Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '13

 
Kategori
Magazin
 

İntikam’dan A.Ş.K’a, Medcezir’den Kayıp’a, Süleyman’dan Fatih’e Güneşi Beklerken yeni sezona Merhaba

İntikam’dan A.Ş.K’a, Medcezir’den Kayıp’a, Süleyman’dan Fatih’e Güneşi Beklerken yeni sezona Merhaba
 

Bir yanımız savaşa daha doğrusu Amerikan işgaline teslim olmuşken diğer yanımız ülke sorunları ile cebelleşirken şov kaldığı yerden her zamanki gibi hiçbir şey olmamışçasına devam ediyor.

Sistemin döngüsü bu yapacak fazlada bir şey yok.

Değişmeyen döngüde süren şovun bir parçası olan diziler sezonun başlamasıyla birer birer onca vahşetin içinde bir soluk almak isteyen ya da umarsız hayata teslim olanlarla buluşmaya hazırlanıyor.

Kimisi başladı ekranlarda yerini aldı. Kimisi ise sırasını bekliyor.

Uzun ve sessiz bir aradan sonra ben de sezonun başlamasıyla yazılarıma kaldığım yerden devam diyorum. Kimi zaman ekranın bizlere sunduklarını kimi zaman ülkede ve dünyada olanları yorumlayıp sezonu açalım artık değil mi?

Ekranın genel değerlendirmesini yaparak görücüye çıkanları ve çıkacakları kısa kısa irdeleyerek başlayalım.

Bildiğiniz gibi geçen yıl yapılan işler ne seyirciyi tatmin etti ne de kanalların yüzünü güldürdü.

Bu yılda açıkçası şöyle yapımlara yüzeysel bakınca olacakların önceki yıldan çokta farklı olmadığını söyleyebilirim.

Emeksiz, özensiz hazırlıklar içinde, özgün olmayan işlerle seyirci karşısına geçmeye hazırlanan yapımlar ve kanallar büyük beklentiler içindeyse yanılıyorlar.

Halkın kucakladığı ünlü isimlerle yapılan işlerin sonu bir önceki yıl sonuçlarıyla önlerinde dururken anlaşılan yaşananlardan çokta ders alınmamış ya da artık ne olursa olsun mantığı ile ya tutarsa denilmekte.

Kısacası yeni sezonu çokta parlak görmediğimi yapımları tek tek irdelemeden en baştan söylüyorum.

Ve gelelim yeni sezonun yapımlarına. Yeni yapımlar, önceki yıldan devam edenler ve de yazın başlayıp devam mı tamam mı sınavına girenlerle başlayan bir sezon.

FOX TV yeni yayın dönemine her anlamda yaptığı değişikliklerle girmiş. Fatih Portakal’ın sunduğu ana haber bültenini 21.30’a çekerek dizilerini 22.15’te görücüye çıkararak bildik anlayıştan uzak radikal bir değişiklik yapmış. Bir Karagül’e torpil geçmiş. Akıllıca bir uygulama diye düşünüyorum aynı zaman da ezber bozan cinsten, yeni bir bakış. Sadece yayın saatinde yaptığı değişikliklerle adım atmamış yeni yayın dönemine aynı zamanda içerik değişikliğine de gitmiş FOX. Bildik entrika ve beyaz dizilere ağırlık veren kanal bu yıl daha özel içerikli yapımlarla seyirciyi kucaklamaya karar vermiş. Eski imajını silmek istercesine. Ya da eski imajı içerisinde yeni imajında öğütmektir belki özelleri kim bilir…

Bu arada bunlar olurken FOX’ta ciddi transferlerde yapılmış. Esra Erol, Çocuklar Duymasın ilk göze çarpanlar. Kısacası FOX yeni yayın dönemine her anlamda yenilenerek girmiş.

ATV, Kanal D, Show ve Star ise bildik yayın anlayışıyla yola devam. Diğer kanallar ve TRT’de ise şimdilik göze çarpan pek bir şey yok.

Ve diziler.

FOX yaptığı değişiklikle en iddialı yapımlarından biri olan Görüş Günü Kadınlarını 22.15’te yayına vererek Pazartesi günü Karadayı karşısında olmayı yeğlemiş. Hayatın içinden konusuyla kadın ağırlıklı bir yapım olan Görüş Günü Kadınlarını henüz izlemedim ancak güçlü bir oyuncu kadrosuyla iyi hazırlanılmış bir iş olarak görünüyor. Yine de Pazartesi rekabeti içerisinde ne kadar kanalın yüzünü güldürür bilemem. Ve tabii izleyicinin ilk iş günün de Pazartesi sendromuyla yeni sendromlara ne kadar açık olduğu da malum. Karadayı’ya gelince şimdilik diğer kanalların Pazartesi çıkartmasında neler olacağını henüz bilmesek de Pazartesi gecelerinin vazgeçilmezi olmaya devam edecek gibi duruyor. Ancak geçen yıl ki popülaritesini koruyacağını da sanmıyorum malum olayların diziye bir miktar kan kaybettireceğini düşünüyorum.

