İnternet'te 1 milyon site nasıl yasaklandı?

Bildiğiniz gibi 12 Eylül 2010 tarihinden beri ‘İleri demokrasi’ ile yönetiliyoruz. 

Ondan önceleri ‘normal demokrasi’ ile yönetildiğimizden olsa gerek, cezaevlerine giren insanlarımız suçlarını öğrenebiliyorlardı. Eylem yapmak için taşradan gelen eylemciler şehir merkezine girip, belli bölgede eylem yapabiliyorlardı. Gerçi eylemin boyuna ve cinsine göre gerekli cezayı görüyorlardı! 

Örnek mi? 

Ankara’da eylem yapan Tekel İşçilerinin eylemleri karşısında maruz kaldıkları şiddet… Öğrencilerin yaptıkları eylemler karşısında polisin kestiği malum cezalar… 

Bu tür eylemler her seferinde mutlaka polis tarafından cop, biber gazı ve panzerden sıkılmış suyla(!) cezalandırılmıştır. Cezalandırılmayan sadece bölücü eylemlerdir! 

Hatırladınız mı? 

Habur’dan giriş yapan kahramanların karşılama törenlerini? 

Kurulan Çadır Mahkemelerini? 

Ülkeyi bölmek için bölücü örgüt üyesi olmanın suç olmaktan çıkartılmasını, 7 dakikalık bir yargılama ile gerçek teröristlerin aklanmasını? 

Normal Demokrasilerde olması gerekenler, aşağı yukarı uygulanıyordu. Örneğin; İnternet’e filtre zorunluluğu yoktu! Gerçi filtre zorunluluğu 22 Ağustos’ta başlayacak, ama halen 1 milyon internet sitesine, bazı kurumların keyfi tutumları yüzünden girilemiyor. 

Normal Demokrasi uygulanırken, içki yasağı da yoktu! 

Şimdi biliyorsunuz açıkta, sahilde, kırda bayırda, düğünde, toplantıda, galeride içki içmek yasak! 

‘İleri Demokrasi’de yasaklar nasıl geldi? 

Çok basit! 

Biliyorsunuz ülkemizde bir sürü kurum var… 

Sözde bu kurumlar özerk! 

Kurumun başındaki zat-ı muhterem bir yönetmelik yayınlıyor, geldi sana yasak!.. 

Bu yönetmeliklerin Danıştay tarafından iptal edilmesi de sorunu çözmüyor! 

Böyle getirilen yasakları hatırladınız mı? 

İçki yasağı böyle geldi… 

Türban Yasağı YÖK Başkanının bir genelgesi ile sona erdi… 

İnternet’e filtre takma zorunluluğu böyle gelecek! 

Gerçi filtre zorunluluğuna gerek yok! Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna Başkanlığı, kendi kafasına göre siteleri yasaklayabiliyor. Yani sizin anlayacağınız bu kurum resmen olmasa da, alenen “Ahlak Zabıtası” rolünü oynuyor. 

Evet, konumuz ‘İleri Demokrasi’: 

‘İleri Demokrasi’lerde artık insanların seyahat özgürlükleri de kısıtlanmış durumda! 

Alın size bir örnek: “Anadolu’yu vermeyeceğiz” sloganıyla Ankara’ya yürüyen çevreciler cumartesi gününden bu yana polis tarafından Ankara’ya sokulmuyor. Gölbaşı’nda açık arazide üç gündür bekletiliyorlar. Bekleme anında tüm ihtiyaçlarını kendileri karşılayan eylemciler, tuvalet ihtiyaçlarını da açık arazide gideriyorlar. Çünkü polis eylemcileri hem şehre sokmuyor, hem de Çankaya Belediyesi ile CHP Ankara İl Başkanlığı’nın eylemciler için gönderdiği seyyar tuvaletlerin kurulmasına izin vermiyor. (Ne de olsa serde röntgencilik var!) 

Oysa Türk Ceza Kanunda şöyle bir madde var. 

Türk Ceza Kanunu Madde 109 diyor ki: 

* Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

* Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

* Bu suçun;

* Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır. 

Hani nerde? 

Bir süre önce, yani ‘İleri demokrasi’ye yeni geçtiğimiz sırada, Ankara’dan İstanbul’a seyahat eden öğrencilerin Bolu yakınlarında önü kesilip, İstanbul’a girişlerine izin verilmemişti. Üstelik öğrenciler bir güzel dövülmüştü! 

‘İleri Demokrasi’mizde çevreyi korumaya çalışmak, özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkmak, ülkeyi sevmek, bölücülüğe, ötekileşmeye karşı çıkmak, yapılan kanunsuzlukları çeşitli eylemlerle protesto etmek suç! 

Ancak Cumhuriyet Kanunlarını hiçe sayarak, erkeklerin 4’e kadar imam nikâhı ile eş almasını savunmak, insanların yatak odalarına alıcı yerleştirip, alınan görüntüleri internet üzerinden yayınlamak, sehven yanlışlık yapmak(!), vatandaşa rağmen tatmin olmak, grev kırıcılığı yapmak övünülecek eylemler ve söylemler… 

Ne diyelim; ‘İleri Demokrasi’ memlekete hayırlı olsun…