Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '16

 
Kategori
Siyaset
 

Fakir Dindar, En Fakir En

Türkiye’de ve tüm dünyada bir gerçek var bu gerçek de aslında fakirlerin daha dindar olması. Gerçekte insanlar zenginleşip sınıf değiştirdikçe kabuk değiştirip elit, zengin, kapitalist yapıya dâhil olmaya başlıyorlar. Böyle bir girişe itiraz edeceklerin olabileceği gibi, bu bir fikirdir. Nice anne ve baba henüz köyden yeni gelmiş, ticarette belli bir yere gelen çocuklar, çocuklar değilse dahi torunların dede ve ninelerden daha farklı bir çizgide hayat yaşamaları ve evrime uğramalarına neden olan büyük bir değişim yaşanıyor. En fazla elli yıllık bir süreçte dindarlık patronluğa dönüştüğünde evrim tamamlanıyor.

Avrupa haritasını önüme alıyorum, en kuzeyden başlıyorum. Norveç, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İngiltere bu ülkelerin ilginç bir şekilde ortak özellikleri kişi başına gelirde bu ülkeler dünya sıralamasında en üst sıralarda bulunmasının yanı sıra söz konusu ülkelerin halklarının çoğunluğunun ateist ve Protestan olması da dikkati çekiyor.

Daha güneye gelince Almaya, Portekiz, İspanya, Fransa Avusturya ve Almanya bu ülkelerden Almanya hariç, nüfusunun büyük çoğunluğu Katolik ve Avrupa’daki en iyi kişi başı gelire sahip ülkeler. Bu ülkelerden özellikle Almanya’yı ayırmak gerekiyor çünkü hem 1.hem de 2. Dünya Savaşı’nın mağlubu tek ülke. Ayrıca nüfusunun önemli bir kesimi de Protestan. Protestanların ekonomiye, paraya ve çalışmaya bakış açısının en iyi açıklayanlardan biri belki de “Max Weber’in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” adlı eseridir.

Avrupa’da Doğu Bloğu veya Doğu Avrupa ülkelerinden Macaristan Yunanistan hariç, Romanya, Polonya, Rusya, Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkeler kalıyor. Bu ülkelerden SSCB’nin uydu devletlerinden Bulgaristan ve Yugoslavya Ortodoks, Çekoslovakya ve türevi devletler Polonya ve Romanya Katolik ülkeler. SSCB’nin uydu devletleri arasında yer almayan hatta NATO üyesi Ortodoks ülke ise Yunanistan. Bildiğim kadarıyla Macaristan da söz konusu dini yapıları itibariyle Katolikler. Bu grubu Yunanistan hariç, gelir dağılımında sırasıyla iki grup var. Buradaki en önemli sıkıntı ise bu ülkelerin çoğunluğunun ciddi devlet kültürü edinememiş, “Sanayi Devrimlerini” ıskalamış ülkeler de olmuş olmaları. Bu devletlerin bir başka özelliği de herhangi bir sömürgecilik faaliyetleri içinde yer almamış olmaları da önemli bir ayrıntı diye düşünülebilir. Özellikle bu devletlerin her iki Dünya Savaşında da Almanya’nın büyük baskısıyla karşılaşmalarının ardından Almanya karşısında kimi devletlerin Rusya bloğunda yer almalarıdır. Bu gruptaki ülkeler diğer Avrupa’nın ucuz işgücünü temin ederken, Avrupa gelir grubundan en az kişi başı gelire sahip olmaları. Avrupa’da Ortodoks Hıristiyanların ise en koyu Hıristiyan olmaları, Roma’ya bağlı olmamaları sebebiyle bir nevi rakiptirler de aynı zamanda.

O halde Avrupa’daki gruplar dine inanmayanlar, Roma’ya isyan eden Protestanlar, Katolikler, Ortodokslar olmak üzere dini gruplar var. İlginç bir şekilde kilise ve Allah'ın kuralları ile en az bağı veya bağlantısı olanlar ve yaşadıkları ülkelerde yaşayan insanlar kişi başına düşen gelirde ciddi olarak diğerlerini katlarken, kilisenin halk üzerinde etkinliği arttıkça fakirlik de doğal olarak artıyor. Üretim düşüyor. Bu durumu ilginç buluyorum.

Avrupa’da durum budur. Türkiye’den aşağılara doğru güneylere indikçe artık dini İnanışlar Müslüman ve dünyadaki en değerli doğal kaynaklara sahip ülkeler olmalarına rağmen, çok küçük gruplar zengin olmakla birlikte halkın çok zengin olduğunu iddia edemeyiz…

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..