FOX’un diğer önemli işlerinden biri daha olan Fatih Harbiye için ise şu an fazlaca yorum yapmak istemiyorum. Umutsuz Ev Kadınları kaldığı yerden devam yaz dizileri ise zaman için de dökülür birer birer.

Geçen yıldan devam eden Lale Devri ve Karagül dizileri ise kanalın elini güçlendiren yapımlar. Özellikle Karagül Cuma günü birçok dizi için kâbus olmaya devam edecektir diye düşünüyorum. Lale Devri ise önceki yıllarda ki kadar rahat değil zira başta Arka Sokaklar olmak üzere Cumartesi eskisi gibi boş değil. Yine de kanalın elinde ki güçlü yapımlardan biri.

Kanal D ise en ciddi atakları yapan kanal olma özelliğini yine koruyor. Kayıp, Çalıkuşu, Aşk, Fatih. Dört yeni yapımla seyircinin karşısına çıkıyor. Bu dört yapım arasında benim gördüğüm en kaliteli iş Kayıp dizisi. Her ne kadar kadın oyuncu seçimini hatalı bulsam da senaryosu diğer işlerden farklı duruyor. İş ki seyircinin anlaması ne kadar anlar ne kadar benimser göreceğiz ama bunu da yönetmeni Zeynep Günay Tan gerçeği ile yıkacağını düşünüyorum. Kanalın ayrıcalıklı işleri arasında yer alan Kayıp 14 dakikalık tanıtımıyla reyting sıralamasında yerini alarak şimdiden Cuma gününü zorlayacağının sinyallerini veriyor.

Çalıkuşu’na gelirsek Fahriye Evcen’li bir dizi daha. Bu ülkede herkes başrol olmak zorundaymış gibi bir anlayış oldukça bir dizide azcık başarı gösteren herkes başrol olur. Sonrada dizileri beş bölüm üç bölüm yayında kalır. Israrla yeni bir işte yeniden başrol verilir. Evcen’de o hesap. Israrla başrol verilmesi güzelim eserleri heba etmekten başka da işe yaramıyor. Özetle Feride rolü için yanlış seçim. Kamran içinde farklı düşünmüyorum. Tüm bunlara rağmen Çalıkuşu doğru gün ve saat içine yerleştirilirse karşısında ki yapım çok güçlü olmazsa TR izleyicisinin izleyebileceği türden bir yapım.

A.Ş.K’a gelirsek. Kanal D’de olmanın avantajıyla dizi uzun süre yayında kalır. Diğer bir avantajı da Hazal Kaya fanlarının diziyi gündemde tutması olacaktır. Senaryosu farklı görünse de özel bir iş olmadığını düşünüyorum. Erkek oyuncuya gelirsek yani Hakan Kurtaş. Bir Çocuk Sevdim’de ne kadar başarılı olduğunu gördük. Burada da aynı başarıyı sağlayacaktır. Nebahat Çehre gerçeği de dizinin diğer bir avantajı. Ama dediğim gibi özel bir iş değil benzerlerini farklı versiyonlarla çok izledik.

Ve Fatih. Muhteşem Yüzyıl’a rakip denilse de Mehmet Akif Alakurt rüzgarını arkasına alıp kısa bir süre üst sıralara çıkar. Sonrada ağır aksak devam eder. Çünkü Fatih rolü dışında oyuncu seçimleri çok da başarılı değil. Özellikle kadın oyuncu seçiminde tanınmamış yüzler yerine bildik isimlerin tercih edilmesi diziye fayda sağlamayacaktır. Ve sarayın aşkları seyirciyi sarmazsa, ağırlık verilmezse Fatih bir Muhteşem kadar ses getirmez. Pahalı bir iş olduğu için de Kanal D’nin ne kadar arkasında duracağı malum. Önceki yıllarda bunun örneklerini gördük. Bu yüzden bu diziye çok sıcak bakamıyorum.

Kanal D’nin geçen yıldan kalan yapımlarına gelirsek Merhamet, İntikam, Yalan Dünya, Galip Derviş.  Torpilli işler olduğu için ağır aksak devam edecektir. İntikam’ın zaten Beren’i yeter. Herkesi şaşırtan benimse dizi başlamadan dile getirdiğim Nejat İşler’in diziden ayrılması diziyi yavaşlatmaz. Bu kadar şaşırılmasını da anlamıyorum tam İşlerlik bir hareket. Bugüne kadar oynadığı işlerde aynı harekete çokça rastlamışken neden bu kadar şaşırıldı beklenmedik görüldü ki! Bildiğimiz İşler hareketi.  Meryem bırakınca etik değil diyenler, İşler bırakınca şaşırmış numarasına yattı.

Kanal D’nin yaz işlerinin devamlılığına gelirsek aralarından sadece bana göre Güneşi Beklerken sıyrılır. Salı’nın kâbusu olur. Henüz hiç izlemedim. Senaryosunu yazan ekip ve yönetmeni Altan Dönmez farkını bugüne kadar çizdiği grafiklerden de gösteren dizinin kalıcı olduğunu izlemeden bile söylemek mümkün. Oyuncu seçimlerini de doğru yapmış olan dizinin Kavak Yelleri’nin rüzgarını estireceğini söylemek yanlış olmaz.

