Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '17

 
Kategori
Deneme
 

İnsanoğlu Bu Kürenin İçinde

İnsanoğlu Bu Kürenin İçinde
 

Nedense bana yorgunluk veriyordu.


Saçma bir başlık değil mi?

Yerkürenin kabuğu üzerinde varlığını sürdüren insanın kürenin içinde olduğunu söylemek yalnızca saçmalık!

Çoğunuz hemen böyle düşündünüz.

Yanılıyor muyum?

Şimdi de size niye söylediğimi ve bir kere söyledikten sonra onu hangi kılıfla akılcı göstermeye çalışacağımı da söyleyeceğim.

Yazı deneme yazısı, fikir de fikirlerden bir fikir. Olmaz diye bir şey yok. 

Açıklayayım…

Efendim sessiz ve hareketsiz bir Pazar sabahında penceremi açıp dışarıdaki makine ve insan sesleriyle yüzleşince ve bu bende bir tür memnuniyetsizlik doğurunca aklıma geldi böyle bir yazı yazmak.

İnsanlar hep yaptıkları gibi ve tabii benim de duruma göre yaptığım gibi car car konuşuyorlardı. Ne konuştuklarını anlamıyordum ama gündelik sıradan şeyler konuştuklarına neredeyse emindim. Çünkü hepimizin çoğu zaman yaptığı şeydi bu.

Ya dışarıda buluşmuş birkaç komşuydu konuşan, ya da bu Pazar sabahı çevrede yapılması gereken işleri tamamlamak için gelen işçilerdi.

Komşularsa hal hatır soruyor, havadan,  sudan, dünkü futbol maçlarından, iş yaşamı ile ilgili şeylerden, evlerinden arabalarından, çoluk çocuklarından bahsediyorlardı büyük olasılıkla.

Bu Pazar sabahının erken vaktinde siyasetten bahsederler miydi bilmiyorum.

İşçilerse eğer konuşanlar öncelikli konuları o işverenleri için bitirilmesi gereken görevdeki iş bölümü, iş bölümüne itiraz, patronun dedikodusu olabileceği gibi tanışık olanların hal hatır sormaları ve tabii yine futbol, hava cıva ile diğer her şey olabilirdi.

Onların sesleri hepimizin günlük yaşam içinde sık sık muhatap olduğumuz diğer insan seslerinden farklı değildi. Bir kısmı gerçekten önemli olsa da çoğu önemsiz, bir kısmı gereksiz, bir kısmı da biz üçüncü kişiler için anlamsız konuşmalardı işte.

Nedense bana yorgunluk veriyordu.

Biraz da yaşlılıktan olsa gerek kendimi dünyanın kabuğunun üzerinde değil de içindeymişim gibi hissettiriyordu. Biraz ağır ve bunaltıcı geliyordu.

O öyle hissettirdiği için öyle başladım yazmaya.

Araba seslerini, korna seslerini açıklamama gerek var mı bilmiyorum.

Hani insan sesi gibi daha düşük düzeydeki sesten rahatsızlık duyan birinin motor ve korna seslerinden rahatsız olmaması mümkün mü?

Çoğumuz olmuyoruz diyenler çıkabilir. Haklısınız, olmuyoruz.

Olmuyoruz çünkü alışmışız, yaşamımızın bir parçası haline gelmiş, bize zaman içinde ne tür etkiler yaptığının da çok farkında değiliz.

Gerçekte nasıl ki araba egzozlarından çıkan zehirli havayla bedenimiz küçük küçük zehirlenip duruyorsa akıllarımız, ruhlarımız da onlardan çıkan gürültülerle küçük küçük yıpranıyor.

Genç ve dayanıklıyken bunların farkına bile varmıyoruz hatta belki o sesler hoşumuza bile gidiyor.

Hele bir de o genç yaşta aracı kullanan biz isek ikinci vitesle kalkarken, arabayı bağırttırırken, acı frenlerle yollarda iz bırakırken keyif bile alıyoruz.

Yaşımız ilerledikçe her şey değişiyor. Bir yerden sonra bunları kaldıramaz hale geliyoruz.

Kendimizi yerkürenin üzerinde değil de içinde ve kapana kısılmış hissediyoruz.

Kulaklarımızı ellerimizle kapatarak kurtulamıyoruz.  Ellerimizi kaldırıp teslim oluyoruz.

Sonra da oturup böyle bir yazı yazıyor ve bu dünyanın içi nasıl olur, okura bunu nasıl açıklayabilirim sorusuna yanıt aramaya başlıyoruz. Hangi sözcüklerle nasıl ifade edeyim ki, meramım anlaşılsın diye telaşlanıyoruz.

Tam o sırada beklenmedik bir yardım geliyor görünmezler âleminden.  

Bana bu yazıyı yazarken olduğu gibi. 

Bir esin perisi kulağınıza yaklaşıp usulca “akıllım” diyor. “Atmosfer yerkürenin altında mı, üstünde mi?”

“Elbette üstünde.”

“Peki, sen neredesin, atmosferin neresindesin?”

“Altında, içinde.”

“Öyleyse kürenin içinde dediğinde çok da yanlış bir şey demiş olmuyorsun” diyor.

Bir süre susuyor ve sonra “evet, bu yaklaşım biraz falsolu olabilir. Ancak tam yanlış da sayılmaz. En azından kendini oraya hapsedilmiş gibi hissediyorsan sayılmaz” diye devam ediyor. 

O esin perisi her kimse o sizi anlıyor hem de çok iyi anlıyor; bunu fark ediyorsunuz.

Bunu bilmek de rahatlatıyor.

Başkalarının da bu yazı sayesinde ya da başka yolla bu fikrinizi onaylayacağını, destekleyeceğini düşünmeye başlıyorsunuz. 

Dışarıda insanlar konuşuyor, arabalar çalışıyor.

15.10.2017 12:05 

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..