Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '11

 
Kategori
İnançlar
 

İnsanın benliğini keşfetmesi üzerine (Bölüm 1)

İnsanın benliğini keşfetmesi üzerine (Bölüm 1)
 

Kur'ân'ın tüm ayetleriyle yüce Mevla, “insan, kâinat, hayat” üzerine yol gösterir


İnsan olmanın üstün özellikleri ve insanın kendini keşfetmesi 

İnsan Benliğini Keşfetme Yolculuğu 1 

İnsan yaşamının her çağında, yaşadığı çağın bilimsel, dinsel, ahlaki ve sosyal birikimleri ve geçmişin mirası ışığında kâinatı ve hayatı, yanı sıra da kendi hayatını anlamlandır.  

İnsanoğluna, yaradılışı gereğince diğer tüm fanilerden farklı meziyetler ve tekamül yetenekleri verilmiştir. Bu münasebetle de insan, kâinat ve hayat üçgenini, kendisine indirilen kutsal kitapları doğrultusunda şekillendirebilmiştir. 

İslami dine mensup insan aleminde bulunan ademi soylu, Kurân-ı Kerim'in içerdiği mesajlar doğrultusunda yaşanılanlar ve yaşanılacakları birbirine bağlamayı ve fani dünya üzerindeki yaşamın sürdürülmesinde hakikatler üzerinden de derslerini almak mecburiyetindedir. 

Ademi soylu kul, kısmi değil de bütüncül ve sistem içerisindeki çağın gelişmeleri doğrultusunda kendi mücadeleci ruhunu geliştirerek genişletir. Zaten bunun zorunda olduğunu bilir ve buna göre aklı selimiyle, ruhunu ve dünya gerçeğini buluşturur. 

Kur'ân'ın tüm ayetleriyle yüce Mevla, “insan, kâinat, hayat” üzerine yol gösterici, ışıklandırıcı ve bilgelik yolunun önünü açıcı bir ilmi yatın içeriğine işaret eder. 

Kur'an'ın bu üç hakikat üzerinde gösterdiği ışık esasen insanı ademin elde ettiği büyük bir fırsata işaret de eder. 

Bu işaret büyük bir yol göstericiliğin yol haritasıdır. Tüm fani olanların yaşamlarında karşılaşacakları muhtemel olanlar ve akıbeti eserlerine dair delaletin kudret ve ispatı da bu büyük kutsal kitapta toplanmıştır. 

Yüce Mevla’nın, Kur'an'daki insan, hayat, kâinat üçlemesinin kâinat kitabında, kudreti muhteşem kalemiyle tüm ihtişamı kuvvetiyle detaylı şekilde resmedildiğini görülür. 

İnsanın varoluşuna dair geçirilen evrim süreçleri zarfında, mahiyeti sistemci düşünce perspektifinden analiz edildiğinde, her insanın kendi içinde en az dört alt insandan meydana geldiği gözlenmektedir.  

Bunlar, fizikî (biyolojik) insan, hissî (psikolojik) insan, zihnî (entelektüel) insan ve ruhî insandır. 

Fizikî (biyolojik) insan, hissî (psikolojik) insan, zihnî (entelektüel) insan, insanın kişiliğini (şahsiyetini) ortaya koyan özelliklerdendir.  

Her insanın, Allah tarafından yaratılan ve onun biyolojik bedeninin gelişmesini ve insanileşmesini sağlayan hayat sahibi ve şuurlu bir ruhu ile hayata geldiğini kabullenmek zorundayız. 

Çünkü ruh, Allah kudreti ve kuvveti ile, biyolojik bedene üflendiğinde ruha ev sahipliği yapacak biyolojik beden, anne karnında insanın ruh yapısına uygun şekilde yapı ve donanımını kazanmaya başlar. Böylelikle, her bebeğin ruhî potansiyeline ve genetik mirasına uygun olarak kendisine ait alt benlikleri ve insanî mahiyeti gelişir. 

Bunun bilimsel olarak da açıklanmasıysa, embriyon döneminde ektoderm, endoderm ve mezoderm isimli hücre tabakalarından farklılaşıp gelişen cenin, temelde ruh olmak üzere yukarıda sözü edilen üçlü sacayağı üzerinden insanlaşıp bebek haline geliştir.  

Bebek, 0 -7 yaş arasında dünyayı beş duyusu ile idrak eder ve öğrenir, bu dönemde öncelikle biyolojik (fizikî) yönü gelişir. 

7-11 yaşları arasında ise duygularını fark etmeye başlayarak, dünyayı hissî tarzda algılamaya ve hissiyata yönelik eylemleri anlamaya başlar. 

7-11 yaşları psikolojik alt insan temellerinin güçlendiği dönemdir. 

0 -7 yaş ila 7-11 yaşları arasındaki iki dönemde de ait olma ve bağımlı olma duygusu baskın olan çocukta, aidiyet hissi güçlenir ve olgunlaşır. 

Çocuk, 11-16 yaş arasında ise, bağımsız olmayı, kendi farklılığını ifade etmeyi ve isteklerini ortaya koyabilmeyi geliştirmiş olacaktır. Diğer bir anlatımla, çocuk kendini ifade edebileceği kimlik arayışlarına yani ilk ergenliğine başlar.  

İlk gençliğe erişen çocuk, 16 - 23 yaş arasında ise aklın mantığın, soyut düşünmenin geliştiği ve zihnî aktivitenin öne çıktığı, ağırlıklı olarak eril gösterişin ifade edildiği bir dönemdir. 

İnsan böylece fizikî, hissî ve zihnî alt benliklerin gelişiminin tamamlanması ile şahsiyetini bu üç alt benlik üzerine oturtmuş olur.  

…. 

 

DEVAM EDECEK 

Bilgeler ve filozofların sözlerinin çoğunda geçen tanımlama genellikle hep aynıdır. "KENDİNİ BİL"  

Çünkü bu ifadeden hareketle, "Kendini bilen Rabbini bilir, kendini unutan Rabbini de unutur" sözünü söyleyebiliriz. 

.. 

Türkiye’ye Sevgilerimle. 

….. 

Muhammed RAHMANİ 

15.02.2011 Illinois – ABD 

TEKSAS - ABD 

e-posta: muhammedrahmani@hotmail.com 

http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=2291978 

Kaynaklar: 

Mohamed Rahmani, Islam and humanity lecture notes 1993 

Mohamed Rahmani, Quran, Quran in the written facts 1994 

Mohamed Rahmani, Islam and Sharia 1997 

Mohamed Rahmani, beautıes of human lıfe and beyond ugly trilogy 1998 

Mohamed Rahmani, Rumi's life and philosophy of Mevla'na Celaleddini 1999 

Mohamed Rahmani, Mistizm and Religious Doctrine 2000 

 
Toplam blog
: 25
: 4253
Kayıt tarihi
: 11.12.10
 
 

Muhammed Rahmani, İran'lı baba ve Türkmen annenin çocuğu olarak, Hazar Denizi kıyılarındaki, (Bandar..