Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

İran örneği

İran örneği
 

Türban tartışmalarının yaşandığı bir dönemdeyiz bilindiği gibi. İktidar türbanı önce üniversiteler , sonra da tüm kamuya yaymak için emin adımlarla ilerliyor. Bizler şiddetle karşı çıkmamıza, İran örneğini vermemize rağmen türban şu an mecliste. Kendilerini laikliğin yılmaz bekçileri ilan eden baştakiler , ABD yi de arkalarına alarak Türkiyeyi karanlığa sürüklemektedirler. Bunu biliyoruz, söylüyoruz ama yine de hiçbirimiz hiçbirşey yapmıyoruz.

Önümüzde İran örneği var. "İran bilindiği gibi 1979 yılına kadar şahın yönetimindeydi. Sonrasında mollalar ayaklandılar ve ülkeye sözde refah getireceklerini söyleyerek halkı da arkalarına aldılar. Sonrasında Mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar. Önce bira ve şarap fabrikaları yakıldı, Sinemalar kapatıldı. Kadın ve erkeklerin birlikte yüzemeyecekleri , spor yapamayacakları gibi kararlar alındı. Kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar dövülmeye başlandı. Ve o zamanlar birçok kişi bunu bir geçiş süreci olarak algılıyor ve önemsemiyordu.

Ve o zamanlar Humeyni, "Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu.Sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadın spikerler televizyondan kovuluyor; uyuşturucu olarak görülen müzik yasaklanıyordu. Alkol içen, kırbaç cezasına çaptırılıyordu.Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda "Tamam bu sonuncusu" deniyordu. Ama arkası hep geliyordu.

Kızların evlenme yaşı 18"den 13"e düşürüldü. Parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. Kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu.

Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.

Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.

Önümüzdeki İran gerçeği bu. Ve Türkiyeyi bekleyen de bu. Bir mektup var . İranda görev yapan bir diplomatın eşinden. Handan hanım Mektubunda diyor ki:''Eşimin tayin yeri olan Tahran uçağından inerken 'hicab'ımı başıma geçirdiğimde kendimi şöyle teselli ediyordum.'Nasıl olsa burası benim ülkem değil. Birkaç yıl dişimi sıkar katlanırım. Çok şükür ki biz Atatürk kızlarıyız ve böyle şeyler bizim başımıza gelmez.'
Ve unutamadıklarından biri de :Bir başkasının eşi ruj sürdüğü için karakola alındı ve ellerine sopalarla vuruldu. Bu hanım bir keresinde 'Eğer Müslümanlık buysa, Hıristiyan olduğum için çok şanslıyım' demişti.

İrandaki değişim süreci3 yılda tamamlandı"
Bir gün okullarına gittiklerinde kapıda 'Bundan böyle hicabsız derslere giremeyeceklerine' dair bir kâğıt bulmuşlardı. Dedikleri kadarıyla, sürecin tamamlanması üç yıl almıştı. Ondan sonra ise çok geç olmuştu.
İtiraz edenlerin sayısı giderek azalmış, sonuçta yıllar sonra bu ortam içine doğan kızlar için 'hicab'lı olmak son derece doğal ve yerine getirilmesi gereken bir şart olarak algılanmaya başlanmıştı.

Örnekleri vermek istedim sizlere. Hükümetin elindeki gücü nasıl istediği gibi kullandığını biliyoruz zaten.

 
Toplam blog
: 70
: 753
Kayıt tarihi
: 18.10.07
 
 

.... ..