İnsana Ne Kadar Toprak Lazım

Ünlü Rus yazarı Tolstoy'un" Savaş ve Barış""Diriliş" gibi dünya klasiklerini herkes bilir.Onlar kadar tanınmayan minik öyküleri de bu dev eserleri gibi aynı akıcılıkta ve en az onlar kadar, bellekte iz bırakan mesajlarla dolu.Geçenlerde, bu minik öykülerden oluşan bir kitabı okudum.

Pekçoğumuzun bildiği bir masal vardır:Balıkçı ve Karısı.Ona benziyor biraz.Balıkçının tuttuğu balık dile gelmiş"Beni bırakırsan,ne dilersen yaparım "demiş.Balıkçı, fakir kulübesi yerine, güzel bir ev istemiş,dileği gerçekleşmiş.Suratsız karısı, bundan memnun olmamış, daha büyük bir ev sonra da saray istemiş.Hepsi olmuş.En sonunda da, güneş olmak hevesine düşmüş, balıkçının hırsına gem vuramayan karısı .Balık da kızıp onları eski kulübelerine döndürmüş.

Bu öyküde de, insanın bitmez tükenmez hırsının, her çağda, her toplumda var olageldiğini dolayısıyla, insanın ne kadar açgöz ve zavallı bir mahluk olduğunu anlatıyor usta yazar.

Öykünün kahramanı Pahom,fakir bir köylüdür.Borç harç köyünden bir arazi alır.Bunu eker biçer, mahsülü ile durumunu düzeltir.Daha sonra,önce kendi köyünde,sonraları başka yerlerde arazi alarak , sahip olduğu mal varlığını büyütür.En sonunda uzak bir yerden, yerlilerden arazi almaya gider.Oranın reisi,istediği kadar arazi alabileceğini, bunun için de güneşin doğuşundan batışına kadar toprağın sınırlarını kendisinin çizmesi şartını, ileri sürer..Ve en önemlisi, güneş batmadan başlangıç yerine dönmesi gerekmektedir.Pahom daha fazla araziye sahip olmak için sınır çizgisini olabildiğince geniş tutmak ister.Ama güneş batmak üzere iken başlangıç yerine ulaşmak için insanüstü bir çaba göstermek zorunda kalır.Bitiş yerine vardığında ağzından kan gelir,kalbi durur.Uşağı onu, oracığa gömer.

Öykünün son cümlesi:"Başından topuklarına kadar, yüz seksen santim uzunluğundaki bir toprak parçası Pahom'a yetip artmıştı bile"...

Bizde de, halk arasında bir söz vardır bilirsiniz."İnsanoğlunun gözünü, ancak bir avuç toprak doyurur"diye...

Aslında, hırs; başarı için bir kamçıdır.Ama nerede durmamız gerektiğini bilmezsek, kendi çukurumuzu kazan bir kürek olacağı da, kaçınılmaz bir gerçektir ...