Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '09

 
Kategori
Felsefe
 

İnsanın oluşumu -3

İşte toplumdaki insanların yaratılıştaki çeşitli huy, karakter ve yapıda oluşup doğmalarındaki gizli saklı sırlardan birisinin sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.

Tekrar ana konumuza dönersek, ilerde oluşacak çocuk denilen canlının oluşmasına yönelik sperm hücrelerinin oluşmasıyla Allâh’ın yer yüzünde halifesi olabilecek özellikte bir insanın olabilmesi için uzaya fırlatılan bir füze gibi kendiliğinden bölünüp parçalanır. Parçalan hücreler sürekli çoğalarak gelişip olgunlaşır. Çoğalan hücrelerin sayısı kainatta var olan canlı cansız bütün varlıkların sayısına eşit oluncaya kadar devam eder.

Çünkü insan kainatın özü, çekirdeğidir. Kainatta ne varsa özdeki çekirdekte o vardır. Çekirdekte ne varsa kainatta da o vardır. Çünkü çekirdek deryadan bir damla, ağaç da deryanın kendisi gibidir. Gerçi doğadaki bütün varlıkların sayısı her geçen gün yaratılarak artmaktadır. Kainattaki bu olumlu çoğalmadaki gelişmeden elbette insanlarda aslına uyum sağlayabilmeleri için hücre sayısındaki artışta insanda nasibini almaktadır.

Bilim adamları bu hücrelerin sayısının yüz trilyon civarında olduğunu söyleseler de, ben bu sayının kainatta yaratılmış canlı, cansız bütün varlıkların sayısına denk olacağını düşünüyorum. Bu hücreler kendilerine İlâh tarafından ezelde verilen görev ve sorumluluklarını her şeye rağmen yerine getirirlerken hiç tereddütsüz intihar ederek ölüp, bölünüp çoğalırlar.

Bu hücreler bölünüp çoğalma özelliğine sahip bir yapıda yatıldıklarından, henüz bu aşamadaki Zigot denilen döllenmiş tek hücreli yumurtada, akıl denilen yetinin bu oluşumları sağlayacak özellikte gelişip olgunlaşmamış olduğundan, henüz akıl bu aşamadaki hücreler içinde üstü örtülü olarak gizli kalmıştır. Kendisine verilen görev ve sorumlulukları henüz yerine getiremeyecek durumdadır. Şayet zigot denilen bu tek hücreli yumurtada akıl olmuş olsaydı.

Bu oluşumların hiç birisini tam anlamıyla yerine getiremezdi. Çünkü aklı olan, hiç bir varlık çoğalıp gelişmek için bile olsa, intihar etmez. Aklı olan düşünür. Düşünen varlık irade kullanır. İrade kullanan varlık hiçbir zaman intihar etmez. İntihar edecek olan varlık, aklını bertaraf ettiğinde yada edildiğinde intihar edip ölümü seçer. İşte bu aşamadaki hücrede bulunan aklın üstü örtülü olduğundan, sonunun ne olup, ne olacağını hiç düşünmeden bu yolu tercih eder.

Çünkü çoğalıp, gelişip olgunlaşmak için başka çaresi yoktur. Bu işin böyle oluşup gelişmesi için yaratan tercihini ezelde ilmi iradesiyle bu şekilde kullanmayı murat etmiştir. Aksi takdirde kainattaki hiçbir oluşum bu muhteşemlikteki bir düzende ve muntazamlıkta oluşmazdı. Bu Allah’ın yarattıklarına yaratılış gereği ezelde takdir edip vermiş olduğu iç güdüsel bir yetidir. Bu şuur denilen yeti, ruh taşıyan her hücrede mevcuttur. Zamanla gelişerek daha da olgunlaşır. Bütün varlıkların iç benliğine işlenip, verilmiş olan bu ortak yeti sayesinde bütün varlıklar kendilerine ilah tarafından ilahi kader hükmünce verilmiş olan bütün görev ve sorumlulukları hiç itirazsız etmeden, eksiksiz yerine getirirler.

İnsan, kainatın özü çekirdeği olduğuna göre, bu her yeni oluşuma, çekirdeğin oluşum evresi de denilebilir. Oluşan tek yumurtalı bu hücrede akıl mı? Şuur mu var denilirse. Ben bu aşamadaki bütün hücrelerde ilk etapta yaşama bilinci denilen şuur olduğunu düşünüyorum.

Sevgilerimle arz ederim.

Cahit KARAÇ

 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..