- Kategori
- Felsefe
İnsanı yüz değil, iş güzelleştirir.
İnsan ne kadar cahilse, bir o kadar da çirkindir. İnsanı güzelleştiren bilgidir. Okuyup bilgi sahibi olan, pozitif düşünen, demokrat olan, sosyal olan, insancıl olan her insan güzeldir.
Göreceli yüz güzelliği bu güzellik karşısında görünmez / aranmaz olur. Onun için bilgi güzeli olan insan çirkinse de güzel olur. Güzel görünür.
Demek ki, bilgi güzelliği insanın yüz / fiziksel çirkinliğini ortadan kaldırdığı gibi, bir de üstüne artı fark oluşturup üstünlük sağlar.
Onun için insanın aklına, marifetine, ahlakına, bilgisine, hünerine, becerisine dayalı kazanıp elde ettiği manevi güzellikleri, fiziksel yüz güzelliğinin önüne geçer.
Tıpkı bizlere çirkin görünen annenin kendi evladına dünyanın en güzel annesi olarak görünmesinde olduğu gibi. Çünkü hiçbir anne kendi evladına çirkin görünmez. Hiç bir evlatta annesinin fiziksel güzelliğine bakmaz. Onu bir annne olarak tanır, görür, bilir, sever.
İşi güzel olanlar da tıpkı annelerimizin bize güzel görünmesinde olduğu gibi güzel görünürler.
Onun için hiç birimiz aradığımız meslek erbabında yüz güzelliği aramayız. Buna bakıp değerlendirme yapmayız. İşini nasıl yaptığını sorup araştırırız.
Zaten hiç birimiz çirkinde olsak, yüzümüzü güzelleştiremeyiz ama isteyen herkes işini güzel yapıp kendini güzelleştirebilir. Sayılıp sevilen biri yapabilir.
İşi ve ahlakı güzel olanın kapısı çok çalınır. Hayatta asla yokluk çekmez. Rezil, rüsva olmaz. Hep sayılıp sevilen biri olur.
Onun için insanı yüz değil, iş güzelleştirir.
17.02.2010
Cahit KARAÇ