Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '15

 
Kategori
Felsefe
 

İnsanın ilerleyişi veya acıdan kurtulması

İnsanın ilerleyişi veya acıdan kurtulması
 

7 basamaklı şeklinde inşa edilen firavun Dijoser'in basamaklı piramidi


Platon, GERÇEK Piramidinin tepesine 4 arketip (idea; fikir) ile ulaşılabileceğinden bahsedir. Der ki, doğruluk temel fikrine bilim sayesinde, iyilik temel fikrine inançlar sayesinde, güzellik arketipine sanat aracılığı ile ve adalet arketipine ise politika yani birlikte yaşam sayesinde ulaşılır. Felsefe ise, bunların hepsini çalışarak HAKİKATa ulaşır.

Birinci soru; GERÇEK nedir, her gün son derece GERÇEK bir dünyada yaşamıyor muyuz?

Bu konu, doğu ve batı tüm filozoflar için önemli bir soru olmuştur ve hepsi aynı sonuca farklı söylemlerle varmıştır. Gerçek, KALICI olandır. Bir düşünün etrafınızda ne kalıcı? Maddenin bir ömrü vardır, bu nedenle ne eşyalarımız, ne ülkeler ne de bedenimiz sonsuzdur, hepsi geçicidir. Bunlar, elimizde tuttuğumuzu zannettiğimiz kum taneleri gibidir, akar gider. Oysa her gün zihnimizin ürettiği gerçeklik içerisinde yaşıyoruz. Zihin ne kadar saf ve doğru bilgi ile dolarsa, kişi çevresini de o kadar saflaştırıyor ve gerçek kılıyor. “Zihin, gerçeğin büyük katledicisidir.” Sessizliğin Sesi adlı bir Tibet Metni veya Platon’un Mağara Mitosu, Matrix, Truman Show ve daha bir çok sanatsal aktivitelere konu olmuştur.

İkinci soru; arketip veya yüksek fikirler nasıl beni GERÇEK’e ulaştırır?

İnsanları çeken şeylere baktığımızda arka planlarında arketip dediğimiz bu yüksek fikirleri buluruz. Örneğin günümüzde insanlar evlilik veya ikili ilişki arıyor, kendinize “neden” sorusunu sorun ve her verdiğiniz yanıta yine neden sorusunu sorun ta ki yanıt bulamayıncaya kadar. Sonucunda daha ötesi olmayan yanıt arketiptir. Bu soruda da yanıt, mutlu olmaktır. Herkes mutlu olmak için, o kendi bilinciyle seçtiği şeyi yapar. Mutluluk bir arketiptir. Bir arketip, mükemmel olandır ve ne, daha mükemmel yapmak için bir şey eklenebilir ne de çıkartılabilir. Dolayısıyla “neden mutlu olmak istiyorsun”un yanıtı yoktur. Bir arketip, en yüksek noktadır. Bir sanatçı güzelliği ortaya koymak için üretir, ona ulaşmaya çalışır. Ya da bir bilim adamı için, doğruya ulaşmaktır hedefi. Bu konuda Carl Gustav Jung’un fikirleri ilgi çekicidir. Arketip, bizi yukarıya çekerken, elbette bunu adımlar üzerine yapar. Yani o mükemmel noktaya ışınlanamazsınız, adım adım her gün kendi çabanızla arketiplere ulaşabilirsiniz.

Üçüncü soru; herkes GERÇEK’e ulaşmalı mıdır?

Bu bir tercih konusu değildir. EVRIM, bunu bize dikte eder. Diyelim bir okuyucu evrim’e inanmıyor (ki bir inanç konusu değildir, bir doğa yasasıdır.) o zaman doğaya bakmalıdır, her gün her şey büyüyüp, gelişmiyor mu? Biz bebek gibi mi kaldık ya da annemizden bu şekilde mi doğduk? Sadece fiziksel büyüme olarak algılamayın, fikirlerimiz hep yerinde mi saydı. Şöyle deme imkanımız var mı, “artık hayattan ben hiçbir şey öğrenmeyeceğim, kendimi öğrenmeye kapatıyorum”. İnsan, ne yaparsa yapsın Toy’luktan Olgunluk’a doğru bir yolculuk yapar. Bu kaçınılmazdır, gerisi kişinin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor kapasitelerine bağlıdır. Hayat dediğimiz yolculuk, bu GERÇEK’i ne kadar anladığımızla bağlı olarak yönümüzü ve hızımızı belirlediğimiz akıştır.

Dördüncü soru; GERÇEK’e ulaşmazsak ne olur?

Kapımızı ACI çalar.

Son soru; (sizin aklınıza başka sorular gelirse lütfen yazışalım) Hayat, etme bulma dünyası ise ve maalesef günümüzde mutlu insan, mutlu aile, mutlu ülke görmek çok zor hale geldi ise, o halde piramidin tepesine en hızlı şekilde nasıl çıkarım?

Yazının başındakileri yaparak; yani her gün iyilik yapın. Başkalarına yardım edin (sadece para-eşya vererek değil, “insan” gibi davranarak, günaydın diyerek, bir şeye ihtiyacın var mı diyerek v.b.). Her gün güzel (dürüstlük, uyum, hoşgörü v.b.) olan şeyleri hayatınıza alın çirkinlikleri (dedikodu, yalan, riya, tembellik, kibir v.b.) hayatınızdan çıkartın. Her gün, iç veya vicdan teraziniz kendi tarafınıza ağır basmadan adil olun, 5 parmağın birbirine benzemediğini bilerek, kimsenin fiziksel, psikolojik ve düşünsel yapısının aynı olmadığını kabullenerek adil olun. Bilerek bir hatayı tekrar etmek en büyük adaletsizliktir, unutmayın. Her gün, kendinizi öğrenmeye açık tutun, okuyun, araştırın, gözlemleyin, “neden” sorusunu sorun, görünenin arkasındaki sorgulayın. FELSEFE çalışın.

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..