Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsanoğlu, coronavirüse karşı.

Pek çok yabancı filmden aşina olduğumuz bir konu vardır. Dünya dışı varlıklar yeryüzüne iner ve genellikle hiç dost yanlısı olmadıklarından insan ırkının geleceğini tehdit etmeye başlar. Bunun nedeni, kimi zaman insanları zombiye çeviren bir mikrop, uzaylılar veya bir tür viral enfeksiyon olur. Ardından milyarlarca kişi yok olurken çok sınırlı sayıda bir grup da yaşam savaşı verir ve içinde bulundukları durumdan kurtulmanın yollarını aramaya koyulur. Son olarak izleyici de tabi ki “dünya dışında yaşayan varlıkların olup olmadığı” sorusuyla baş başa kalır. Azımsanamayacak derecede çok seveni olan bilimkurgu filmlerinin ana teması olan bu konuyla ilgili araştırmalar hayatımızın her anında işin uzmanları tarafından devam ederken; “şu koskoca kainatın yalnızca biz insan ırkına ait olduğunu düşünmek” bana kalırsa çok bencilce olurdu.

Her neyse, şimdi film konusunu bir kenara ayıralım ve gerçeklere bakalım. Çünkü insan ırkı, bu defa gerçek bir mücadelenin içerisinde. Uzay kadar olmasa da dünyanın bir ucu sayılabilecek Çin’den yayılan bir düşman, karşımızdaki. “Coronavirüs” adlı bu düşman hepimizi küresel ev hapsine mahkum etmiş durumda. Mecbur kalmadıkça dışarı burnumuzu zor çıkarıyoruz. Spordan siyasete, sanayiden ekonomiye hayatı durma noktasına getiren virüs tek gündem haline geldi. Süper güçlü ülkelerin bile salgınla mücadele ederken yaşadıkları zorlukları şaşkınlık ve üzüntüyle izliyoruz. Maske takmadan dışarı çıkamadığımız ve insanların geçim kaynaklarını kaybettiği şu günlerde kimse tehdidin ne zaman sona ereceğini bilmiyor. Elimizden gelen tek şey can kayıplarının bir an evvel sona ermesi için gerekli önlemleri almak ve sosyal mesafe kurallarına uymak. Ufak ufak normalleşme süreci uygulamaları başlamış olsa da bu görünmeyen düşman karşısında hepimiz hala tedirginiz. Keşke her şey bir kabustan ibaret olsa ve uyansak!

İşte tüm bunları en başta bahsettiğim bilimkurgu filmlerinin setlerinde yaşanılanlara benzetiyorum, fakat bu defa değil. Şimdi hayatımız ve dünyamızla ilgili çıkarmamız gereken dersler var. İstemeden de olsa kırdığımız insanlar, hayat yarışında gözden kaçırdıklarımız, böbürlenmelerimiz, kıymetini bilmediklerimiz, sağlığımız ve dünyamız. Sadece normalleşmeye başlayan biz miyiz? Mesela, ozon tabakası da normalleşiyor. Peki ya savaşlar? İnsanın bir iç muhasebe yapmasını gerektiren bu zamanlarda kendimizle ilgili yeni normallerin neler olacağı hakkında yeni bir yazı yazılabilir. Benden şimdilik bu kadar. Kalın sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 18
: 851
Kayıt tarihi
: 18.01.09
 
 

Üniversitede Sanat Tarihi eğitimi, Fotoğraf meraklısı, Yazma heveslisi. ..