Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '12

 
Kategori
İnternet
 

İnternette oyun bağımlılığı ve para tuzakları..

İnternette oyun bağımlılığı ve para tuzakları..
 

oyuntimes.com


İnternete ilk bağlandığımız yılları hatırlıyor musunuz? O zamanlar çevirmeli ağ sistemi kullanılıyor ve eğer internetteyseniz bağlı olduğunuz telefon bloke oluyor, cep telefonlarının olmadığı o ilk dönemde arandığınızda ise telefonunuz devamlı meşgul çıkıyordu. Zaten o sistem de çok yavaş çalışıyordu. Telekom'un özelleşmediği ve sabit ücret uygulamasının olmadığı o dönemde eve ikinci bir sabit telefon almıştık. ADSL uygulamasına geçtikten sonra da ikinci telefonumuz bir süre daha kalmış, ancak Telekom'un sabit ücret uygulaması karşısında daha sonra iptal ettirmiştik. 

İlk ev bilgisayarı Comador 64 ve sonra onun gelişmiş versiyonu Amiga ve daha sonra da PC' yi çocuklar için almamıza rağmen fırsat buldukça bir çok baba gibi ben de arasıra bilgisayar oyunları oynuyordum. O dönemde henüz internete bağlanmamıştık. Çocuklar genelde futbol oyunlarına meraklıydılar, ben de kısa süreli olarak değişik oyunlar oynuyordum, ama öyle de çok oyun meraklısı değildim. Daha çok Excell'de muhasebe programlarıyla ilgili tablolar yapıyordum. 
 
Bir gün aldığımız bir derginin içinden bir oyun CD'si çıkmıştı. O CD'ye çocuklar ilgi göstermemişti.  CD nin içeriği orjinal İngilizce bir savaş oyunuydu ve adı da "Dunn 2000" di. Kısaca size ait bir arazide üretim yapıyorsunuz yaptığınız üretimi paraya çevirip, silahlar alıyorsunuz ve başka birliklerle savaşıyorsunuz. Tabii, o birlikler dediğim bilgisiyarın yarattığı birliklerdi. Seviye sonunda ya bilgisayar birlikleri sizin topraklarınızı ele geçiriyor ve oyun bitiyor, ya da siz bilgisayarın yarattığı birlikleri yok edip, bir seviye yukarı çıkıyorsunuz. Çıktığınız her seviyede oyun daha da zorlaşıyordu. Tekrar oyunu başa döndürmemek için her seviye sonunda oyunu "Save" ediyordunuz. Her seviye sonunda diğer seviyede ne çıkacak diye merak edildiğinden oyuna bağımlı hale geliyordunuz. 
 
Zaman içersinde hiç tahmin etmediğim şekilde oyuna bağımlı olmuştum. İşten geldikten sonra bilgisayarı boş bulduğumda oyuna oturuyor, sağ bileğim ağrıyana kadar bilgisayar başında kalıyordum. En sonunda bu durumdan eşim de şikayetçi oldu ve evde huzursuzluk başlayınca, ben de CD yi kırıp attım.
 
Aradan birkaç yıl geçmişti. Artık birçok evde olduğu gibi ADSL olarak internete bağlıydık. Bir gün o zamanlar ATV de çalışan Ali Kırca sunduğu bir haber programında "Ogame" adlı  bir oyundan söz etti ve bu oyunun Türkiye dahil bir çok ülkede milyonlarca kişi tarafından oynandığını anlattı.  Ogame bir Alman yapımı oyundu ama bir çok ülkede o ülkenin dilinde oynanabiliyordu. O oyun da benim daha önce CD de bahsettiğim gibi bir savaş oyunuydu ama bu sefer karşınızda bilgisayar değil, canlı oyuncular vardı. O oyunda bir galaksiniz vardı ve zaman içersinde galaksilerinizi 8 e kadar çoğaltabiliyor ve başka insanlarla uzay araçları üreterek savaşıyordunuz. Daha güçlü olmak için de ittifaklar kurarak birbirinize yardımcı olabiliyordunuz. Yalnız burada önemli bir nokta vardı. Eğer oyunda çok başarılı olmak istiyorsanız, üretici firma tarafından kredi kartıyla satılan maddelerden almanız gerekiyordu. O maddeleri parayla alınca, diğer kişilerin ordularına karşı üstünlük sağlayabiliyordunuz. Bu oyunun bir özelliği de off durumunda olduğunuz, hatta bilgisayarınız kapalı olduğu zaman bile oyunun devam etmesiydi. Bu yüzden insanlar gece yarısı saat 3.00 de yataklarından kalkıp düşmanlarına saldırıya geçebiliyordu. Oyun oynayanların profiline baktığımda ise 7 den 70 e kadar her yaştan insan bu oyunu oynuyordu. Bir süre bu oyuna ben de devam ettim ama, ne parayla madde satın aldım, ne de gece yarısı kalktım. Ama gece yarısı kalkıp, sanal savaş yapan bir çok kişiyle söyleşi yaptım. 2007 başında da MB ye üye olduktan sonra artık bilgisayarda oyun oynamak yerine blog yazmaya başladım.
 
