnsan her zaman doğuma sancılı, sonrasında yaşama kaygılı ve en son ölüme kaçak...

 
Toplam blog
: 7
: 536
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

Yaşadığım zaman dilimine bakınca uzakta hiçbir şeyin olmadığını, bir anının şu anınıza sızması için ..