Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

İran'da Makü Kenti

İran'da Makü Kenti
 

Makü'den görünüm


İran'ın Makü kentinde 2007 yılında üç defa görevli olarak bulundum. Makü'deki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. İran'ın kuzeyi coğrafi olarak Güney Azerbaycan, Azerbaycan ise Kuzey Azerbaycan olarak adlandırılıyor. İran'la aramızda Gürbulak sınır kapısı var. Sınır kapısında İran'dan daha fazla giriş yapılıyor. Bizden 2-3 araç gidiyorsa, İran'dan 50-60 araçlık bir konvoy Türkiye'ye giriş yapıyor. Türkiye'ye giriş yapan araçların içinde turist taşıyan otobüsler de var. Sınır kapısındaki işlemler esnasında bazı bayanlar kara çarşaflarını gümrükteki tuvalette değiştirerek özgürlüğe merhaba diyorlar. 

Makü bir Türk kenti. Gürbulak sınır kapısına en yakın kent. (Yaklaşık 30 km.) Herkes Türkçe konuşuyor. Bizleri oldukça iyi tanıyorlar. Eski ve yeni Devlet büyüklerimizi de  biliyorlar. O günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Bize "Cumhurbaşkanı seçildi mi? Ankara'nın suları akmaya başladı mı?" gibi sorular sormuşlardı. Toplantı yaptığımız İran'lı devlet görevlisi Fenerbahçe'li olduğunu söyledikten sonra "En Büyük Fener" demeyi de unutmamıştı

Makü'de trafik lambası yok. Kavşaklarda herkes altıncı hissine göre hareket ediyor.

Uzun pirinç aldığımız genç bir esnaf "Siz oradasınız, biz buradayız, Azerbaycan yukarıda, biz niye böyle ayrıyız" deyince Atatürk'ün Avrasya'ya verdiği önemi hatırladım. Ne de olsa aklın yolu bir. Şaşkın Afrikalıların ve Arapların bile birlikleri var ama "Türk Birliği" yok.

Makü'nün girişinde bir kadın heykeli vardı. İran'da kadının çok önemli olduğunu söylediler. O zaman insanın "madem kadın çok önemli ama dışarıdan hiç öyle gözükmüyor" diyesi geliyor.

Caddelerde üzerinde iki el işareti olan sabit kumbaralar var. Kumbaralara para atılıyor. Paralar daha sonra yardım derneği tarafından toplanarak fakirlere dağıtılıyor. Yardım eden ve yardım alan birbirini görmüyor. Dinimize de çok uygun bir uygulama. Bizde olsa o kumbaraları söker götürürüler. İran'da hırsızlığın çok korkunç cezaları olduğundan burada kimse buna yanaşamıyor. Böylece şeriatın  iyi bir tarafını da keşfetmiş bulunuyorum.

Manavdaki domateslerden mutlaka bahsetmeliyim. Çocukluğumuzdaki kokusu metrelerce uzaktan gelen doğal domatesleri hatırlatıyor. Hormonsuz kıpkırmızı domatesler gerçekten çok güzeldi. Limonların bizim küçük can erik büyüklüğünde olması beni şaşıttı.

Makü'de dolmuş, minibüs yok. Benzin bol olduğu için taksi ya da şahsi araba kullanılıyor. Arabalar eski 70'li yıllara ait. Peugeot çoğunluktaydı. Yalnız o günlerde benzin karneyle veriliyordu. Devlet tasarruf tedbirleri nedeniyle aylık kota koymuştu.

Binaların kolonları ve iskeletleri çelikten yapılmış. Kendilerine özgü mimarileri var.  Binalarda uydu anteni gözükmüyor. Uydu yasakmış, fakat herkesin gizli uydusu olduğu söyleniyor. Dışarıda eğlence yerleri olmadığından evlerin içini eğlenmeye müsait olacak şekilde bir yaşam alanı oluşturmuşlar.

Kadınların saçları yarıya kadar açık. Kıyafetleri siyah ama özellikle genç bayanlar pantolon ve bluz şeklinde giyiniyorlar.

Türkiye her yönüyle ilgilerini çekiyor. Türkiye'nin özgür ortamı (onlara göre), yemekleri, truzim cenneti olması vs nedenlerle Türkiye'ye gelmek istiyorlar.  

 
Toplam blog
: 48
: 4273
Kayıt tarihi
: 28.08.12
 
 

Kamudan emekliyim. Yaşam felsefem "hayatın içinde her olayın sorgulanması gerektiği" yönündedir. ..