Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '15

 
Kategori
Deneme
 

İnsanlığımız bize öğretilen kadar

İnsanlığımız bize öğretilen kadar
 

Mesela doğuştan yumuşak kalpli ve hep öyle kalmaya eğitimlenmiş kimselerin mutlu bir hayat için yüzlerindeki gülüşün sırıtık bir tebessümden öteye gitmediği… Ve bunda kendisine verilen karakter özelliğini değiştirmeden kullanışının rolü olduğu… Yumuşak kalpli insanları tanıyoruz. Boynumuza sarılırlar. Ağlarlar. Yardım ederler. Gülümseyerek bakarlar. Başka? Ama ben daha fazlarını istiyorum ya da daha fazlasını isteyenler vardır. İnsanlığınız size öğretilen kadar.

İnsanlığımız bize öğretilen kadarsa yandık, asıl cevher fıtratta. Niye böyle oluyor; karaktersiz mi doğuyoruz? Değil tabi, hamura şekil veriliyor; fıtratın suçu yok, fırıncıyı dövmek lazım, ekmekten o sorumlu. Şu “eğitim” dedikleri rezillik bizim doğuştan gelen güzel huylarımızın üzerini örtüyor mu yoksa. Ya da o yana bu yana çevirip kendi amaçlarına uygun şekil vermeye çalışarak yamultuyor mu? Ne kadar kaba ve çirkin olursa olsun ben eğitilmemiş, şekil verilmemiş hamurumu istiyorum.

İşte bize verilen eğitimin referansları… Adam ol. Adam ol derken referans alınan kişi derviş. Derviş karakteri nasıl bir karakterdir? Ağır ol, akıllı terbiyeli ol, söz ve hareketlerine dikkat et, kızma, bağırma, insanlara saygılı ol… Üstelik hep böyle ol. Sen cin gibi bir tazıydın. Boğazına tasma(insanlık diyorlar) taktılar yaşlı bir köpek oldun. Bu zihniyet 10 yaşındaki çocuğa koşma diyor.

Yani noluyor? Karakteri sabitleyip, hayatı bloke ediyor. Çocuğa biz hiç eğitim vermeseydik öldürmenin doğru bir davranış olduğunu bilmezdi ama gerekmedikçe öldürmeyi de bilmezdi. Biz ikisini de öğrettik. “Eğitim” öldür demiyor ama eğitilenler yine de öldürüyorlar çünkü öldürmeyi biliyorlar; bir şeyi biliyorsanız yaparsınız. Öldürmenin yanlış bir şey olduğunu öğreteceğiz diye nasıl öldürülür onu da öğrettik.

Kerim Korkut eğitime (özellikle insanlığın/doğru-yanlış, öğretilmesine) şiddetle karşı ama kim dinler! Yaptığımız şeyler bize öğretilen şeyler. Fıtrattan gelen karakterimizin boynu sıkılmış dipsiz bir kuyuya atılmış. Ağır ol denilmiş ayaklarımıza prangalar takılmış. Terbiyeli ol demişler gülüşümüzü sınırlandırmışlar. Adam ol demişler, onların adam dedikleri derviş, derviş gibi olmuşuz. Çalış demişler, uşak olmuşuz. Çalış diyeceklerine para kazanmanın bir yolunu bul, bir şeyler üret, bir şeyler yarat deseler onun bunun yanında üç kuruşa uşak gibi çalışmayacak işimizi/mesleğimizi/sanatımızı kendimiz yaratacaktık.

Al işte eğitimin (ya da toplum anlayışının) öğretisi “sevdiğini alamayana adam mı denir!” Sevdiği kadını alamayınca ya benimsin ya kara toprağın diyerek öldürüyor. Bu söze Türkiye’de yaşayanların %90’ı doğru der.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..