Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Sinema
 

İpek

İpek
 

İpek, Japonya’nın simgesi.


İpek = Küp 4 = Küp 3 + i = Küp (0, 1, 2, i) = Küp biçimindeki Menger Süngeri.


Önce, dolu bir kübün içindeydik. Sonra, boş bir kübün dışındaydık.


Filmden:


“Yerçekimini nasıl yenebilirsin? Önce, sonsuz öfken olmalı. Sonra, ölmek istemelisin.”


Sonsuz öfke, Akira ve ‘Ghost in the Shell 1-2’de var ve ifade edilmiş idi.


Butoh (Japon modern dansı), öldürme isteğiydi ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu, kendine jilet atan ama aslında öldürmek isteyen Müslüm’cüler gibiydiler.


Takashi Miike, öldürmeyi kolaylaştırdı, çocuk oyununa çevirdi.


Chao-Bin Su, öteye geçerek sarı ırkı birleştirdi: Japonya’nın sönen atom bombası öfkesine, Çin’in afyon savaşı öfkesini kattı.


Artık, Küp öldürüyor, daha doğrusu kaos matematiği ve puslu mantık öldürüyor, henüz 1 yolla, 1 taoyla. Elde var 1.


Filmin özeti: Yerçekimini yenmek için kullanılan Menger Süngeri (tarayınız google görsel ‘Menger Sponge’), bir hayalet yakalayıcı olur. Gelen hayalet, ölmek istemeyenleri öldürür, çünkü onlar ölümün gözlerine doğrudan bakmak gafletine düşmüşlerdir. Ölmek ve sonsuz yaşamlı bir hayalet olmak isteyen biri hayaletleşemez.


Artnotlar:


Mutlu son, filmin en kötü niteliği.


Mutlu sonun gerekmediği, mutsuz sanılan sonun aslında mutlu son olduğu, ‘Kod Adı Kılıç Balığı’ filminin açılış planında açımlanmıştı.


İyide de, kötüde de sonuna kadar gidip, onu geçmek gerek. Ursula K. Le Guin ‘Mülksüzler’de şöyle diyor: “Herkes acı çeker. Ancak çok çok az kişi, acıya sonuna kadar dayanıp, onun ötesine geçer.”


Bu film, o aşkın Acı’yla başlayıp, en ağlak hümanizmle bitiyor: Mutlu son.


Tüm bunlar, tüm filmlerdeki iç veya dış iskelet hataları. Animeler bunun çözümü olan tek tür. Onlarda öykü ve kahramanların psiko-dramasının üzerinde özel çalışılır, ayrı yazarları vardır, film bittiğinde hiç kimsenin karakterinden ve öyküsünden hiçbir kuşku duyamazsınız, hiçbir belirsizlik kalmamıştır. Holywood filmleri gibi, film bir o tarafa, bir bu tarafa kaykılmaz.


Burada ‘ölümün ötesine geçmek vardı’, kavramın % 90’ı becerildi ama son ve becerilemeyen % 10 herşeyi batırdı.


Filmin art-kalanını yineleyeyim: Dolu bir kübün içindeydiniz, boş bir kübün dışındaydınız.


Diğer bir deyişle:


Negasyonun novum taoları daima mevcuttur. Onları gerçeksemek, ancak bazı gönüllere nasiptir.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..