Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Blog
 

Ipıssız ada ve milliyet blog

Ipıssız ada ve milliyet blog
 

www.payidar.net/sinema/


Fırtına kopmuş, gemi bir kibrit çöpü misali sallanır olmuştu azgın dalgalar üzerinde. Sallandı, yalpaladı, sular bir taraftan grip diğer taraftan yarısını boşalttı ve sonunda olası son gerçekleşti. Koskoca gemi bir anda okyanusun dibini boyladı.

Adam, ıssız bir adanın sahilinde gözlerini açtı. Ne gelen vardı ne giden…
Ne araç vardı ne gereç…Yiyecek/içecek? İstersen muz ve Hindistan cevizi, istemezsen Hindistan cevizi ve muz.

Yaşamı malikhanesi ve beş yıldız otel suitlerinde geçen genç adam ne yapacağını bilemez halde dolandı bir müddet. Sonra keşfe çıktı adayı. Dolandı, dolandı, dolandı… Geceleri kumsalda uyudu gündüzleri muz ve Hindistan cevizi ile beslendi.

Yelkovan akrebi, güneş ay’ı kovaladı… En önemli şey zaman kavramını yitirmemekti ağaç gövdelerine çeteleler çizdi, muz yeyip, hindistan cevizi suyu içti. Geçmişte kalan o güzel günleri düşünerek gözlerini denize dikip, kendisini kurtaracak gemiyi beklemeye koyuldu…

Günün birinde yine kumsalda uzanmış yatarken, göz ucunda bir hareket duyumsadı “O da ne ?” Bir sandal ve kürekte o güne dek gördüğü en müthiş kadın… Ağır aheste geliyor…
İnanamadı…

"Nereden geliyorsun ?" diye haykırdı ve ekledi
"Buraya nasıl geldin?"
"Adanın öteki tarafından…" dedi kadın, "gemi batınca oraya çıktım."
"Ne şans, benden başka kimsenin kurtulduğunu sanmıyordum. Kaç kişisiniz ?""Başka kimse yok, sadece benim. Sandal da gemiden değil. Gemiden çöp yok”Adamın aklı karıştı… "O halde sandalı nereden buldun?"
"Basit" dedi kadın. "Adada bulduğum malzemeyle yaptım… Kürekler sakız ağacı…Zemini palmiye dallarından ördüm, yanlar okaliptüs…"
"Ama, ama bu imkansız, aletlerin yok nasıl becerdin ?" dedi adam.
"Pek de sorun olmadı. Öteki tarafta sıra bir alüvyon kaya oluşumu var.
Fırında belli dereceye ısıtılınca işlenebilir yumuşaklıkta demir elde ediliyor.
Alet yapmak için kolayca kullandım… Boşver bunları. hadi göster, nerede yaşıyorsun ?"

Bön bir ifadeyle orada yaşadığını itiraf etti adam… Aylardır oracıkta sahilde yatıp kalktığını…

"Öyleyse bana gel benim yerime…" diyerek kadın küreklere asıldı.

Birkaç müddet kürek çektiler, sonra küçücük bir iskeleye yanaştılar… Adam sahile göz atınca az daha sandaldan düşüyordu. Mavi beyaz boyalı kulübeyle, iskele arasına taş döşeli yürüme yolu bile yapılmıştı !Eve girerlerken kadın omuzlarını silkti,
"Pek rahat sayılmaz ama ben yine de ev diyorum işte… Otur lütfen, bir şey içer misin ?"
"Hayır, hayır teşekkürler…" dedi adam.
Şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı.
"Daha fazla hindistan cevizi suyu içemeyeceğim artık…
Tahammülüm kalmadı…"

"Hindistan cevizi suyu değil ki… İmbiğim var, Pink Colado’ya ne dersin?"
Adam hayretini gizlemeye çalışarak ikramı kabul etti. Kanepeye oturarak sohbete daldılar.

İkisi de birbirlerinin hayat hikayesini dinledikten sonra kadın,
"üzerime rahat bir şey giyeceğim" diyerek ayağa kalktı.
"Duş yapıp traş olmak ister misin ? Üst kattaki banyo dolabında jilet var."
Adam artık olayı sorgulamaktan tamamen vazgeçmişti…
Banyoya girdi, dolapta kemik bir sapın içine sıkıştırılmış oynak mekanizmalı iki deniz kabuğundan yapılma ustura onu bekliyordu…
"Bu kadın inanılmaz" diye mırıldandı…
"Bakalım bundan sonra ne var ?"
Döndüğünde kadın onu gardenya kokuları içinde, stratejik bölgeleri asma yapraklarıyla örtülü olarak karşıladı… Sadece üzüm yaprakları…
Yanına oturmasını istedi adamın ve yavaşça sokularak fısıldadı…
"Söyle bana yakışıklı, ikimiz de uzun süredir bu adadayız… Çok yalnızlık çektik, eminim ben gibi senin de şu anda yapmak için kıvrandığın bir şey var… Hani burada tek başına geçirdiğin aylar boyunca en çok yapmak istediğin… Anlıyorsun değil mi ?”
Gözlerinin içine bakıyordu güzel ve şuh kadın… Adam duyduklarına inanamadı…
"Yani…" dedi. durdu kısa bir an “ evet” deyip yutkundu
"Buradan Milliyet Blog okuyabilir miyim?”

 
Toplam blog
: 4
: 701
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Hayatımın anlamı kızım, Elif'im doğduğu günden bu yana yaşamım bir başka güzel. Öncesinde şımarık ve..