İnsanlığa hizmet edenlerin mükâfatı Nobel Ödülü

Nobel ödüllerini biliriz. Takip ederiz. Kim kazanmıştır? Bu önemlidir. Bu hatta çok önemlidir. Hiç kuşkusuz dünyanın en saygın ödüldür. Ödülü alanlara saygı duyarız, itibar ederiz, önemseriz. Nobel bir prestij ödüldür.

Alfred Nobel; vasiyetinde, mirasının Nobel Ödüllerinin enstitüleştirilmesi yönünde kullanılmasını ve 33.200.000 kronunun her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemiş…

Bu ödüller, fizik, kimya, tıpveya fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti.

Nobel'in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yaratmış.

1900 yılında İsveç hükümetinin Nobel Vakfı'nı kurmasıyla, Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlanmış.

1968'de İsveç Bankası Alfred Nobel'in anısına bir ekonomi ödülü vermeyi kararlaştırmış.

Ödül ilk kez 1969'da verilmiş.

Sentetik bir element olan Nobelyumonun anısına bu isim ile anılmış.

Nobel Ödülü:

İnsanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek için İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsüve Norveç Nobel Komitesinin; kişiler veya kuruluşlara fizik, kimya, edebiyat, barışve Fizyoloji veya Tıpalanlarındaki olağanüstü başarılı olanlara verdiği fevkalade onurlandırıcı bir ödül…

Birlikte empati yapalım.

Nasıl bir duygudur Nobel Ödülünü almak?

Neler hissedilir acaba?

Dahası yok ki! Dünyadaki en saygın ödül... Orhan Pamuk aldığında çok heyecanlanmıştım. Neler hissediyor acaba demiştim. Yakınlarının duyguları nedir? O anda kalbinin nasıl çarptığını, tansiyonun kaçlara çıktığını düşünmüştüm.

Orhan Pamuk oldukça sakindi. Hafif bir tebessümle yetinmişti. Belki de öyle bir ödül o nezaket içinde alınır. Ben olsaydım ne yapardım?

Orada bağırılmaz, kahkaha atılmaz, heyecandan tansiyon çıkmaz, kalp atışları hızlanmaz, belki hafif bir baygınlık – yok olmaz geçirilmez mi derdim yoksa kendimi yitirir:

“Yuppiii işte budur mu derdim? Bilmek zor. Bu pek empati ile de anlaşılmıyor. İnsanlar ve duyguları farklı…

Hissettikleri, düşündükleri hal ve tavırları da farklı!

Hissettiklerimi ve hissedeceklerimizi bir kenara bıraktığımızda, her büyük olayın,

Her büyük kişinin arkasında büyük müdacede ve büyük dramlar yatıyor.

Bu hep böyle olmamış mıdır? Ya çok uğraşmanız gerekerikir ki bu da öyle alalade ‘çok’ değildir.

Üç harfli bu kelimenin içinde, sıkıntı, mücalede, yokluk, varlık, hastalık, hasretlik, sıla, uykusuzluk, tartışma, sinir sistemlerinin iflas etmesi, aklın durduğu, zaman zamanda kimim ne yapıyorum?

Burada ne işim var? Abartıp; bitti benden bu kadar ben tatile ya da ben huzura gidiyorum!

Sağlık sorunları ve daha nice niceleri var. Ömür var. Masa başında ya da yaptığınız her ne ise onunla olan tüm yalnızlığınızın isimleri vardır.

Çok işte böyle hakedilebilinir.

Aynen böyle olmuş…

Alfred Nobel hayatını ilme adamış. İyi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Çok iyi eğitimler ve çok fazla bilinen diller. Dünyanın bir çok ülkesindeki yaşam! Önemli bilim adamları ile tanışmak! Çalışmak ve çalışmak!

Çalışmalar sırasında kardeşini ve çalışanlarını kendi yaptığı bir deneyde kaybetmek! Birçok yasaklanmalar almak!

Bir ömür böylece bitmiş.

Bitmişte araya mı gitmiş, bitmişte yok mu olmuş? Olmamış.

Sizlere onu kısaca tanıtmak istiyorum.

Alfred Bernhard Nobel,

İsveçli kimyager ve mühendis, dinamitin mucidi...

Nitrogliserini patlayıcı madde olarak kullanma yöntemlerini araştırdı.

1863 tarihinde Stockholm?de az miktarda nitrogliserin yapmaya başladı.

Birkaç ay sonra araştırmaların neticesinde bir patlama ile laboratuvar yıkıldı. Çalışmalarına ara vermeyen Alfred Nobel 1865'te yeni bir fabrika kurdu, bir süre sonra ikinci fabrikasını da açtı.

1864 yılında araştırmalarının neticesini aldı ve dinamit barutunu icat etti. Araştırmalarına devam eden Nobel, 1877'de Balistit adını verdiği yeni bir tür barut buldu.

1879'da, Paris yakınlarındaki Servan'da birlaboratuvar kuran Alfred Bernard Nobel, buradaki çalışmaları esnasında dumansız barut ismini verdiği ve eşit miktarlarda nitrogliserinle nitroselüloz karışımından oluşan, itici barutu buldu.(alıntı)

Nobel Ödülünü almak nasıl bir duygudur diye düşündük ama Nobel Ödüllerinin oluşmasına sebep olmak, vasiyet etmek! Bu nasıl bir şeydir?

Bu önemli insanlar sayesinde hayatımız kolaylaşmış. Önemli hal almış.

Dilerim bizlerden Nobel Ödülüne layık görülecek çok önemli insanlar çıkar.

 Nazan Şara Şatana