Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

İnsanlık devrimi ile çağ nasıl değişecek? // Dip dalga

İnsanlık devrimi ile çağ nasıl değişecek? // Dip dalga
 

Mustafa Koç'un Sermaye gizli devrin devleti adına Türk Mevsimi ihanetini yönettiğinin belgesi. 19 Ocak 2016 tarihinde ilk ben ilan ettim.


“Zulüm ilke çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir.” // Önder Karaçay

“Gerçek adalet hakkı hak yiyenin kursağında arar.” // Önder Karaçay

“Kötüyü korumak da kötüdür.” // Önder Karaçay

Bu üç söz zalimleri, zulümlerini ve sonlarının nasıl geldiği açıklayan şifrelerdir.

Çağı değiştiren, insanlığı değişime zorlayan önemli olaylar genellikle büyük yıkımlar sonucunda gerçekleşir.

Örneğin Nuh Tufanı koptuktan sonra azmış insanlığını kaybetmiş ne kadar insan varsa hepsi kırk günde helak oldu ve dünya kırk günde kirlerinden temizlendi ve suyunu geri çekti.

Yaratan benim diyen Firavun halka zulmediyor, Musa’nın Peygamber olduğuna inanmıyor hatta Allah benim bana tapacaksınız diyordu. Nereye kadar sürdü? Kızıldeniz yarılıp boğulunca secde etmek aklına gelene kadar sürdü. Çünkü imanı olmayan insanın sonu hüsrandır.

Peygamberimiz hazreti Muhammed (ona selam olsun) kırk yaşında tam arındığı için insanlığın son peygamberi oldu. Ne yaptı o günün şartlarında insanlığın puta tapmış zihniyetini yıktı. İnsanlık helak olmadan ilk put o zaman yıkıldı. Yalnız puta tapan ve taptıranlar bu kini unutmadılar. İntikama o büyük devrimci peygamberin ölümü ile tekrar iktidar kavgalarıyla Halifelik adı altında zihniyetlerini din adına insan uyuşturmak yoluyla putu yine yaşatmayı başardılar. Dört Halife peygamberimiz sonrasında bu devrimi sürdürememiş özellikle Halife Osman zamanında fitne ve fesat ile hazine yağmacılığı işi tersine çevirmiş o gün bugündür bu topraklar kan gölüne dönmüştür.

624 yıllık Osmanlı İmparatorluğu bile istila ve savaş ganimetleri ile topraklarını genişletti, yalnız halkını hiç düşünmedi, okuma yazma oranı halkın toplum içinde % 3 gibi önemsiz rakamlardaydı. Kendini elit sanan saraylı putu vardı. Padişah ve Halifeye taparak kula kulluk puttu.

Türkiye Cumhuriyeti işte böyle bir tarihi süreçte Meşrutiyetle başlayan devrim süreci olan ve Kurtuluş Savaşı ile vatanı bölüp parçalamak isteyenlerin iç düşmanlara rağmen insanlık projesi olarak kurulmuş dünyada örneği olmayan dahi liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet eserini bizlere ilelebet yaşatmak için emanet etmişti.

Atatürk biliyordu ki; tarihten aldığı büyük dersleri halkına çok iyi öğretmiş emanete sahip çıkma bilincini çok iyi yerleşmiş ve çok sağlam bir temel atarak dünyanın merkezinde dünyanın en önemli çağdaş Cumhuriyetini kurmuştur.

Cumhuriyetimiz kurulurken Halifelik döneminden kalmış çağ dışı düşmanlıkların dış düşman ile işbirliği sonucu 1950 yılında başlayan karşı devrim süreci bugün bir fiyasko ile dünyaya kendileri rezil eden sonuçla ülke kanunsuz faşizmle yönetilen bir ülke durumuna sürüklenmiştir.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin amacı ülke yönetimini sermaye derin gizli devletine dolaylı yollarla vermekti.

Bu yapıldı. Son on dört yılda bu konuda ihanetlerin ayyuka çıktığı ve tavan yaptığı bir devir olarak tarihe geçti.

Son on dört yıl ülkemizin duraklama, gerileme, ne yaşandığının anlaşılmasının önlendiği, saklandığı, gizlendiği, halkın medya terörü ile kandırıldığı, kanunla soyulduğu, hazinenin kaynaklarının inşaat+otoyol+köprü+hava alanı+metro+nükleer santrali vb gibi çoğu halkın değil emperyalizmin ve işbirlikçilerinin cebine kaynaklar aktarılarak halkın geleceği çalınmıştır.

En stratejik kurumlar Telekom, bankacılık, enerji kurumları yabancılara ve işbirlikçi ortaklarına satılarak ve bu kurumlarda çalışanlara 12 Eylül 1980 tarihinde yapılan toplu ayrımcılıktan sonra en bariz ibret örneğini 12 Eylül 2012 tarihinde benim yaşadığım birebir darbeye geçildiği dönem olarak tarihe geçti.