Ve ATV. Ben Onu Çok Sevdim, Bugünün Saraylısı, Kaçak. En iddialı ve tüm kanallar arasında en önemli işi Ben Onu Çok Sevdim olsa da maalesef ilk bölümüyle iyi bir ivme yakalayamadı. Bunun nedenlerini detaylı bir yazıya bırakıyorum. Ama benim için tüm kanalların yapılan işleri arasında en önemli iş olduğunu söyleyebilirim. Umarım hak ettiği yeri bulur. Diğer iki işin ise parlak bir sonuç vereceğini düşünmüyorum. Önceki yıldan devam eden diziler ATV’nin yine yüzünü güldürür ama yeni yapımlarda eli zayıf, istediği sonucu alamaz diye düşünüyorum. Yazın başlayanlar arasında da bir Doksanlarla devam eder. Onun da gününü değiştirirse tabii.

Star’a gelirsek Acun ve Muhteşem Yüzyıl ile işini garantilemiş. Yeni yapımlarda da öne çıkan ve Cuma günü başlayacak olan Medcezir. İşi zor bir yapım, Cuma garantili yapımlarla yarışacak. Ama o da torpilli işlerden. Bu yüzden reytinge rağmen devam eder diye düşünmekteyim. Serenay Sarıkaya’ın oyunculuğunu biliyoruz. İlk kez başrol alıyor ama hakkını verecektir bunun. Çağatay’a gelince kendisini bu dizide ispatlayacak ya da önceki gibi Hazal Kaya rüzgarının arkasında bu seferde Serenay’ın rüzgarına kapılacak. Ciddi bir fan kitlesi olsa da oyunculuğunu henüz hissettiremediği için bu rüzgarların arkasında kalmamasını diliyor oyunculuğunu görmek istiyorum. Umarım yine baklava şovlara esir edilmez Çağatay Ulusoy.

Medcezir Dila Hanımla yer değişikliğine gitmiş görünse de bir süre sonra yeniden yer ve gün değişikliği yaşar gibime geliyor. Dila Hanım’a gelirsek bu yıl işi gerçekten zor geçen yıl ki handikapları aşmazlarsa.

Show ise bu yarış da gerilerde kalıyor maalesef. Benim için Üzülme’yi transfer etse de kanala çok büyük kazanım sağlayacağını düşünmüyorum. Sevdaluk ise farklı bir iş gibi dursa da işi zor bu kargaşada.

Kısaca bu yıl öyle aman aman bir iş yok kara tablo oldu biliyorum ama durum bu benim gözümle.

Diziler üzerinden Amerikan işgali yani torpili diziler

Yeni dönemi kısaca böyle özetlemişken şu torpil meselesine de kısaca değinmek gerek kafalarda sorular bırakmamak için.

İntikam, Galip Derviş, Medcezir ve benzerleri. Amerikan işleri. Türk seyircisi tarafından çok benimsenip, istenmese de, ısrarla neden Amerikan işleri uyarlanıyor ya da orijinaliyle bire bir aynısı yapılıyor? Bu sorunun cevabı aslında çok basit.

Türkiye, ABD'den sonra en fazla dizi ihracatı yapan 2. ülke. Türkiye 60'tan fazla ülkede izlenen dizilerin prodüksiyon merkezi olma özelliğini kazandı. Türkiye aynı zaman da ABD dizileri için de Ortadoğu kapısı oldu.

Ortadoğu'ya dizi satmak isteyen ABD'li yapımcılar bölgedeki Amerikan antipatisini aşmak için Türk dizilerine yöneliyor. ABD'li Disney, Revange’in Türk versiyonu İntikam dizisi için Kanal D ile bu yüzden ortaklık kurmuştur. Dizi böylece, Ortadoğu'ya ortak yayın yapan OSN kanalına satılmıştır. Diğerleri içinde işleyiş bu şekildedir.

Başka bir değişle Amerika’nın Ortadoğu işgalini Türkiye üzerinden yapması. Yani Ortadoğu Amerika’dan dizi almıyor. Türkiye’den alıyor. Amerika’da işlerini Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya pazarlıyor. Böylece diziler üzerinden başka bir işgal gerçekleştiriyor. Kısacası bu diziler TR izileyicisi için yapılmıyor reytinglerine de önem verilmiyor iş Amerika mutlu olsun. E oluyor da. Bu yüzden torpilli işler. Görünen o ki daha çok Amerikan kültürüne uygun, onlardan gelen zorlama yapımlar izleyeceğiz.

Ne diyelim Türkiye alet olmayı çoktan kabul etmiş kanalların ortaklarına bakınca çok da farklı beklentilere girmemek gerek. Yani eskisi gibi bizden ve özgün işler görmek artık bir hayal…

oyatekin@gmail.com               

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..