Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

İnsanlık ayıbı

İnsanlık ayıbı
 

Uzun süredir vicdanımın sızısı altında eziliyorum. 1 yaşındaki oğlumu her öptüğümde evlatları ellerinden alınmış annelerin ağıtlarını duyar gibiyim. 

Yıl 2017. Binlerce yıldır bu dünyada hüküm süren, uzaya çıkan, akıl almaz icadlarla sınırları aşan insan ırkının hala savaşta ölen çocuklara bir çözüm bulamamış olması beni çıldırtıyor.

Yıl 2017 ve hala birileri çocuğuna 5000 TL'ye akülü araba alırken, birilerinin çocukları yemek ve su bulamadıkları için ölüyor. 

Bir gün, oğlumu karyolasına koymuş, uykusunun gelmesi için oynatıyordum. Mutlu kahkahalarıyla bana cee'ler yapan oğluma bakarken yavaş yavaş gözlerim dolmaya başladı. Özenerek hazırladığımız odasına baktım. Karyolası, dolabı, oyuncakları, halısına, perdesine varıncaya kadar özenle hazırlanmış odasında ne kadar mutlu olduğunu düşündüm. 

Kaybettiği evladının belki cesedini bile bulamamış bir başka anne canlandı gözümde. Ayakları çıplak çocuğuna bugün de yiyecek bir şey bulamamış bir başka anne daha... Bombalanmış evinin yıkıntıları arasından bebeğinin cesedini çıkarmaya çalışan başka bir anne... 

Bizler yavrularımızı pamuklara sarıp biraz öksürünce ''neden'' diye sorup kendimizi suçlarken, başka bir anne bacağı kopmuş yavrusuna sarılıp ''çok şükür sağ.'' diyor. 

Vicdanımın sızısını durduramıyorum. Ali Ağaoğlu araba koleksiyonu, Bülent Ersoy pırlanta koleksiyonu yaparken, bizler artan yemeklerimizi çöpe dökerken bebeklerin açlıktan ağlıyor olması kanıma dokunuyor. Trump cüzdanına bakıp ''I'm the boss'' diyerek sırıtırken ülkece musallat ettikleri itlerin bir yerlerde petrol avında çocukları bombalamasına katlanamıyorum.

Yıl olmuş 2017, hala ''ülke'' diye bir kavram var. ''Küreselleşme, globalleşme'' diye bas bas bağırıyoruz ama sınırlar var, milletler var. Binlerce yıl önce delinin biri eline bir sopa alıp toprağa çizgi çekmiş, ''Burası benim!'' demiş. Binlerce yıldır da insanoğlu sınırın ardında kalanları elde etmek için ölüyor, öldürüyor.

Bölgelerini koruyan kurtlardan bir farkımız olmalı. İnsan olmanın gerektirdiği duygu ve eylemlere sahip olmadıktan sonra hayvanlardan ne farkımız kalır? Sahip olduklarımızı paylaşmadıktan sonra vicdanımız sızlamadan nasıl yaşarız insan gibi? 

Bir Ütopya ülkesi değil, ütopik bir yaşam biçimi hayal ediyorum. Ülkelerin,sınırların, milletlerin olmadığı; dünyada tek bir devlet. Kimsenin başka bir sınır içinde kalmış petrol için bi yerleri bombalamasına gerek kalmadığı, huzur ve barış içinde bir dünya. Hiç bir çocuğun öldürülmediği, açlık ve susuzluktan ölmediği, üşümediği bir dünya... Bizler kalıplaşmış öğretilerle yıkanmış beyinlerimizle bunu sadece bir hayal olarak görsek de eminim çocuklarımızı bu hayalin bilinciyle yetiştirebilirsek, insan gibi yaşayabileceğimiz bir dünya çok da uzakta değil.

 
Toplam blog
: 19
: 520
Kayıt tarihi
: 26.07.12
 
 

Edebiyata ve yazmaya olan ilgim henüz 12-13 yaşlarımdayken yazmaya başladığım günlüklerle ortaya ..