- Kategori
- Basın Yayın / Medya
İnter'in Haçlı forması
Fenerbahçe’nin İnter’le oynadığı Şampiyonlar ligi maçında, rakip takımı karşımızda Haçlı formasıyla görünce gerçekten irkilmiştim. Bir spor müsabakasında bu kadar aleni bir dini simgenin kullanılmasının doğru olmadığını düşündüm ama, kuralları tam bilemediğim için böyle bir blog yazmaya da cesaret edemedim.
Aslında burada hepimiz aklımıza gelen her şeyi yazıyoruz ama, yine de yazdığımın bir dayanak noktası olması gerektiğinden yola çıkarak sesimi çıkarmadım. Doğrusu bazı arkadaşlar tarafından “yuh artık, bundan da mı böyle bir anlam çıkardın” filan gibi yorumlar almayı da istemedim.
Basın’da bu konuyu gündeme getiren ilk yazar Mehmet Yılmaz oldu. (Aramızda hiçbir akrabalık bağı olmadığını bilmem söylememe gerek var mı?) Bu yazıya dayanarak bir avukat vatandaşımız da UEFA’ya başvuruda bulundu.
Bugünkü gazetelerde UEFA’nın bu konuyla ilgili bir soruşturma başlattığına ilişkin bir haber var. Hürriyet gazetesi “UEFA’dan Haçlı Forma İçin Soruşturma”, Yeni Şafak gazetesi, “Haçlı Formaya İnceleme”, Güneş gazetesi ise “İnter’e Haç Soruşturması” başlıklarını kullanmışlar.
Oysa bazı gazeteciler, Haç’ın İnter’in bulunduğu Milano şehrinin arması olduğunu ve bu yüzden konunun üzerinde durulmasını gerektirecek bir olay bulunmadığını savunmuşlardı.
İnter’in maçlarını sürekli takip eden biri değilim. Ama bugüne kadar İnter’in böyle bir formayla sahaya çıktığını da duymadım.
*****
Sanatçılar, toplumun her zaman önünde olan ve ona yol gösteren önderlerdir. Özellikle adı dedikodu programlarında çıkan bazı oyuncuların, “sanatçı topluma örnek olmak zorunda değildir” gibi bir iddiaları varsa da, dünyanın her yerinde sanatçılar, halkın gözünde örnek alınması gereken kişiler olmuşlardır.
Böyle bir beklenti, alışkanlık ve uygulama varken, sanatçıların söylediklerine ve yaptıklarına daha çık dikkat etmesi beklenir. Ancak sanatçılar da insan. Onlar da elbette hata yapabilirler.
Dünkü gazetelerde ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın kendisini ülkede yabancı hissettiği gerekçesiyle Türkiye’yi terkedebileceğini ifade eden bir söylemi vardı. Sanatçının babası oğluna bir çağrıda bulunarak, gitmek yerine onu mücadele etmeye davet etti.
Hürriyet gazetesi haberi “Oğlum Gitme, Mücadele Et!” manşetiyle değerlendirmiş.
Öte yandan olayla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Türkiye’den ayrılabilirim” diyen Fazıl Say’a sahip çıkarak, olur mu öyle şey derken, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Fırat’ın “çok üzüleceğimizi düşünmüyorum” dediği bildiriliyor. Radikal gazetesi bu iki farklı demeci “Sanatçıya İki Tavır” başlığıyla haber yapmış…
Aynı haberde Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da bir sanatçının toplumuna yabancılaşmasına üzülürüm, dediği belirtiliyor.
*****
Yeni YÖK Başkanı’nın “Yasaksız Üniversite” demeci hemen akıllara türbanın serbest bırakılacağını getirdi ya, şimdi bu konuda başkana değişik şekillerde mahalle baskıları yapılıyor.
YÖK Başkanı Özcan ilk olarak rektörleri toplayıp onlarla tanıştı. Cumhuriyet gazetesinin “Başkandan Skandal Çıkış” başlıklı habere göre, türbana serbestlik isteyen Özcan, rektörleri yargı kararlarını uygulamamaya çağırmış.
Bazı rektörler, mahkeme kararları varken türban yasağını kaldırmaya kimsenin gücü yetmez, diye beyanat verdiler. YÖK Başkanı ise yasaklar kendiliğinden ortadan kalkacak dedi. Milliyet gazetesi bunu “Türbanda İlk Gün Krizi” başlığıyla haber yaptı.
