Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '13

 
Kategori
Dünya
 

İnsanlık için kurtuluşun anahtarı yaşanılan bu hayatı kabul etmemektir

İnsanlık için kurtuluşun anahtarı yaşanılan bu hayatı kabul etmemektir
 

Çaren var, sen hele bir kabul etme…

Kabul ettiğiniz bir şeyi değiştiremezsiniz. Hep daha iyi bir hayattan söz ediliyorsa mevcudun da tatmin edici olduğu kabul ediliyor demektir. Dünyadaki yaşamdan az ya da çok mutlu olunmasaydı genel bir itiraz olurdu. Bağdat’ın kanlı sokaklarında gülümseyerek yürüyen dünyalıyı anlamak mümkün değil.

Şu kadar mutlu hayat yoktur; bardak ne kadar dolu olursa olsun razı oluruz diye bir şey olamaz. Bu söylem aç köpeklerin söylemi. Ural dağlarında deste deste güller açarken ben bayram yerine yoksul âşıklar gibi bağlanmış kolların çaresizliğinde gidemem. Dünyanın varsa benim niye yok! İnsanlığı bu hastalıktan kurtarmak lazım; yeşil gezegende açlık imkânsız; ama sen dileniyorsun, yok da ondan böylesin değil, var da vermiyorlar; var da istemiyorsun, almıyorsun, alamıyorsun.

Sen kabul ettiğin sürece yırtık ayakkabıları ayağından çıkarmazlar; açım diye bağıracaksın! Telafer’de kan bile sen kabul ettiğin için akıyor. İrade göster, bir irade göster; çakıl Madrid sokaklarına yedi milyar inat, yedi milyar kararlıklık, evrenin gücü olarak, bak o zaman nasıl kahroluyor Bağdat’ı yakan eller.

Dünya yanıyorken Maria’nın göbeğinde viski yudumluyorsan bir gün seni de viski diye içerler; köpekleri bile aç köpeklere bu kadar hizmet etmiyor. Kötülere kızmıyorum, kötülük onların işi, sen izin veriyorsun yapıyorlar; suçlu insanlık.

Din için adam öldürüyor, bana ne dininden yav, alsın gitsin kitabını cehennemin dibinde okusun; önce var olalım sonra geliriz havralarına, dilimizi kesiyorsun neyle dua edeceğiz! Hâşâ Tanrı’yı da aç köpeklerin uşağı yaptınız, kutsal hizmet ediyor kana!

Kötüyü kabul ediyor, kötüyle savaşacakmış, nasıl olacaksa; ben değilim ağzından alev çıkan şeyhlerin peşinden giden. Esmalar, Rabialar masum değil dedim Türkiye’de yer yerinden oynadı; çok da umurumdaydı, yalan mı söylüyorum, daha doğarken bir kulağına peygamberin adı diğer kulağına düşmanların adı okunan Esmalar nasıl masum olabilirler ki!

Kaleşinkofun evinin başköşesinde dururken BM ne yapsın; tek tek insanları kulaklarından tavana asacaksın! Kerim Korkut düzeni bu dünya için şart, çakı bıçağı bile taşıtmam, kartal bakışlarımın gözetiminde nefes alacaksın. Bu dünyada böyle kan içip şarkı söyleyerek yaşamaktan memnunsanız, kı… ınızın üzerine oturup, ezilen başlarınızı artık yeter deyip kaldırmayacaksanız Kerim Korkut sizi neder; alır başını gider!

Not: Bazı yorumcu arkadaşlarımızın kullandığımız ifadelere dayanarak “Sen kimsin ki” anlamında bizi alaya aldıklarını görüyoruz. Kerim Korkut insanlığın ortak iradesi olmak istiyor. Ben senim, kendinle alay ediyorsun. Güçlerimiz dağlar olsa, karanlıkların üzerine yürüsek fena mı? Yüzlerce yazımızda “ben yapacağım” ifadesi yoktur; heyecanla öyle çıkmış olsa bile özde “biz yapacağız” dır. Kurtarıcı gücün parçası olman gerekirken, onlarca defa bir karınca kadar öneminin olmadığını, gücünü sizlerden aldığını söyleyen Kerim Korkut diye basit bir özneyle uğraşıyorsun, teessüf ederim sana! Kötülerle muhatap değiliz, % 24 ayırdık, savaşacağız onlarla. Ama –işimiz var gerçekten-biz böyle uğraşırsak dostlarla!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..