Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsanı kabuğunu soymadan yemeyin!

İnsanı kabuğunu soymadan yemeyin!
 

En çok tartışılan tıbbi geyiklerden biridir: Mevye ve sebzelerin vitamini kabuklarında mı yoksa iç kısımlarında mı? Genellikle vitaminin bu tür gıda maddelerinin kabuklarına yakın kısımlarında bulunduğu ve mümkün olduğunca soymadan yenmesi ya da pişirilmesi gerektiği söylenir. Bu konuda fazla bilgi sahibi değilim, zaten amacım da vitaminler hakkında bildiklerinizi size tekrar anlatmak değil. Bu sadece konuya girmek için bir bahane!

Vitamin, “genellikle taze besinlerde bulunan ve vücutta eksikliği hastalıklara yol açan organizmaya besin ya da ilaç olarak dışarıdan sağlanan maddelerin genel adı” olarak tanımlanıyor TDK Sözlüğü’nde.

Vitamin eksikliği enfeksiyonlara karşı zayıflıktan, büyüme yetersizliğine, üreme zaafından sinir sistemi hastalıklarına kadar birçok soruna yol açıyor. Et, süt, yumurta, balık, karaciğer, taze mevye ve sebzeler, ceviz, bira mayası, fındık vs vitamin yönünden zengin gıda maddeleri... Vitaminlerin özelliği vücuda dışarıdan sağlanması. İnsanın kendisi üretemiyor bu sağlık açısından vazgeçilmez maddeleri.

İnsanın manevi anlamda da vitaminlere ihtiyaç duyduğuna inanıyorum. Bu vitaminin de mutlaka dışarıdan, yani başka insanlardan alınması gerekiyor. İlgi, anlayış, empati, hoşgörü, sevgi, sadakat, vefa, saygı, merhamet, adalet ve aşk gibi duygular vitamin açısından çok çok zengin. İnsan bu anlamda hem vitamin tüketicisi hem de aynı zamanda bu yararlı “madde”leri başkaları için kendi benliğinde üreten bir organizma. Dolayısıyla bu üretme yeteneğini yararlı biçimde kullanabilmek için başkalarıyla karşılıklı vitamin alışverişi ilişkisi içinde olması lazım.

Manevi vitamin yetersizliği maddi vitamin eksikliğinden daha vahim sağlık sorunlarına yol açabilir insanda. Sevgisizlik, göz kararması, düşmanlık, içe kapanma, kendi kendine konuşma, intikam hissine kapılma, öfke, kıskançlık, antropofobi, sosyal fobi gibi sonuçlara yol açabilir. O yüzden asgari ölçüde de olsa günlük olarak karşılanması şart. Satın almak için en yakın “eczane” en yakınınızdaki kişidir. Parayla satın almak da mümkündür ama en yararlısı bedava olanıdır. Alışverişte daha çok takas sistemi geçerlidir. Tanışmak, konuşmak, anlamak, dinlemek, anlatmak, sevmek vb yoluyla değiş-tokuş edilir.

Bu vitaminlerin kullanımı gayet kolaydır. Pişirmek gerekmez; çiğnemeden yutulur buna rağmen rahat sindirilir. Bu konuda siz ne kadar üretken olursanız başkalarından almanız da o derecede kolaylaşır. Gerçi bazıları tüketmeyi sever ama pek üretken değildirler. Bu tiplere kısaca “nankör” denir halk arasında.

Karşıdakinin kullanabilmesi için çeşitli formlarda sunabilirsiniz bu ilacı. Dostça bir bakış, bir selam, bir hal-hatır sorma, bir adres tarif etme ve bir kusuru görmezden gelmekten başlayıp tutkuyla kucaklaşmaya, “seni seviyorum” demeye, bir teklife “evet” cevabını vermeye kadar uzanıp gider. “Katılmıyorum, ancak fikrinize saygı duyuyorum”, “sizi anlıyorum”, “hatalıyım”, “çoktandır haber alamadım, bir sorayım dedim”, “doğum günün kutlu olsun” türü cümleler karşılıklı vitamin üretimini kamçılar.

Mevye ve sebzelerde vitamininin en çok hangi kısımlarda bulunduğunu bir türlü ezberleyemedim ama insanın vitamininin kabuğunun altında olduğunu kesinlikle biliyorum. İnsanın mutlaka kabuğunu soymanız gerekir. Kişi pek alımlı çalımlı görünebilir. “Haute - couture” giyinmiş, cildi pürüzsüz, rengi parlak, genç, yürüyüşü endamlı... Mevzun, yakışıklı, güzel, zengin, şık, kariyer sahibi, cazip, seksi, soylu, geniş çevreli, güçlü vs olabilir. Arabası, evi, zenginliği, kasları gözünüzü kamaştırabilir. İlk bakışta kendi kendinize, “bunda acayip vitamin vardır şimdi” deyip yaklaşmak istersiniz ama ya zaten yaklaşmanıza izin vermez ya da kabuğunu soyma fırsatı bulduğunuzda bir bakarsınız ki bir miligram bile vitamin yokmuş kişide. Tabii ille de dış görünüşün tersi olacak diye bir kural yok. Bazen de içi dışı birbirine uyar insanın; artık şansınıza kalmış.

“Vitaminlerinden en verimli biçimde yararlanmak için sebzeleri fazla pişirmeyin” diyor beslenme uzmanları. "Elmanın kabuğunu soymadan yiyin; patatesi mümkün olduğunca ince soyun."

Ama bence insanı kesinlikle kabuğunu soymadan yemeyin. Onun vitamini elbiselerinin, derisinin hatta kaburgalarının altındadır. En çok da sol göğsünün altında yoğunlaşmıştır. Kişinin gözleri de ihtiva ettiği vitamin zenginliği konusunda ipucu verir ama içinde ne olduğunu tam anlamak için kabuğunu epey kalın soymak gerekir. Bıçağı şöyle derine daldıra daldıra...

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..