Vatan gazetesi ise “Aman Hoca Dikkat Et, İpimizi Çekerler” başlığıyla verdiği haberde, Üniversitelerde türban yasağının uygulanmayacağı yolunda açıklamalar yapan yeni YÖK Başkanının, Meclis Başkanını ziyaretinde, kameraların açık olduğunu fark etmeyerek, Başbakanın kendisini bu sözlerle uyardığını ağzından kaçırdığı belirtiliyor.
Öte yandın YÖK Başkanı Özcan, Üniversiteler için söylediği (yasaksız ve bilimsel üniversite) bağlamındaki iki özelliğe uygun olarak, özgürlükçü üniversite mesajının gereğini dün yaptı. Bir televizyon programına katılmak için İstanbul’a giden Doç. Dr. Filiz hakkında başlatılan izinsiz şehir dışına çıkma soruşturmasını kaldırdı.
Cumhuriyet gazetesinin manşetinde Doç. Dr. Filiz’in “Türbanın Sonu Çarşaf” dediği ve İslam’da örtünme emri olmadığını söylediği için şeriatçıların hedefi olduğu belirtiliyor.
YÖK başkanının bu müdahalesi, Yeni Şafak gazetesinde “Doçenti Rahat Bırakın Telefonu” başlığıyla yer aldı.
*****
Şu türban kadar hayatımızda başka şeyler yer alsa, zamanımızı bir şeyler yapmaya ayırsak, herhalde bugüne kadar çok uzun yollar katederdik. Ama ne yazık ki hepimiz türbana takıldık kaldık. Üç vatandaşımız da Çankaya’da türban takıldı diye Gül ve eşini mahkemeye şikâyet etmişler.
Sabah gazetesinin haberine göre, kamusal alanın tanımı belirsiz olduğu için “Çankaya Davası Savcıdan döndü.”
*****
Şemdinli’de meydana gelen Umut Kitabevi baskınıyla ilgili davada, haklarında 39 yıl hapis istenen iki astsubay, Askeri Mahkeme’deki ilk celsede serbest bırakılmışlar. Star gazetesi bunu “Şemdinli’de Mutlu Son” başlığıyla verirken, Taraf gazetesi “İyi Çocuklara Cici Adalet” başlığını kullanmış.
*****
PKK’nın kanun dışı yollardan para kazanarak finans sağladığı bilinen bir gerçek. Uyuşturucu ticareti bunların başında geliyor. Kapıkule’de yapılan bir operasyonda PKK’ya ait 58 kilo eroin ele geçirildi. Örgütün Romanya ve Moldova sorumlularıyla birlikte 6 kişi de gözaltına alındı. Haberi Zaman gazetesi “PKK Eroinine Kapıkule’de Darbe” başlığıyla verdi.
*****
Türkiye gazetesinin bir haberine göre, Başbakan Erdoğan “AB Teröristleri Desteklemesin” derken, PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden Avrupa’nın bölücüleri parlamentolarında konuşturmalarını anlamadığını söyledi.
Diğer taraftan Başbakanın teröristleri dağdan indirmek için her ile komisyon kurun talimatı verdiği ortaya çıktı. Varılmak isten öncelikli hedef aileleri ikna etmek. Bugün gazetesi “İkna Komisyonları kuruluyor” başlığıyla haberi manşete taşıdı.
Güneş gazetesi Eve Dönüş Yasası’nın, PKK yöneticilerine ev, iş ve parayla işyeri kurma desteği sağlanacak düzeyde esnetileceğine vurgu yaparak “Oldu Olacak Madalya Takın” diye manşet attı.
*****
Babasız çocuklar ne isterler? Önümüz bayram. İyi kötü her aile çocuklarına bayramlık bir şeyler almaya çalışıyor. Peki anası, babası olmayan çocuklar ne yapacaklar?
Bir taraftan devlet, bir taraftan hamiyetperver vatandaşlar bu çocuklara sahip çıkmaya çalışıyor. Bir kaymakamımızın yaptıkları ise herkese örnek olacak cinsten.
Birecik kaymakamı ilçedeki yetim ve öksüz çocuklara birer mektup gönderip, anneniz babanız hayatta olsaydı ondan ne isterdiniz, diye sordu. Çocuklardan kimi bilgisayar, kimi bisiklet istedi. Kimi de sadece ona sarılmak isterdim, dedi. Kaymakam çocuklar ne istediyse aldı, evlerine gidip onlara bir baba gibi sarıldı.
Posta gazetesinin “Devlet Baba” başlığıyla verdiği bu haberin kahraman kaymakamı candan yürekten kutluyorum ve diğer yöneticilerimize örnek olmasını diliyorum.
