Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '17

 
Kategori
Siyaset
 

Irak Umut

Irak Umut
 

Oldum olası siyaset ve siyasetçilerle ilgili yazı yazmak pek işime gelmemiştir. Çünkü siyasetin hiçbir şeye çözüm bulmayacağından eminim, bunu asla yapamaz. İsmi ne olursa olsun sistem bu olduğu sürece siyasetin sorunların üstünü örtmekten başka yapabileceği hiçbir şey yoktur. Türkiye’de de dünyada da aslında siyaset bir avuç seçkinin elindedir. Sıradan insanın nadiren tırmanabileceği bu dünyada sıradan insan için yırtınan bir sistem bulmak hayalden öte gitmeyecektir.

Demokrasi sisteminin kendisi adaletsizdir. Adaletsiz olanın, adalet dağıtmasını beklemek hayaldir. Adaletsiz olandan gerçek manada ilerleme beklemek, kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.

Siyaset adaletsizdir, çünkü dağdaki üretici çobanı aşağılayan ve ondan ömründe bir kez bile gitmediği, gitmeyeceği, gidemeyeceği boğaz köprüsünün vergisini alan sistem, onun ürettiklerini akşam sofralarına meze yapar, onun üretimi sütü bebeğine içirirken onu yok saymayı adet edinmiş, hayatında bir gün dahi çalışmamış kişileri baş tacı etmiştir. Üretici çoban, işçi, çiftçi, mühendis, fırıncı ile hayatında bir gün çalışmamış, hayatı boyunca çalışanların kâbusu olmuş, onların malını çalmış; acemiyken küçük çalmış, işi öğrenince büyük çalmış, asla vergi vermemiş, kişiler oy sayımında aynı oya sahip olabilirlerse bu sistem öncelikle adaleti sağlamaz.

Adaleti sağlamayan bir sistem asla kalıcı olmaz, huzur üretemez. Şimdi olduğu gibi şehirlerde hırsızlar, gaspçı çeteler, uyuşturucu kaçakçıları, otopark mafyaları, işadamı kılığındaki mafya babaları sıradan insanlara hayatı dar ederken, siyasetçilerle kadeh tokuştururlarsa ki youtoube bu konuda sınırsız kaynak sunar; vekil kimin vekili olduğu tartışılır.

Demokrasi adalet dağıtma sistemi değildir. Çokların azlara hükmettiği sistemdir. Sayısal olarak çok olanlar asla yanıldıklarını düşünmezler ve güçlülerin “adalet, adalet” diye kıvrandıkları duyulmamıştır ama Napolyon’un sözlerini en çok tekrarlayanlar kalabalıklar olmuştur. “Para, para, para”

Kendisi her halükarda her daim milletvekili olan insanlar var. Bu insanların medyadan takip görüldüğü kadarıyla tamamına yakını işadamı, zengin insanlar. Milli takım çalıştıranlara insanlar kızıyor, bazen ben de kızıyorum; bu ülkede iki bin beş yüz veya belki daha da az maaş alan, o okulun sobasını yakan, okulu boyayan, öğrencilerinin arasından fakirlere gizlice harçlık veren, öğrencilerinin ihtiyaçlarını gideren binlerce öğretmen varken ve bunlardan bazıları medyada yer aldığı gibi, kör kurşunlara hedef olup ölürken, aynı şekilde askeri, polisi birer birer toprağa düşerken tek kaygısı daha fazla para olan, adının üstünde milli olan ancak o milli görev zenginleşmek için yapılıyorsa elbette buradan kahraman çıkartmak bizim gibilere nasip olurdu. Oldu da.

Bu konu çok su götürür, çok da söylenecek söz var. Ancak kimse kendi evinin önünü temizlemekten ziyade kendi pisliğini, başkasına da bulaştırarak “tencere dibin kara” diyor.

İddia 1;“Amerika’da halk kendini yönetenlerden genellikle haberdar olmaz, bir zümre basar parayı, televizyon ve basını bu konuda seferber eder bu kişi seçimi genellikle kazanır.” Bu iddia televizyonlarımızın değerli yorumcularının sık, sık yaptıkları analizdir. Bu iddia doğruysa; seçimleri sabote eden, speküle eden, doğru algı oluşmasını önleyen ve halkı hiçe sayan BÜYÜK, çok büyük bir güç var demektir.

İddia  2; Demokrasinin oturmadığı ülkeler başta olmak üzere, parti yönetimlerinde dahi demokrasi yoktur.

İddia  3;Dünyada hiçbir devlet gerçekte verdiği kararları sıradan vatandaşa sormaz, çünkü sıradan vatandaş gerçekte çok cahildir.

İddia  4; Dünyada gerçekte bağımsız herhangi bir devlet yoktur. Her devlet birbirine sıradan halkın bilemeyeceği gizli anlaşmalar ile bağlıdır.

İddia 5; Dünyada HIV virüsünden kaynaklanan AIDS azalırken Türkiye’de 4,5 kat artış kaydetmiş ve yapılan araştırmalara göre; halkımızın sadece yüzde yirmisi HIV hakkında bilgi sahibidir.

İddia  6; Hollanda'da yüz kilo süt veren aynı inek aynı şartlar sağlansa dahi elli kilo  süt verir.

Bu önermelerin bazıları yanlış, bazıları doğru önermelerdir.  Ancak bu konuda yüzlerce hatta binlerce önerme çıkarılabilir ve mantıklı cevaplar bulana kadar soru türetip, bu sorulara mantıklı cevapları siyasete umut olanlar kendi sorunlarının çözümünde ümitsiz kalırsa umut Irak'ta bir ütopya.

Umut nerede mi? Umut yok! Umut siyesete umut verenlerin bizzat kendisinde. Yani durum bence o kadar vahim.

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..