Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

İntiharlar korkunç derecede artıyor!

İntiharlar korkunç derecede artıyor!
 

kayserinews.com


İnsanlarımız durmadan kendilerini öldürüyorlar. Gün geçmesin ki, gazetelerde, dergilerde, ajanslarda bu intihar haberlerini görmeyelim. Kendimize kıyıyoruz. Bazen karşıdakini öldürüyoruz ama çoğu kez de kendimize kıyıyoruz. Yazık insanlarımıza.

Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, son 10 yılda Türkiye'deki intiharların sayısı 2 bin 300'den 2 bin 816'ya yükseldi. Bir başka deyişle, intiharlarda yüzde 35 artış var.(turktime.come)

Şimdi bazı  özel olaylara bakalım:

- Fethiye’de annesi dershane borcunu ödeyemediği için hapse düşen 18 yaşındaki Soner Sipahioğlu intihar etti.
- Balıkesir’in Edremit ilçesinde 2 ay önce ölen çocuğunun acısına dayanamayan anne av tüfeği ile intihar etti.(12.8.13)
- Evlilik İçin Gün Sayarken İntihar Etti. Balıkesir'in Bigadiç ilçesinde hastanede hizmetli olarak çalışan bir kişi, evinde av tüfeği ile intihar etti.(25.6.13)
-Balıkesir'de bir binanın 6. katından atlayarak intihara kalkışan ancak yaralı olarak hastaneye kaldırılan genç kadın hastanedeki tedavisi sırasında hayatını kaybetti.(12.6.13)
-Torun Denktaş Mezarlıkta İntihar Etti. Merhum Raif Denktaş'ın oğlu Can Denktaş, babasının mezarı başında kendini vurdu...(18.3.13)
- Dursunbey'de İntihar. Dursunbey'de yaşayan Mehmet Çetin, yaşadığı bunalımın etkisiyle kendine ait tarlada canına kıydı. (07.02.2013)…

Evet, böyle sayısız olay var… İntiharların sayısı 2.816’ya yükselmiş…

Uzmanlar, intiharların nedenleri konusunda şunları söylüyorlar:

1. Ülkede “Genel şiddet”in artması. Politik dilin kötüleşmesi… Adalet düzeni bozulunca insanların kendi adaletini kendi araması peşine düşmesi.
2.  “Ekonomik Şiddet”. İşsizlik, bu nedenin en büyük yaptırımıdır.
3.  “Kişisel çaresizlik” Çıkış yolunun bulunaması.
4.  “Umutsuzluk duygusu”.  Ailelerin yüksek beklentilerle çocukları suçlamaları…
5.Toplumun giderek bir “Korku Toplumu” haline dönüşmesi. Kişinin moralinin bozulması.
6.İş hayatındaki krizler.
7.Kimlik sorunu.
8. Alkol ve uyuşturucu kullanımı. .(Tuğrul Tunalıgil/vatan)
Bunlar gibi sayısız intihar nedenleri sayabilirsiniz. Belli ki intiharların öznel, psikolojik nedenleri ve toplumsal nedenleri vardır.

Fakat görünen şu ki bu toplum hızlı bir kültürel değişime pek de hazırlıklı değil. Kendi içine kapanmış insanlar; televizyonlarda, sinemalarda bambaşka hayatların varlığın görünce bir bakıma dünyaları değişiyor ve “Bunlar nasıl yaşıyor ve ben nasıl  yaşıyorum…?” sorusunu sormaya başlıyorlar.

Toplumun çeşitli baskıları, ailenin baskıları, çevrenin baskıları, insanları ve özellikle gençleri ya yeni arayışlara itiyor veya kendi toplumundan kaçamaya… Hiç kaçamıyorsa, hayatlarını değiştirmeye çalışıyorlar veya hayatlarına son veriyorlar.

İnsan toplumları geri gidişi ve çöküşü kolay kolay kabul etmez. Baskıya bir dereceye kadar karşı durur ondan sonrası isyandır. Bu isyanın bir sonucu da intihardır.

Umutsuz kalan, mutlu olmayan toplumlar ve insanlar yavaş yavaş birbirinden uzaklaşır ve depresyona girerler ve sonra da ne yapacakları belli olmuyor.

Bunun en kötü örneği , 5 gün önce intihar eden 26 yaşındaki, hakim adayı Didem Yaylanı’nın acı öyküsüdür. Didem bir hukukçu olmayı, bir hakim olmayı kendisine hayatta bir amaç olarak belirlemiştir. Yıllar yılı okumuş; Hukuk’u bitirmiş ; stajını tamamlamış ve nihayet hakim adaylığına kabul  edilmiştir. Anca bunca yıllık emekten sonra, görünürdü “Disiplinsizlikten” dolayı ama bilinen nedenler olarak belirli bir toplumun (muhafazakar) normlarına uymadığı için; kendi hayat görüşlerini savunduğu ve ona göre yaşadığı için ve belki de bir kadın olduğu için bu mesleğe kabul edilmemiş ve Didem Yaylalı Hakimlik mesleğine sokulmamış, red kararı alınmıştır.

Ne büyük şoktur. Ne büyük üzüntüdür. Sen bütün ömrün boyunca bir mesleğe hazırlan ve son anda üç kişi senin hakkında karar versinler ve seni hayat oyunun dışında bıraksınlar.

İşte bıraktılar.

Zavallı Didem de onların bu oyununu bozmak. Dünyaya ve bu ülkeye nasıl pis bir oyunun içinde olduklarını göstermek için, bir Otel odasına gitti ve orada kendini öldürdü.

Suçlu kim? Didem mi? Yoksa… Bilemiyorum… Belki de bu değişen toplum. Artık temiz bir toplumda yaşamıyoruz; önyargılı; insanları ayırteden ve kendinden olmayanları dışarıya atan, açlığa mahkum eden bir toplumda yaşıyoruz. İşte size açık açık bir örnekolay: Didem Yaylalı olayı. Ki üzerinde ne kadar durulsa azdır.

İnsanlar nasıl yaşasın? Nasıl rahat yaşasınlar; geleceğe güvenle baksınlar… Anladığım kadarıyla artık bu toplum iki türlü insan çıkartacak: Bir, meslek okullarından çıkanlar. İki, İmam Hatip’den çıkanlar… Üçüncü bir yol olamaz… Öyle mi?

İnsanlarımızın iyi yaşamasını istiyor muyuz; öyleyse insanlarımızı mutlu etmeliyiz. Bunun en etkili yolları : iyi eğitim, her yerde spor, ve nitelikli sanattır.… İyi eğitimin sonu bilime varmalıdır. Yoksa gerisi yalan.

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..