Ogame oyunu dünyada çok tutmuştu. Bir oyun tutulunca hemen benzerleri çıkar. Bunun üzerine e.kolay net bünyesinde oynanan bir Türk yapımı olan Emret oyunu da aynı şekilde piyasaya çıkmıştı. Orada da aşağı yukarı kurallar aynıydı. Sanal savaş yap, ittifaklar kur, daha güçlü olmak istiyorsan kredi kartınla sana avantaj sağlayacak maddeler satın al ve savaşta üstün ol. Zaman içersinde üst sıralarda yer alan kişiler kendi profillerini parayla satmaya başladılar. Sanal dünyada bunun ticareti başlamıştı. Amaç en üst sıralarda bulunmak ve kazanma zevkini tatmaktı.
 
Böyle bir yazıyı hazırlamak için şu anda oynanan oyunları inceleyip, içlerine girdim ama bu sefer bağımlı olmadan...:)
 
Şu anda en çok tutulan oyunlar bir Alman firması  olan Looki şirketinin aynı şekilde yarattığı oyunlar. Şu anda 12 ülkede milyonlarca kişi tarafından oynanıyor. Ve oynayanlar oyunda daha avantajlı duruma çekmek için binlerce lira harcıyarak oyunda elmas adlı bir maddeyi satın alarak rakiplerine üstünlük sağlıyorlar. Oyun başarılı oldukça, yeni dünyalar, yeni cepheler yaratarak, o cephelerde oyunları sıfırdan başlatıp, daha çok para kazanan yine bu Alman şirketleri.
 
Oyunların isimleri ise şöyle:
 
Desert operations
 
Space Pioners
 
Mech Rage
 
Empire Üniverse
 
Vikingler Diyarı
 
Romadoria
 
Bu oyunlar içersinde Desert operations oyununu incelediğimde, artık bu oyunu yaratan şirketlerin işi iyice ileriye götürdüklerini gördüm.
 
Burada yine ordular ve ittifaklar kuruluyordu. Yalnız bir ittifaka girdiğinizde oradaki bir bölüme cep telefonunuzu da kaydediyordunuz. Örneğin gece 3.00 de sizin birliğinize bir saldırı olduğunda o sıralarda online olan bir ittifak üyesi sizi telefonla arayarak veya mesaj çekerek size saldırıyı haber veriyordu. Siz de gece kalkıp, savaşıyorsunuz. Ne yazık ki bu oyuna bağımlı olan o kadar çok insan var ki. Bu yüzden yıkılan yuvalar olduğuna bile tanık oldum. Eğer bu oyunda başarılı olmak istiyorsanız, çok para harcamanız gerekiyor. 
 
Bazen yanlış telefona mesaj çekildiinde ise çok komik durumlar da yaşanabiliyor. Örneğin oyunla ilgisi olmayan bir telefona "Saldırı alıyorsunuz" diye bir mesaj çekildiğinde, mesaj alan kişinin durumunu düşünebiliyor musunuz?
 
Bu oyunlar öğrencilerin derslerini aksatmalarına, uykusuz kalmalarına, çalışan insanların aynı şekilde aile huzurlarının bozulmalarına neden olmasına rağmen yine de milyonlarca kişi bu oyun bağımlılığından kurtulamıyor ve gereksiz yere para harcanıyor. 
 
Şimdi bu oyunu oynayan birinin itiraflarını aşağıya kopyalıyorum. 
 
DESERT OYNADIK'TA NEMİ OLDU ? 
 
-okul yalan oldu, 
 
- kredi kartı limiti full doldu. 
 
-hanım kapıdan kovdu, 
 
-Kızmanın haklı gururunu, yaşayan bir baba, 
 
-ilgisizlikten kaybolan real dostluklar, 
 
-ilgisizlikten dolayı terkeden sevgili, 
 
-üssüne tüküreyim, git iş bul diyen anne baba, 
 
-dalga geçen abla abi, 
 
-beddua eden baba, 
 
-acıyarak bakan kankalar tayfası dostlar, 
 
-Oturmaktan kabartma tozu fazla kaçmış kek gibi bir göbek, 
 
-Pc'nin önünde dolup boşalmaktan kararmış eski küllükler 
 
-Yıktığım ve saldırdığım adamlardan ögrendiğim bir küfür arşivi, 
 
-Msn listemde adını bile hatırlamadığım yüzlerce kişi, 
 
-Gece rüyalarimda, northop b2ler, f124ler görmem cabası, (Bunlar savaş araçlarıdır)
 
-Hayattan beklentim; niye büyük üssüm yok, 
 
-1.ciliğe yerleşince madalyayı, eve mi? işyerine mi? okula mı? yollarlar sizce, 
 
-Gözlerim boş boş bakıyor, dikkat problemim var, üstüm, başım ve 
oda sigara kokuyor, Tv kendi kendine çalışıyor, hangi kanal açık 
bilmiyorum, galiba doktora gitme zamanı geldi
 
İşte son durum bu. Sanal dünya insanları esir etmiş durumda.  Şimdi etrafınıza ve çevrenize bir bakın bakalım. Gece yarısı kalkıp bilgisayar başına geçen bir yakınınız var mı? Kredi kartıyla bu tip oyunlar için para harcıyorlar mı?
 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..