Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İnsanın içsel (Psikolojik) ve dışsal (Sosyolojik)zindanı nedir? Gerçek özgürlük.

İnsanın içsel (Psikolojik) ve dışsal (Sosyolojik)zindanı nedir? Gerçek özgürlük.
 

Kabenin Hayat Şifrelerinden esinlenerek yazıldı...


Hz. Yusuf (as) Züleyha’nın kendisine askıntı olmasından kurtulmak için zindanı tercih ettiğini biliyoruz Kuran’dan. Gerçekte Hz Yusuf’un da Züleyha’dan hoşlandığını “Rabbim sen bana yardım et, etmezsen ayağı kayanlardan olurum” ve “Rabbim zindan bana teklif edilenlerden daha güzel” şeklinde sözlerinden anlamaktayız. Yusuf Peygamber’in aslında zindanı tercih etmesinin nedeni kendinden kendi egosundan kendi nefsinin ona fısıldadıklarından kaçıştır.

Aslında insanın içinde ve dışında iki adet zindanı hep bulunmakta. Bu iki zindan insanın asıl esaretini oluşturmakta. İnsan özgür olduğunu sandığı anda zindanın dibini boylamıştır. Hz Yusuf özgürlüğü içsel zindanından Melik’in zindanına kaçarak bulmuştur.

Said-i Nursi de kendi tebliğini en özgürce yaptığı alan olarak Zindanı görmüştür. Sistemin zindanına bu yüzden “Mektebi Yusuf” denmiştir. Geleneksel Hapisanelerde bir çok kişinin kaldığı koğuş tipi yerler Said-i Nursi ve Hz Yusuf’un arayıp da bulamadığı yerlerdir.

Devletin F tipi hücre ceza odası şekline geçme isteğinin bir nedeni, Komünist mahpusların Hücre tipi ceza evine karşı gelmelerinin nedeni de işte buradadır.

Komünistler komünizmi en iyi koğuş sisteminde yaşamaktaydılar. Paylaşma, ortak hareket etme, kardeşlik yoldaşlık, sazın sanat olup dile gelmesi, komünist derslerin yapılmasıyla dışarı daha bilenmiş ve profesyonel devrimci olarak çıkma imkanını bu koğuşlar sağlamakta. Tıpkı Said-i Nursi’ye talebe yetiştirme imkanı vermesi gibi. O talebelerin dışarı çıktıklarında tıpkı İsa’nın 12 havarisi, Hz Muhammed’in Ehli Beyt’i gb Nurculuğu yayacak insanlar olması gibi.

Aslında benim bugün açmak istediğim konu da işte tam da bu konu.

Davası olan insanların hapishanesi onların koğuş sisteminde en özgür olduğu yerdir.

Psikolojik olarak insanın yaşadığı zindan onun içindedir. İster sokakta, ister evde, ister iş yerinde, isterse en sevdiği yerde olsun insan bu zindanı içinde taşır. Bu zindan insanın kalbi (sağ beyin) ve sorgulayan aklının (sol beyin) etrafını dört duvarla dört köşeyle çevrelemiş ve insan bu zindanın asla farkında olmamış olamamıştır. Çünkü bu zindanın duvarları saydamdır. Kalın kurşun geçirmez camdan oluşmuş bir çatı şeklini almış PİRAMİT zindan odası.

Bu saydam duvarlı bu piramitin duvarlarını inşa eden şahıs dinde Şeytan/Nefs psikolojide ego’dur.

Peki nasıl?

İlk saydam duvar kibirle inşa edildi. Kibir yüzünden insan endini geliştirme imkanını kaçırdı. Gerçek sevgi ve dostluğu bulamadı. Kendince doğruları vardı ama bu doğruları adalet ve ahlakın süzgecinden geçirecek ilkelere sahip değildi.

İkinci zindan duvarı ise kendine, etrafına ve başta Allaha güvenmemenin en büyük işareti olan Cimrilik zindanı. Her cimri Allaha güvensizdir ve Malı Mülkü yığar kendinde cem eder her şeyi. Bu nedenle insanın görmesinin en büyük engellerinden biri de aslında budur. Kalın kuzey piramiti yine işini iyi yapmıştır ve insan duvara toslamıştır. İnsan bu duvarla malının kölesi olmuştur, malı ona sahip olmuştur o malına değil.

Üçüncü zindan duvarı şeffaf hafif kızıl renktedir. İnsanın gözünü kan bürüyecek kadar öfkelendiğinde, şehvetten kudurduğunda her kadın elbisesini kırmızı iç çamaşırı sanır. Şehvetin ve nefsan öfkenin körlüğü beraberinde zulmü ve cinsel yolla bulaşan hastalıkları da getirir. İnsan cezasını ya hastanede ya hapisanede öder.