*****
Devletin eli her zaman her yerde herkese yetmeli ki vatandaş devletin kendisine sahip çıktığını farketsin, o da devletine sahip çıksın. Gördükleri baskı sebebiyle okudukları okuldan ayrılmak zorunda kaldıkları iddia edilen 4 kız öğrenciden ikisiyle görüşen Akşam gazetesi yazarı Elif Çakır’ın “Başbakana Kırgınım” başlıklı haberinde, çocukların başbakanın ilgisini bekledikleri belirtiliyor.
*****
Takvim gazetesi Bursa’da 13 aylık bebeğe ölümüne işkence eden 2 zanlının ilk duruşmada tahliye edilmesine isyan ederek “Bunları Yapanlar Serbest” manşetiyle olayı kamuoyuna duyurmaya çalışıyor.
******
Taraf gazetesi ise operasyon sırasında kaybolan üsteğmenle ilgili Jandarma’nın açıklamasına itiraz ederek “Açıklama Daha Korkunç” diyor ve soruyor: Jandarma, Üsteğmen dağda unutulmadı, galiba kaçtı açıklamasının bedelinin ne olduğunu bilmiyor mu?
******
Gazetelerde ikinci derece de yer alan bazı başlıklar da şöyle.
Bugün gazetesinde “Barzani Özal’ın Elini Öpmüş” başlıklı bir haber var. Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin lideri Mesud Barzani, dayı dediği Turgut Özal’dan kırmızı pasaport alınca elini öpüp başına koymuş.
Vatan gazetesi “Halkın Parasıyla Şıkıdım” diyerek, Tarkan’a yılbaşı gecesi için 750 bin dolar veren TRT’nin en büyük gelirini halktan kesilen bandrol ve elektrik parası oluşturduğunu belirtiyor.
Yine Vatan gazetesinde bir haber: “Beş Yıl Sonra Yakalandı” Ziraat Bankası Caddebostan şubesinde 6 milyon YTL zimmetine geçirip ortadan kaybolan Dilek Dizdaroğlu’nu köpeğinin ele verdiği belirtiliyor.
Güneş gazetesinde ise Kurban bayramının camide kutlanacağını bildiren kaymakama karşı bir tavır var. “Kaymakamın İnadına Bak” başlıklı haberde, kaymakamın camide bayramlaşma emrini “suyun başına gitmek suç mu?” diye savunduğu belirtiliyor.
Bazı şeyleri düşünmeden yaparız. Doğru mu yanlış mı olduğunu hiç test etmeyiz. Alışkanlık şeklinde tekrarlanır gider. Bu konuda bir soru sorulduğu veya aksi iddia edildiği zaman da ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı şaşırırız.
Bilindiği gibi kurban bayramı dini bir bayramdır. Bayram namazı kılındığında camide vatandaşlar tabii olarak birbiriyle bayramlaşırlar. Tam tersine bu bayramı resmi dairede resmi zevatla kutlamanın belki laiklikle bağdaşmayacağı söylenebilir.
Ancak şimdiye kadar yapılan uygulama kimsenin dikkatini çekmezken şimdi bir kaymakamın böyle bir uygulama başlatması, dikkatleri üstüne çekti. Bakalım bu konu nasıl hallolacak?
.*****
Türkiye gazetesinden bir haber: “TSK Polemik Konusu Olamaz” Org. Büyükanıt’ın istifasını isteyenlere Cumhurbaşkanı Gül böyle cevap verdi. Herkes görevinin başında diyen Gül, Güneydoğu’da kahramanlık yapan TSK polemik konusu olamaz, dedi.
*****
Bir spor haberi olmasına rağmen günün manşetleri içinde bana ilginç gelen İnter’in haçlı forması yüzünden açılan soruşturmayı yazının başında sizlere aktarmıştım. Onun dışında Galatasaray’ın lider Sivasspor’u, son on dakikada bulduğu iki golle net bir şekilde yenerek yeniden koltuğu devralması, gazetelerin birinci sayfalarına da yansımış.
Sabah gazetesi “Galatasaray Koltuğu Geri Aldı” derken, Bugün “Aslan Yeniden Lider”, Akşam gazetesi “Cimbom Lider Sivas’ı Devirip Zirveyi Devraldı”, Takvim gazetesi “Zirveye Pençe” ve Türkiye gazetesi de “Cimbom Emaneti Devraldı” başlıklarını kullanmışlar.
****
Spor gazetelerinden Fanatik de Galatasaray için “Liderlik ruhunda Var” manşetini atmış,
Fotomaç gazetesi ise haberi “Aslantepe’ledi” başlığıyla vermiş.
Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…