İnternete dokumak…

“Durmak yok, yola devam” 

Evet, kıra döke, eze karıştıra, yola devam. Peki, nereye kadar? Belleğimizde canlılığını hiç yitirmeyen o fotoğraf nereye kadar gidileceğini gösteriyor. Hatırladınız mı? Hikmetyar’ın dizinin dibine huşu ile çökmüş bir fotoğraf vardı. İşte varılması gereken nokta orası. Birilerinin dizinin dibine çöküp biat eden bir toplum olmak. Emperyalizmin ve onun birinci uygulama mercii olan ABD nin sonsuz çabaları ve içtekilerin büyük gayretleri ile epey yol alındı. Ama görülüyor ki daha çok yol almak gerekli. O yüzden bir saniye bile kaybetmeden yola devam etmeli. Yoksa maazallah hedeften sapılabilir, okyanus ötesindeki patronlarda adamı buruşturup bir kenara atıverir. 

İnternet, son zamanlarda birilerini çok endişelendirir oldu. Mısır’da Tunus’da hatta Irakta birçok olay internet kullanılarak gerçekleştirildi. Üstelik özellikle gençler kaynaşıyor, fikir alışverişinde bulunuyor, iktidar yalaması medyanın vermediği birçok haberi internet sitelerinden öğreniyor, uyanıyor. Hatta tesettürlü kesim için bile tanışma, evlenme siteleri dolu. Görülen o ki İmam hatipler, mahalle baskıları gençleri uykuda tutmaya yetmiyor. Derhal sansür edilmeli, bir yandan demokrasi nutukları atarken bir yandan da insanların nefes alabildiği her kanal tıkanmalı. Bunun adı ileri demokrasi. 

Neymiş? Gençleri koruyacaklarmış. Silik, ezilmiş, baskı altında kuşaklar yetiştirmekten vaz geçin, korumanıza da gerek kalmasın. Bir meşhur askeri iç hizmet kanununun 34. maddesi var, birde bu madde. Çek nereye çekersen, maşallah lastik gibiler. 

Aslında bu tür yollarla insanların internette dolaşmalarını engellemelerini önlemek mümkün değildir. Siz bir filitre koyarsınız, 10 dakika sonra çözen şifreler gelir. Amaç baskı yapmak, yıldırmak, özellikle kendi arka bahçelerinde özenle yetiştirdikleri gençlerin ellerinden kaçmasını önlemektir. Bu iş o kadar ciddi boyuta gelmiştir ki, okyanus ötesi kaçkını bile yayınladığı videolarla destek veriyor. Neymiş efendim? Çetleşme, fuhuş. Kendilerini milletin apışarasından sorumlu sayanlara sormak lazım, kendiniz ne kadar aksınız? Kaç evlisiniz, İmam nikâhı ile kaç karı alıp boşadınız? Hangi deneyimlere sahipsiniz ki ahlak zabıtalığına soyunuyorsunuz? 

Aile ortamında özgür yetişen gençlerin zaten bunlara uymaları giderek imkânsız hale geliyor. Geçtiğimiz yıllarda hızla tesettürleşme modasına uyanlar artık pek kalmadı. Sistem ağabeylere, ablalara emanet edilen çocuklarla idare ediyor. Onların elden kaçırılmaması gerekli. Zaten o hanımlara en az üç çocuk emri verildi. Firesiz gidilirse ülkenin tamamını işgal yakındır. 

Konunun ilginç yanlarından biri de seçimlere az kala böyle bir olayı devreye sokma cinliğidir. Bu şekilde tabana selam yollanıyor. Kim bilir, yalnız kendi tabanına değil, rakip bir partinin tabanı da etkilenmeye çalışılıyor olabilir. 

Üst üste gelen sınav rezaletlerinden sonra gençlerin ne kadarı bunlara oy verir bilinmez. Ama çoğunluğu vermeyecektir. Bu yüzden onları düşünmemeleri normaldir. Bilindiği gibi son sınavda başarı yüzdesini %60 lardan, %90 lara çıkaran tek kesim İmam hatiplilerdir. Onların bir diyeceği olmaz sanırım. Allah sınavda yardım etmiş demek ki? 

Önceki yazılarımızda seçimlere kadar bu tür baskı kokan olayların olacağını öngörmüştük. Ne yazık ki yanılmamışız. Asıl bu zihniyet seçimleri bir şekilde yine kazanırsa bundan sonra olacakları düşünmek bile istemiyorum. 

İzmir 2011-05-06