İnsanlık onuru!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde ülkemde korku tüneline giren insanlar için yaşamsal değeri olan konuşma yapıyor: “Demokratik anayasaların en önemli işlevinin siyasi iktidarı etkili bir şekilde sınırlandırmak suretiyle bireyin hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu“ söylüyor.

Ergenekon davası içinde: ”Yargı kararı olmadan suçlu duruma düşürülen insanların onurları yok edilmektedir. Bu bir insanlık suçudur. Yasaları uygulama aşamasındaki özensizlikler insanların onur ve şerefi üzerinde onarılması güç yaralar açmaktadır” diyor.

Güzel ülkem iki yıldır bu dava nedeniyle diken üstünde duruyor!

Yürütmenin başı olan Başbakan ise: ” niye telaşlanıyorsunuz, bırakın ak ile kara belli olsun ” diyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı bu konuda şöyle diyor: “Her önemli davada yargı siyasal düşüncelerle kuşatılmakta, mahkeme yargıçlarından önce, medya ve siyaset dünyasının yargıçları kararlarını vererek davayı sonuçlandırmaktadır. Bu suçtur… İnsan onuru ve kişi dokunulmazlığı, insan hakları sisteminin ve insan hakları bildirilerinin en önemli dayanağı ve anayasanın üstünde yer alan tek değerdir. Yok, edilen insanlık onurunun doğurduğu öfke, demokrasiden ve hukuk devletinden intikam alma duygusuna dönüşmeden gerekli olan her türlü düzenleme acilen yapılmalıdır.”

Bu söylemin açıklamaya gereksinimi yoktur. Gecikmiş olsada yerinde bir uyarıdır.

Zor bir coğrafyada bulunan ülkem insanlarının bölünmesi değil birlikte olması yaşamsal önemdedir. Dış sömürgenler ve yerli işbirlikçileri, bölücüler, T.C.Devleti’ ni dinsel temele dayalı bir devlete dönüştürmek isteyenler gözlerini dört açmış bekliyorlar.

Bir insan, bir grup suç işlemişse kovuşturulmasına ve cezalandırılmasına kimsenin bir diyeceği olamaz. Devletin ve de ulusunun esenliği için yıllarını vermiş insanlardan suçlu yaratarak amaçlananın ne olduğu açıktır!

Uygulamadaki elle tutulur ve gözle görülür yanlış uygulamalar Yargı’ nın bir diğer ayağı Savunmayı da kamuoyuna elli maddelik bir bildiri yayınlama zorunda bırakmıştır. Herkesin bu bildiriyi özenle okumasında sayısız yararlar vardır.

Tek amacımız: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nin özgün yapısıyla sonsuza dek yaşatılması için çalışmaktır. Ne darbe istiyoruz ne şeriat ne de bölünme!

Yaşasın tam bağımsız laik sosyal hukuk devleti!

Ahmet Metin Kılınçer

Emekli Öğretmen-Balıkesir

25.04.2009