Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsanın kendi varlığı onun okuludur.

İnsanın kendi varlığı onun okuludur. Ekonomi ise yardımcı aracı… Bu aracını sadece nasıl kullanacağını ve en optimal faydayı nasıl sağlayabileceği üzerinde düşünerek hayatını yaşamalıdır. Acılar, ölümler, savaşlar, katliamlar dünyada yaşanmıştır en acıklı örnekleri ile belki de yaşanacaktır insanlık şuuru kayboldukça… Yaşanan her kargaşa, kriz, öfke, savaş, acı, mali krizler..vb gelişmek için kullanılacak fırsatlar olacaksa dünyayı ve ekonomiyi değiştirebiliriz.

İnsanoğlu ilk yaradılışından beri bir çok mesafe katetmiş ve ilerlemiştir ancak ilerlerken kendi kalbini, kendi özünü saklı tutabilmiş midir? Hayır..

Tüm duyguları ile korkuları, ümitleri, zevkleri, kırılganlıkları, alınganlıkları, gözyaşları, sevinci, siniri, öfkesi ile kendini kaybetmiştir. Tamamlanmamış psikolojisiyle insanlık silahlanmış, öldürmüş ve savaşmıştır. Fakirlik ve suçlar bu tamamlanmamış psikolojinin ve bencilliğin birer sonucudur.

Yaşanan fakirlikler, işlenen suçlar, savaşlar, dünya’da yaşanan tüm olumsuzluklar, insanın eseridir. İnsan neden özünden ayrı düşmüştür? Kendi özünden ayrılmış, kendi değerlerini kaybetmiş ulusların kalkınması ve standartlarının iyileşmesi de mümkün değildir. Ekonomi ise tüm bunların bir sonucudur sadece.

Dünya, içindeki insanlar hasta olduğu için hastalıklıdır.

Dünya, içindeki insanlar onu kirlettiği için kirlidir.

Dünya, içindeki insanlar onu çekilmez bir yer yaptıkları için çekilmezdir.

Çünkü insanlık dünyayı böyle düşünmüştür.

Dünya, içindeki insanlar onu yok ettikleri için günün birinde yok olacaktır.

İnsanoğlu yazgısını değiştirmek için psikolojisini değiştirmeli ve doğru sandığı düşüncelerden ve hiç sorgulamadan kabul ettiklerinden kurtulmalıdır. Ancak bireysel bir devrim insanı kendi kendine ve nesline yaptıklarından, tüm acılardan, dünyadaki tüm fakirliklerden ve suçlardan kurtarabilir. Her şeyin özü bireydir. Birey geliştikçe toplum gelişecektir. Halka büyüyecektir ve bu tüm dünyayı kaplayacaktır.

Ekonomi/Finansal güç belki hiç birarada olmayacakmış gibi görünen sevgiyle de, düşle de, şiirle de, sanatla da yönetilebilecektir. Büyük gökdelenlerdeki, plazalardaki akılcı kapitalizmin yerine ruhsal kapitalizm… Gelecekteki ekonomi, sadece ekonomist olmaktan ziyade doğru düşünmeyi öğrenmiş, kendine inanan, her şeye rağmen kendine inanmayı hiç bırakmayanlarca yönetilecektir.

İnsan kendi gelişiminin önünde olan tek engeldir. Kendine engel olmayı yendiğinde, cehaletini yok ettiğinde bireysel devrimini başlatacak ve sürdürecektir. Bireysel devrimler toplumları/ulusları geliştirecektir.

Dışarıda gerçekleşen bir şey yok, her şey insanın içinde, özünde, düşüncesinde, hayalinde... Tüm güzellikler, aşklar, sevgiler, mutluluklar, zenginlikler başkalarınca verilemez, bunlar insanın özünde olanlardır aslında sadece bunlara sahip olduğunu kendi bile unutmuştur. Hatırlamadıkça da ne dünya daha iyiye gidebilecektir ne de ekonomi… Ekonomi, düşünce ve hissetme biçiminin bir sonucur sadece...

 
Toplam blog
: 36
: 1049
Kayıt tarihi
: 03.09.10
 
 

Merhaba, Kadıköy doğumluyum. Beş yaşında başladığım ilkokul serüvenim ana kucağından ayrılan ..