İNSANI DOĞAYI HAYVANLARI SEV

İNSANI,  DOĞAYI, HAYVANLARI SEV

1975 yılında Fethiye’ye tayin olduk. Küçük şirin Akdeniz kıyısında bir kasabaydı. Çok az ev vardı, hatta Lojman olarak deniz kıyısında oturduğumuz evden çıkarılmaya mecbur edilince ev bulmakta güçlük çektik. Her taraf sazlık, bataklık ve sivrisinek doluydu. Şimdiki evimizin bulunduğu yere kooperatif kuruldu, o kooperatife girmek istemedim “burası bataklık adam olmaz” demiştim.

Aradan birkaç yıl geçince Belediye Başkanı sayesinde, bataklık ve sazlıklar ıslah edildi, gayet güzel parke taş yollar yapıldı, güzel turistik bir şehir oldu adeta, Belediye Başkanına teşekkür ederim. Kooperatifimiz güzel villalar yapıp geç de olsa evleri teslim ettiler. Evler siteler şeklinde çoğaldı, ne yazık ki kısa zamanda Fethiye’yi yabancılar doldurdu, her gelen yabancı evler satın aldı ve apart otel olarak işletmeye başladı, ama gelen müşterileri akrabam diye gösterip devlete vergi vermek istemiyor veya evi başkasının üstüne alıyor o kişi ev olarak gösteriyor, apart otel olarak kiraya veriyorlar. Gelen yabancılar 2-3 hatta 5 köpek ediniyorlar. Hele komşumuz olan bir yabancı bir bayanın 24 tane kedisi var o kediler bizim bahçelerde cirit atıyorlar.

Ben Veteriner eşi olarak hayvanları seviyorum ama her canlı yerine yakışır, hayvanlar doğa ile haşır neşir olmalı. Yabancılara özenen Türkler de ellerinde birer, ikişer köpek, plaja geliyorlar. Amerika ve Avrupa’da birkaç ülke gezdim gördüm: Hayvan besleyenlerin ellerinde bir poşet ve eldiven, hayvan dışkısını yaptığı anda elinde eldiven ve bir küçük kürekle o dışkıyı alıp poşete koyup ağzını bağlayarak çöp kutusuna atıyorlar. Bizde öyle değil, sadece burası için söylemiyorum, Ankara ve İzmir’de de aynı. Yollar köpek dışkıları ile dolu, insanlar hayvanın dışkısını yaptırıp bırakıp gidiyorlar. Belediye uyarıcı yazılar yazmış ama nafile. Belediyenin yaptırdığı o güzel taş yollar kedi ve köpek dışkıları ile dolu.

Plajda yabancısı yerlisi köpeklerle denize girip insanların arasında yüzüyorlar ve plaj yollarda olduğu gibi yine dışkılarla dolu. Görevliler ellerinde eldiven kocaman poşetlerle topluyorlar ama arkası kesilmiyor. Yine belirteyim ben hayvanları seviyorum, insanların da bu hayvanlarla denizde birlikte yüzmelerini ve hayvan dışkılarını etrafa saçmalarını doğru bulmuyorum kınıyorum. Zira özellikle köpeklerden insanlara bulaşan bazı hastalıklar var: Keneler, genellikle köpeklerden insanlara geçer, birçok virüs hastalıkları, kuduz ve bazı mikrobik hastalıklardır. Bugün gazetede  kisthidadikten ölen bir gencin haberini okuyup üzüldüm. Köpeklerden insanlara geçen bu hasatlık bazen öldürücü olabilir. Özellikle köpek tüyüne karşı alerjisi olan kişilerin evde köpek beslemesi olumsuz neticeler verebilir. Köpekleri evde beslemek yerine ev dışında beslenmeli ve aşıları muntazam yapılmalı, hayvan eğitilmeli bağırıp etrafı rahatsız etmemeli.

Her ne kadar hayvan sevgisi çocukların ruh sağlığının olumlu gelişmesi açısından yararlı olmakla birlikte: Yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı sakıncaları vardır, bu  nedenle evde köpek beslerken, köpeklerimiz devamlı veteriner kontrolünde olmalı, aşıları ve ilaçlamaları muntazam yaptırılmalı.

Hayvanları sevmeli, severken de insanlara da saygı gösterilmeli, doğayı kirletmeyip, onu da sevmeli.

NAHİDE ÇELEBİ