Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '09

 
Kategori
Sosyoloji
 

İnsanlık nereye gidiyor?

İnsanlık nereye gidiyor?
 

HAYVAN İKEN HAYVAN BİLE HAYVANLIĞINI BİLİRKEN İNSAN NEDEN İNSANLIĞINI BİLMEKTE BU KADAR ZORLANIR?


Günümüz Dünyasında sıcak savaşların yerini artık istisnalar hariç teknolojik, kimyasal ve en önemlisi biyolojik savaşlar almıştır. Dünya nüfusu her geçen gün artmakla birlikte değişik ve çözümü zorlaşan kitlesel olayları da beraberinde getirmektedir. Gün gelmiyor ki! Olaysız bir haber dinleyelim. Arkadaşlar arasındaki muhabbetlerde ama kişisel, ama ailesel, ama kitlesel, ama kurumsal bir fiili olay, darp bahsi geçmesin, Bu insanlığın kişisel doyumsuzluğu ile beraberinde getirmiş olduğu manevi açlığın göstergelerinden başka bir şey değildir. Yalnızca ülkemiz içinde değil Dünya insanlık toplumlarına ve ülkelerine baktığımızda da değişen bir şeyin olmadığını gözlemlemek mümkündür. İnsanlığı bu tür olaylar içerisine çeken tek unsur kendisine sunulan teknolojik doyumsuzluk ile birlikte işsizlik ve çaresizlik gelmektedir. İnsan üretken olmadığı süre içerisinde kendisini bedenen ve fikren boş işler ile ilgilenmeye sevk ettiğinde aklın ve mantığın kabul edemeyeceği olaylarla karşılaşılabilmektedir. Bu da diğer insanlar üzerinde üstünlük sağlama, her şeyi ben bilirim ben yaparım benlik hegomanyası ile ortaya çıkarak başta kişisel sonrada toplumsal çatışmalar meydana gelmektedir. Maneviyatta Dinsel unsurlar ile birlikte var olan Dini kitaplar. Yaşamda ve demokrasinin vazgeçilmezi olan adalet unsurunda ki yasalar, insanlar arasındaki beşeri ve hukuksal olayları çözümlemede insanlığa yardımcı olan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sayılanların hepsi ile birlikte insanlığın sistemli ve birbirine saygılı olarak yaşam mücadelesi vermesi beklenirken maalesef manevi, maddi ve teknolojik açlık sayesinde mutsuzluklar, kavgalar, savaşlar ve katliamlar gerçekleşmektedir. Peki! Bu Yaşam, Dünya ve Kâinat kime kalmıştır? Sorusu akıllara gelmektedir. Hz. İbrahim kadar uzun ömürlü olsan da sonuç ölüm ve bu yaşam için yok oluş ise İYİLİK GÜZELLİK VE EN ÖNEMLİSİ HOŞGÖRÜ İLE BİRLİKTE ANLAYIŞLI YAŞAMAK gerekmez mi?

İnsan üretken olmadıkça, eğitimini önce aileden sonra okuldan daha sonrada çevresinden sağlıklı bir şekilde almadıkça ve aldırılmadıkça, içgüdüsel dürtü ve arzularını frenlemedikçe, Dinsel kitaplarda mevcut olan kesin hükümler gibi hukuksal düzende de kesin hükümlere yer verilmedikçe haberlerde ve arkadaş konuşmalarında da bu tür olayları konuşmaya devam edeceğimiz aşikâr bir gerçek olarak devamlılık arz edecektir.

Unutulmamalıdır ki!

Özgürlükler bir başkasının özgürlüğünü kısaltamaya başlamış ise o an özgürlüğün bittiği andır. Sağlıcakla kalın.

Şakir Hakan GÜKŞEN

Sağlık Memuru

13.05.2009

 
Toplam blog
: 84
: 2161
Kayıt tarihi
: 21.08.07
 
 

Sağlık sektöründe toplum sağlığı teknisyeni olarak çalışmaktayım. Yüksek okul mezunuyum. Konuşmay..