Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '09

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

İnsanlara yetmeyen yirmidört saatler

İş yoğunluğunun ne demek olduğunu iyi bilirim. Özel sektörde çalışıp da yoğun iş saatleri geçirmeyen yoktur herhalde. Hele benim gibi telekom sektöründe, dinamik, capcanlı her an yeni birşeyin geldiği bir sektördeyseniz ancak şirketinizin kapanıyor olması gerekir yoğunluğunuzdan arda çok birşey kalmaması için.

Farkettim ki, bu yoğunluk sadece özel sektörde çalışan bizlerin başının derdi değilmiş.

Benim annem de babam da memur emeklisi. Bilmeyiz öyle çok yoğun mesailer falan.

Ama şimdi anlıyorum ki, bir iki arkadaşım gün içindeki saatlerin kendilerine yetmediğinden bahsediyor...

Gün içinde bölünmek, koşuşturmacalar, toplantılar, eğitimler bir bütün gün yapmak istediklerini yapamadıklarını anlattılar. Bu nedenle geç saatlerde başlayıp, sabahın ışımaya başladığı vakitlerde yatarak 3-4 saatlik uyku yetecek kadar kendilerine bir konfor alanı oluşturmuş durumdalar.

Acaba bir gün içindeki 24 saat mi yetmiyor yoksa insanlar üzerindeki yoğunluk topu topu bir gün eden 24 saate yetemeyecek kadar cok mu?

Toplantıların insanın günlük işlerinde inanılmaz bir aksaklık yarattığını bilmeyen yoktur.

Hele verimsiz geçmişse orada geçirilen zamana acırsınız, o kadar da kıymetliyken vaktiniz.

Ama birçok kişinin ortak bir fikirde buluşabilmesi, iletişimin sağlanabilmesi için, elektronik ortamda yazılan o soğuk mailler yerine, bir toplantı odasındaki yarım saatlik bir konuşma hem daha sağlıklı hem de zaman zaman daha çabuk sonuca ulaşan kararlar almada çok etkili ne yazık ki.

Bu nedenle toplantılar iş yaşantımızın en baş aktörü aslında. Hele ki yöneticiyseniz.

Hal böyle olunca, gün içinde toplanan yarım saatler, tam bir maili yazarken çalan telefonunuz, konsantrasyonunuzu sağlayarak başladıgınız bir işi başından sonuna bölünmeden bitirmenize engel.

Tıpkı benim bu yazıyı yazarken bölünmem nedeniyle, 3 kez baştan okumak durumunda kalmam gibi.

Bölünmektense, gece çalışmayı yeğlemek, uykusuz kalabilmek bu nedenle bir tercih aslında.

İnsanlara yetmeyince çalışma saatleri, geceler kendilerine ait kalıyor uzun uyumaktan sıkılan, uykuyu sevmeyen, yaşamı kaçırmak istemeyen herkes icin.

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..