Her zulmün bir sonu olmuştur.

Bugün insanlığın ve özellikle ülkemizde yaşanan acı ibretin sonunu getirmeyi yaratan çabalarım ve dualarım sonucu bana nasip etti.

İnsanlığın Firavun sonrası son ibretini yaşattım ve duyurdum.

12 Eylül 2012 tarihinden sonra yazmaya başladığım ve Sabancı Holdinge ait amiral gemisi bankası Akbank’ın itibarını mahşer tufanında mahşer denizinde susuz denizde sahipleri zalimleri boğarak canlı helak etti. Tufan sonucu emperyalizmin amiral gemisi kapitalizm adına finans karakol görevi yapan bu banka kılığında gemi sırrıyla yazılmış ve susuz deniz fitne fesat üretilen sosyal ağlarda yüzerek sermaye yönetiminde Türk Mevsimi uyguladıkları ihaneti bitirmiştir. Ne ilginçtir ki bu banka Ocak ayında kurulmuştu, 19 Ocak 2016 tarihinde Türklerin ikinci kurtuluş savaşını kazanmaya başladığı mahşer tufanında itibarını batırdı.

19 Ocak 2016 tarihinde Mahşer Tufanı bittikten sonra dünyaya ve insanlığa zalimleri bildikleri halde konuşamayanları da zor durumda bırakarak dip dalga işsiz ve cesur bir bankacı olarak, Atatürk’ün emanetinin kırk beş yıllık nöbetini tutan askeri olarak sermaye gizli derim devlet başının Mustafa Koç olduğunu açıkladı.

Bir gün sonra zalimlerin ibret olduğunun anlaşılması için yaratan Mustafa Koç’un canını aldı.

Diğer her zalim keşke ölen ben olsaydım dediler ve demek zorunda kalacaklar.

Çünkü Mahşer Tufanıyla zalimler için yaşattıklarını yaşamaları gereği cehennemleri dünyaya geldi.

Ne yapsalar olaylar kendi aleyhine gelişecek.

Önümüzdeki birkaç yıl zalimler canlı helak olduklarını kabul etmekte zorlandıkları için çırpınsalar bile en sonunda çaresiz teslim olacaklar.

12 Eylül 1980 batılı düşmanların içimizdeki emperyalist sermaye düzenekleriyle ve insan terörünü aynı yıl başlatmaları Türk Milletine açılmış üçüncü paylaşım savaşıydı.

Bu savaşı Türk Milleti kazanmıştır.

Mahşer Tufanıyla dünyada put Anadolu’da bir kez daha yine Atatürk fikri ve Atatürk’ün cesur askeri hayatını onun emanetinin nöbetini tutarak geçiren ve CANLI HELAK ibretinin yaşaması sonucu bitiş sürecini başlatmıştır. Fitne ve fesada malzeme vermemek adına hayatını kendi adına bir talebi çıkarı olmadığının anlaşılması adına işsiz sürdürecektir.

Kitabı Mobbing Bank Skandalbank’ın Skandalları Türk Fırtınası ile siyaset+sermaye+din adına işbirliği ve vatana ve millete ihanete asilden kitapla dünyada bir ilki gerçekleştirmiş MUHTIRA vermiştir.

19 Ocak 2016 öncesi ve sonrası dünya değişmiştir.

Çağı değiştiren olay budur. Türkler üçüncü dünya savaşını ekonomi savaşını bundan sonra tersine çevirerek kazanacak olup 2023 yılından sonra dünyada Türklerin yaşadığı tüm topraklarda TÜRK BİRLİĞİ kurularak kendi kendine yeten ve dünyanın en zengin, müreffeh devleti olacaktır.

Siyaset kurumu sermaye emrindedir. Oyuncu değişse bile oyun değişmeyeceği için çare Partisiz Parlamenter Sistem ve 1934 yılında kadınlara dünyanın en ileri haklarını veren büyük Atatürk’ün bu devrimini daha ileriye taşımak adına Türk Devlet geleneği olan Türk Devlet Başkanlığı makamı oluşturulmalı, Başbakan kaldırılmalı, her il vekillerini seçerek Türkiye Büyük Millet Meclisine göndermelidir. TBMM kendi içinden bir kadın bir erkek devlet başkanlarını ve bakanlar kurulunu seçmelidir.
Şartlar eninde sonunda ülkemizi bu noktaya getirecektir. Sonrasında kamulaştırma ve milli ekonominin yeniden tesis edilmesi sağlanarak insanlık devrimi tamamlanacaktır.
 
Önder Karaçay

Mobbing Bank Türk Fırtınası Sır Kitabın Yazarı

 
Kayıt tarihi
: 09.07.14
 
 

Okunması için değil dokunması için yazıyorum. Önder Karaçay ..