Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

İnsanı ne kurtarır. 2 : Sanat kurtarır

İnsanı ne kurtarır. 2 : Sanat kurtarır
 

Akılla bilim nasıl aynı düzlemde kabul edilirse; duygularımızla sanat da aynı düzlemde işlem görür… Aklın aynası düzyazı ise; duygularımızın yansıması ise şiirdir… Belki de şiir duyguların ilk manifesto yeridir; onun arkasından müzik ve diğer sanat dalları gelir. 

Bilimle akıl elele gider… Aklın koptuğu yerde, bilim başıboş kalır; savrulur gider… Hatta yanlış yollara bile düşer… 

Duygular ise o kadar net, hesap verilebilir cinsten değildir… Duygularımız ve sezgilerimiz el ele gider… Duyguları zaptu rapt altına almaya çalıştığımız zaman, duygular kategorize olurlar, o zaman bilimselleşirler… Bilim, sanat’dan sonra gelir… 

Onun için (sanatçılar daha çok sezgileriyle hareket ettikleri için) kötü bir şeyin olacağını diğer insanlardan, hatta diyebilirim ki, bilim adamlarından önce sezip söylerler, yazarlar… Gerçek sanatçılar, gerçeklerin söylenmesinden korkmazlar… Duyduklarını hissettiklerini söylerler… Duygularını apaçık ortaya koymayan, insanlığa ve dünyaya karşı bir manifestosu olmayan kişi zaten sanatçı olamaz… O, olsa olsa acılarından dolayı birkaç dörtlük düşüren bir manzumeciden başkası değildir… Yazdığı dizeleri birkaç eşe dosta gösterir : “Nasıl beğendiniz mi?” diye sorar… Onlar da eş dost hatırına “Aman çok güzel olmuş…” derler… Böyle bir ömür geçer gider…Yoksa , sanat adına “Yeni bir şey” söyleyen kaç kişi vardır… “İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep kenti…” 

Şair olmak demek, sanatçı olmak demek her şeyden önce “Özgür Olmak” ; her türlü beyinsel tutsaklıklardan kurtulmak demektir. Sanatçı özgür olmakla hem kendisini kurtarır, hem de çevresindeki insanları… 

Şair mi olmak istiyorsun, sanatçı mı olmak istiyorsun… Her şeyden önce özgür ol… Yazdığın şiirlerinle, yaptığın bestelerinle özgür olduğunu; kimseye benzemediğini göster… Modaya değil, insanlığın derin damarlarına seslen… Yoksa , şiir yazarsın, “failatun-failatun-failun..” dan başka ses işitilmez…. Beste yaparsın : “ Tak.. taka.. tak tak… Tak… tak tak…” seslerinden başka bir şey işitilmez… Serdar Ortaç acaba yalnız kaldığında kendi müziğini dinleyebiliyor mu? Hiç sanmam… 

Peki.. Lafın bekine gelelim… Bayım ne demek istiyorsun? Diye sorarlar adama… Söyle bana sanat neye yarar? 

Sanat insanları insan etmeye yarar? Nasıl mı? Yine bir tek örnek vereyim… 

8-9 Ağustos 2011 günleri (tarih düşüyorum!) Venezüela’nın “El Sistema” Projesinin eseri olan “Simon Bolivar Senfoni Orkestrası” geniş kadrosuyla İstanbul’da konserler verdi. Kimdir bu topluluk? Venezuela’nın fakir bölgelerinden toplanmış yoksul, suça eğilimli çocukların klasik müzik eğitimiyle yetiştirilmiş elemanları… 

Düşünün bu ülkede böyle 200 tane çocuklardan oluşmuş topluluk var ve bunların mevcudu 330 000 bini buluyor ve bu çocuklar mükemmel bir şekilde klasik müzik yapıyorlar… Mozart’ı ; Beethoven’i , Vivaldi’yi...vs. çalıyorlar… Bunlarla anneleri babaları; bunlarla ülkeleri nasıl öğünmez, gurur duymaz? Ne muazzam Proje’dir müzikle gençleri kurtarmak… 

Bu çocukların yetişkinleri yavaş yavaş dünya orkestralarında da yer alıyorlar. Bütün dünyada iş buluyorlar… 

İşte bakın sanat insanlığı kurtardı mı, kurtarmadı mı? Venezzüla’nın yaptığı bu işten , bu Projeden bütün dünya ülkeleri gurur duyuyor… Bu çocukları kendi ülkelerine davet etmek için sıraya giriyorlar… Madalya üzerine madalya… Övgü üzerine övgü kazanıyorlar… 

Şimdi bazı ülkeler bu Projeyi taklit etmek için hemen harekete geçtiler… Onlar da kendi “El Sistema” larını kurmak için gerekli çabayı gösteriyorlar… 

Biz biraz tereddütlüyüz… Çünkü çocuklar boş zamanlarında Kuran Kurslarına’mı gidecekler; yoksa çalgı mı çalacaklar… Bunu akılları almıyor… İkisi de bir arada olmuyor… 

Sanat bir ülkeyi, bir ülkenin çocuklarını nasıl kurtardı… Önümüzde açık örnekler var… Fakat biz, başka yollarda oyalanıyoruz… Gerçeği ne yazık ki göremiyoruz 

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..