Dördüncü zindan duvarı insanın yaşadığı anılardır. Geçmişin yaşanmışlıkları peşini bırakmaz. Ah’lar ve keşkeler insanın anını mahveder, geleceğin güzel günlerini göstermez. İnsan geçmişin acı tecrübelerinden ders alamayacak hale geldiğinde yaşamayı istemez. Umudu tükendiği andır bu an. Umut tükendiğinde kişi mucizede bekleyemez. Mucize geçmişi değil geleceği düşünen insanların hesap edeceği bir konudur. Esasen MUCİZELERE bel bağlamakta doğru değildir. Çünkü gerçekleşmeyen mucizeler insanda daha fazla hayal kırıklıkları doğuracaktır.

Peki insan ne yapmalı? Nasıl yapmalı? Niçin yapmalıdır?

Aslında bu soru felsefenin ve dinlerin sorduğu ve kendince cevap verdiği sorulardır. Ancak bu soruların cevapları insanı gerçektende piramit zindanından kurtarabilir mi?

Buraya kadar anlattığım insanın dört ruhsal zindanıydı. Kibri, Cimri hırsları, Zalim öfkesi ve dengesiz şehveti, Gemişin obsesyonları.

İnsanın özgürlüğünü elinden alan diğer dört zindan duvarını şu şekilde özetleyebiliriz.

İnsanın küçüklüğünden beri aldığı eğitim, terbiye, görgü ve etik kuralların tümü bu zindanın doğu duvarını oluşturur. EĞİTİM ZİNDAN DUVARI. Hz Muhammed’in (SAS) ümmi olması demek insanın okuma yazma bilmemesi anlamına gelmez. Hz Muhammed (SAS) bulunduğu toplumun eğitim zindanından YETİMLİĞİ sayesinde en az etkilenen özgür ve doğduğu gibi hayata bakan düşünsel ve vicdani tavaf yapmış kişidir.

İnsanın toplum tarafından ona empoze edilen ve toplum için genel kabul gören meslek, kariyer banka kredileriyle uzun vadeli borçlanmalarının getirdiği esaret bu duvardır. Ayrıca siyasal partilerin, çıkar amaçlı kurulmuş cemaatlerin geleceğe yönelik umut istismlarının yüzünden insanın kendisini bir parti liderine veya bir cemaat liderine köle etmeside insanın en büyük zihinsel esaretini oluşturur. Bir toplumda mülk edinme şekli o toplumu anlamamıza yardım eder. Faizci ekonomik sistem insanın sosyal zindanlarının en büyükleridendir. EKONOMİ ZİNDAN DUVARI. Faizci sistem bir çok projesi olan insanın girişimcilik yapmasına engel olur zira nice yetenekli insana faizci sistem imkan vermez, para belli ellerde şişer ama bu halka yayılmaz. Bir çok sisyasal parti kendi tabanındaki kişilere ve kimliklere yardımları akıtır asala kendi gb düşünmeyen insanalara fırsat vermezler ve bu durum bütün partiler için geçerlidir.

İnsanın ve toplumların diğer önemli esareti ise İnsanın yaşadığı toplumun dini ve mezhebini inanç şekillerini sorgulamadan almasıdır. İnsan bu zindan duvarını çok ama çok zor kırar. O toplumun sanatı, edebiyatı vb tüm üretimi bu duvardan etkilenmiş olduğu için kişi sevgisini aşkını yine bu kimlikle yansıtır. SOSYAL Zindan duvarı kişinin en büyük hapishanelerindendir.

TARİH ZİNDAN DUVARI da bu bağlamda ele alınabilir. İnsan içinde bulunduğu toplumun önde gelen tarihsel kişiliklerini eleştiremez, onları kutsar ve putsar (Putlaştırır). Dini ve siyasi önderler kimse her biri ya siyasal veya dinsel put olmuştur artık. Peygamber çoktan ilahlığını ilan etmiş peygamber konumuna halefler gelmiş durumdadır ve onlar da yapılan hizmetlerin karşılığında cennete vesile olacak kişilerdir (Haşa).

İnsan gerek içsel (Psikolojik) gerekse dışsal (Sosyolojik) zindanından kurtulması için gereken reçete çok basittir.

1- Ne olursa olsun etik temelde düşünmeldir.

2- Ne olursa olsun Adil düşünmelidir.

3- Ne olursa olsun sorumlu davranmalıdır.

4- Ne olursa olsun Vicdani davranmalıdır.

İlk ikisi son ikincisinin ana ve babasıdır. Bizler zindanlrımızdan gerçekten kurtulmak istiyorsak bu dört ilkenin gösterdiği okların yönünde sırat ( Straat, Strasse, Street, Cadde) den gitmek durumundayız. Aksi durumda pusulamız hep şaşar.

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..